Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Yavuz Hakan Tok | "Özel" bir yetenek
15 Ekim 2018 - 12:10
Sena Şener henüz 20 yaşında. 15 yaşında internete yüklemeye başladığı videolar ve ses kayıtlarıyla kendi kitlesini yaratmış, sonrasında Mahmut Orhan’la birlikte kaydettiği “Feel” adlı şarkısıyla tanınırlığını epeyce artırmış.

2016’dan bu yana dört adet tekli yayımlayarak müziğin profesyonel kulvarından ses vermeye başlayan Şener, Tuna Kiremitçi ve Arkadaşları projesinde seslendirdiği şarkı ile de adından söz ettirmişti. Sena Şener’in ilk albümü “İnsan Gelir İnsan Geçer”, geçtiğimiz günlerde Pasaj Müzik etiketiyle yayımlandı.

 

Her şeyden önce çok enteresan, çok kendine has, farklı, karakteristik ve etkileyici bir sese sahip Sena. Ama hepsi bu değil. Şarkılarını da kendi yazıyor ve hatta düzenliyor. Yaşından beklenmeyecek yetkinlik ve olgunlukta şarkılar bunlar üstelik. Neresinden baksanız “özel” bir yetenekle karşı karşıya olduğumuz su götürmez.

 

 
 
Sena Şener’in albümünde daha önce tekli olarak yayımlanmış dört şarkıyla birlikte toplam on şarkı var. Bunların tamamı onun 15 yaşından bu yana yazdığı şarkılar. Mesela “Çirkin Dünya” yazdığı ilk şarkıymış. Albüm kartonet yazısında hem bu albümün oluşum sürecini bu şarkının başlattığını söylemiş hem de müzik eğitimi olmamasına rağmen şarkılarının düzenlemelerini kendisinin yapmasının hikâyesini anlatmış.

 

Sena Şener’in müziği, şarkıları ve şarkı söyleme biçimi çokça depresif, içe dönük ve kara bulutlu. Zor olanın mutlu şarkılar yazmak olduğunu ve aslında kolay olanı yaptığını anlatıyor röportajlarında. Dinleyici olarak o bulutların gölgesinde kalmaktan hoşnut olduğunuz sürece Şener’in müthiş sesinden ve kendine has dünyasından payınızı alıyorsunuz. Aksi takdirde işiniz biraz zor olabilir.

 

Müzikal nitelik bakımından kendi sınırları içerisinde son derece özen ve titizlikle hazırlanmış bir albüm bu. Bir bütün olarak iyi. İçinde farklı coğrafyaların tını ve tatları barındıran melodiler, derinlikli sözler barındıran şarkılar var başından sonuna.

 

Ve fakat Sena Şener’in bir falsosu var ki bence bütün bu artıların karşısında kocaman bir eksi olarak duruyor. O da çok belirgin ve rahatsız edici diksiyon problemi. Evet, biliyorum son yıllarda ne kadar ağzınızın içinden, çeneniz kapalı ve telaffuzunuz bozuk şarkı söylerseniz o kadar “alternatif” buluyorlar sizi ve o yüzden de kimse buna takılmıyor, hatta bazen “doğallığı bozulmasın” diye özellikle yapılıyor ama elbette işin doğrusu bu değil. En azından olmamalı. Şarkı sözlerini dinleyenlerin net bir biçimde anlaması ve kelimelerin doğru anlamlarını bulabilmesi için şarkı söylerken bir parça amatör ruhtan sıyrılmanın Sena’ya büyük faydası olabilir.

 

Albüm kapak ve kartoneti Fethi Karaduman tarafından çekilmiş fotoğraf ve Kaan Bağcı tarafından yapılmış illüstrasyonlar ve tasarımla şarkıların ruh halini bütün bütüne yansıtıyor. Kitapçıkta şarkı sözlerinin yanlarına iliştirilmiş ve Sena Şener’in tabiriyle “şarkılara sığdıramadığı” cümleler de CD satın alanlar için “bonus”.  

 

Kendi müziğini yazan, şekillendiren ve söyleyen herkesin ama özellikle de Sena gibi çok genç yaşta bunu yapabilenlerin önünde eğilmek lazım. Bunun bir ilk albüm olduğu düşünülürse, bu yolda Sena’yı epey parlak bir geleceğin beklediği de aşikâr. Söylemişti dersiniz.