Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Yavuz Hakan Tok | Mahmut Çınar – “Bul Beni”

Mahmut Çınar – “Bul Beni”

09 Mayıs 2019 - 10:05
Taş plaklardan vinil plaklara geçtiğimizde müzik piyasasına hâkim olan 45’lik (şimdiki adıyla teki) formatıydı. 33’lük plaklar (yani albümler) ise uzunca bir süre boyunca çoğunlukla yayımlanmış 45’liklerdeki şarkıların bir araya getirilmesiyle oluşturuldu. Belki yayımlanmamış 1-2 şarkı da konulurdu bazen ama onlar da genellikle 45’liklere konulmamış, iddiasız şarkılar olurdu.

Farklı zamanlarda farklı stüdyolarda kaydedilmiş şarkıların ses seviyeleri, kayıt kaliteleri birbirinden farklı olur, yeni bir “mastering” yapılmaz, 33’lükler öylece piyasaya çıkarılıverirdi.

 

Son dönemde müziğin dijitalleşmesi ve tekli formatının müzik piyasasını domine etmesi ile birlikte yine böylesi bir sürece girmeye başladık. Önce ardı ardına tekliler yayımlanıyor, sonra onlar toplanıp bir albüme dönüştürülüyor. Dijital müzikte bu yöntem çok avantajlı bir pazarlama hilesi gibi görünmekle birlikte, beraberinde tatsız sonuçlar da doğuruyor.

 

Mahmut Çınar’ın geçtiğimiz günlerde Garaj Müzik etiketiyle yayımlanan ilk albümü “Bul Beni”, tam da böyle bir albüm. Çınar’ın 2017 yılından bu yana yayımlanmış bütün teklileri, üstelik piyasaya çıkış tarihlerine uygun olarak sıraya dizilerek bir araya getirilmiş ve bir de yeni şarkı eklenerek 10 şarkılık bir albüme dönüştürülmüş.

 

“Sound” konusunda bir sıkıntı yok. Aşağı yukarı aynı müzisyenlerin, aynı aranjörlerin elinden çıkmış kayıtlar. Söz – müzik deseniz, bir şarkının sözlerine Gözde Çınar’ın katkısı ve bir şarkının bestesinin Deniz Bayrak tarafından yapılmış olması dışında şarkıların tamamı Mahmut Çınar’ın imzasını taşıyor. Bu sebeple, bir duygu ve dil bütünlüğünden söz etmek de mümkün. Elbette şarkıların bazıları farklı müzikal yönlere seğirtiyor ama büsbütün de birbiriyle ilintisiz yerler değil oralar. Bu noktada albüm formatının olmazsa olmazı şarkı sıralaması konusunda itiraz edebiliriz ancak. Zira sıralamanın bir müzikal akışa uygun olması bir albümü albüm yapan öğelerden biri. Bu sıralamanın kronolojik olması ise ancak (o da belki) bir “best of” için anlamlı olabilirdi. 

 

 

Mahmut Çınar’ın müzik macerası çok enteresan. Beste yapmaya 2016 yılında başlıyor. Sonra yaptığı ilk besteleri kaydedip paylaşıyor. Paylaştığı şarkılar çok beğenilince Pasaj Müzik’ten gelen teklif üzerine profesyonelliğe ilk adımını atıyor. Üstelik o sıralar hayatını akademisyenlikten kazanıyor.

 

Bu keşfedilme hikâyesi her genç müzisyenin hayali olabilir. Ama bu işler öyle kolay olmuyor. Böylesi bir şans, gerçekten içi dolu, derin, nitelikli şeyler yapan, yükünü tutmuş, birikimini yapmış birinin kapısını bu kadar kolay çalabilir ancak. Mahmut Çınar daha yayımlanan ilk şarkısı “Satır Satır”la bunu gösterebilmiş biri. İlk şarkı yayımlandığında Çınar’ın 37-38 yaşlarında olduğu düşünülürse bu hikâyenin içinden “hiçbir şey için geç değildir” mottosunu bir güzel çekip çıkarabilirsiniz ayrıca.

 

Albümü dinlerken bunu fark etmemek mümkün değil zaten. Evet, adam çok yeni girmiş bu işlere ama şarkıları Yeni Türkü, Ezginin Günlüğü, Mozaik; Bülent Ortaçgil ve benzerlerinin devrinden, eski ve köklü, zarif ve incelikli bir gelenekten geliyor. Albüme adını veren “Bul Beni” de Hüsnü Arkan’ın sesini duymamız tesadüf değil. Hani bir şarkıdan da Derya Köroğlu’nun sesi geçse hiç yadırgamazdım şahsen, ya da Ortaçgil’in. Ancak onların yerine yine yakın dönemin parlak işler yapmış genç isimlerinden birinin, Gözde Öney’in sesini duyuyoruz iki şarkıda.

 

Hüseyin Cebişçi ve Efe Demiryoğuran gibi çoktan rüştünü ispat etmiş iki ismin düzenlemelerdeki imzası albümü (daha doğrusu şarkıları) taçlandırırken, Mahmut Çınar’ın şarkıcılık performansı da tıpkı şarkı yazarlığı gibi kırk yıldır bu işi yapanları aratmıyor.

 

Hâlâ elinde albüm tutmayı sevenler için mis gibi bir albüm, arşivlik bir “toplama”. Ama mesela şimdi ne olacak? Çünkü albümdeki 9 şarkının klibi halihazırda mevcut. Kalan bir şarkı (“İçinde Gökyüzü”) ise klibi çekildikten sonra hepi topu iki ay dolaşımda kalır. Yani uzun vadede dinlenilmeye devam edilse de üç – dört ay kadar sonra albümün bir haber değeri kalmayacak. İşte yukarıda, ikinci paragrafın son cümlesindeki “tatsız sonuçlar”dan biri de bu.