Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Yavuz Hakan Tok | Pis'ton - "Tamperaman"
07 Ocak 2013 - 10:01
Sesini ilk kez dinlediğimiz Mithat Can Özer temiz ve net şarkı söylüyor, taşıdığı genetik mirasın ve büyürken şahidi olduğu müzikal atmosferin de şüphe götürmez etkisiyle grubun rengi ayırt edilebilir sesi olmayı başarıyor
Pis’ton gibi faullü bir ismi seçmiş olsalar da kendilerine, Sezen Aksu’nun oğlu Mithat Can Özer ve müzik piyasasında rüştlerini çoktan ispat etmiş Can Şengün, Murat Ejder ve Arıkan Sırakaya’nın bir grup olarak müzik piyasasına, emsallerine nispetle 1-0 önde giriş yaptıklarını söylemek yanlış olmaz. İlk albümlerini yayımlayan birçok grubun aksine deneyimsizlik, olmamışlık, hamlık safhalarını çoktan geride bırakarak işe giriştikleri daha albümü dinlemeye başladığınız ilk dakikalarda kendini hissettiriyor.

Pis’ton’un “Tamperaman” adı verilmiş ilk albümü, 2012’nin son günlerinde Poll Production etiketiyle piyasaya sürüldü. Albüm için epeyce afili bir tanıtım gecesi yapıldı ve katılan ünlü isimlerin yanı sıra sahneye çıkarak grupla birlikte şarkı söyleyen Sezen Aksu ve Nükhet Duru’nun da etkisiyle grubun adı medyada epeyce yer aldı.

Bütün bu arka plandan habersiz olarak da dinlemiş de olsanız, kendi kendini duyurabilecek, etki yaratabilecek bir albüm “Tamperaman”. Armonik yapı, düzenlemeler ve icrada standardı yüksek tutarken, melodik ve sözel anlamda da kulak doyuran bir çizgi yakalıyor çünkü Pis’ton. Bizim buralarda büyük yüzdeyle tutturulamayan bir doz, bir bileşim bu. Buradan yola çıkarak, Türkçe “rock” müzikte sadece “indie” peşinde koşan işleri alkışlayan müzik yazarlarının aksine, ben kendi adıma Pis’ton’un müziğini bu topraklar için daha gerçekçi ve daha kolay algılanabilir/sevilebilir bulduğumu söylemeliyim.

Daha önce yaptığı işlerde (Tarkan’ın söylediği “Acımayacak”, Berkay’ın söylediği “Lolita” gibi) libidosu yüksek genç adam şarkıları ya da (Sezen Aksu’nun söylediği “Tören” gibi) sözü yeterince olgunlaşmamış şarkılar yazan Mithat Can Özer’i birçok şarkının söz ve müziğine imza attığı bu albümde kendi sözünü ve müziğini bulmuş bir şarkı yazarı olarak kayda alabilmek mümkün.



Gruptaki diğer elemanların ve Ambulans grubundan tanıdığımız Turan Sarıbay ve Özgen Akçetin’in ve de Sezen Aksu’nun katkılarıyla albüm başından sonuna dinlenebilir şarkılar vaat ediyor. Özellikle de “Azad Et”, “Acıya Tanığım” ve “Bu Yüzden” albümü tek başına sürükleyebilecek şarkılar. Buna karşın işin eğlencesini çıkaran “Anam Anam” ve “Adanalı”nın albümün bütünü içerisinde daha ticari ama daha eğreti durdukları da bir gerçek. Bir “Adanalı”dan bahsederken nedense dokuz sekiz ritim tutan bu şarkının meşhur “Hamamcı Teyze” şarkısının kıyısından geçiyor olması da ayrı mesele.

Sesini ilk kez dinlediğimiz Mithat Can Özer temiz ve net şarkı söylüyor, taşıdığı genetik mirasın ve büyürken şahidi olduğu müzikal atmosferin de şüphe götürmez etkisiyle grubun rengi ayırt edilebilir sesi olmayı başarıyor.

Albümün tok ve parlak ses kaydı, Çağlar Türkmen’in eli değmiş “mastering”i, Bahadır Tanrıöver tarafından çekilmiş fotoğraflar ve Onur Özışık tarafından yapılmış kartonet tasarımı ise bu detaylara takıntılıları yeterince memnun edebilecek düzeyde.