Milliyet Sanat »Yazarlar » Yavuz Hakan Tok | Gözde Öney'in dünyası: "İki Gölge"
Gözde Öney'in dünyası: "İki Gölge"
21 Ağustos 2017 - 03:08Dünyada ve Türkiye’de pek çok örneği olan ve hatta tartışmaya açık ve içi boşaltılmış bir tabir olsa da 'kadın ozan' diye tanımlanan bir karşılığı var Gözde Öney türevi müzisyenlerin
Samsun doğumlu Gözde Öney’in müzikle mesaisi de Samsun’da yarı zamanlı konservatuar eğitimi ile başlamış. Daha sonra İstanbul’da Bilgi Üniversitesi’nde müzik eğitimine devam eden Öney, reklam müzikleri seslendirerek ve Hande Yener, Sibel Tüzün, Hüsnü Arkan gibi isimlere sahnede vokal yaparak deneyim kazanmış.
Müziğin alternatif kanadıyla ilgili olanlar özellikle Sofar performansı “Kavga” ile tanımıştı onu. Mahmut Çınar’la kaydettiği iki düet şarkı ve bir Peyk “cover”ı olan “Gidin” ise Öney’in yayımlanmış ilk resmi kayıtları oldu. Gözde Öney’in ilk albümü “İki Gölge” ise Mayıs 2017 itibariyle yayımlandı.
Bu tertemiz, pırıl pırıl şarkı söyleyen, kırılgan ve hatta biraz çekingen ama bir yanıyla da kendinden emin olduğunu hissettiren, tınısı farklı ve kendine has sesin sahibi beylik tabiriyle “umut vaat eden” bir müzisyendi, bu belliydi. Nitekim ilk albümüyle de bunu tescillemiş oldu.
Doğaç Müzik etiketiyle yayımlanan “İki Gölge”, her şeyden önce bir albüm bütünlüğü taşıyor. Kapağından grafik tasarımına, müzikal içeriğinden şarkı dizimine dek her bakımdan dinleyici bir süreliğine olduğu yerden, içinde bulunduğu dünyadan alıp Gözde Öney’in dünyasına götürüyor ki artık zaten çok az yapılmakta olan albümlerde pek az denk geldiğimiz bir nitelik bu.
Peki Gözde Öney’in dünyasında ne var? Bir kere kendi sözünü söyleyen, derdini anlatan, sorular soran, cevaplar arayan genç bir kadın ve onun çapaksız, sade ama derin söz cümleleri, sakin, dolambaçsız melodi cümleleri var. O cümleler çok iyi işlenmiş, çok profesyonelce çalınmış şarkılara dönüştürülmüş yine genç ve çok yetenekli müzisyenler tarafından. Haliyle albüm boyunca “Bunun ne işi var burada?” diyeceğiniz bir tek şey çıkmıyor karşınıza. Hem söz, hem melodi, hem de düzenleme açısından böyle bu. Zaten birbiriyle bir şekilde teşrik-i mesaisi olan bir ekibin kendi içindeki uyumu, ticari ya da değil, başka türlü kaygılara teslim olmamış; bunu hissediyorsunuz ki bu da bir albüm için pek az bulunur bir başka nitelik şimdilerde.
Mesela ben kendi adıma, albümden bir süre önce tekli olarak yayımlanan ve çok da sevdiğim “Gidin”in albümde olmasını beklerdim ama belli ki ister istemez bütünün dışında kalacak bu şarkıyı albüme koymamayı tercih etmişler.
Albümdeki tüm şarkılar Gözde Öney’e ait olmakla birlikte “Düşüş”ün müziğinde Koray Candemir, “Hayat İzleri”nin sözlerinde Ayşe Saran, “Tik Tak”ın müziğinde ise Okay Aynur’la ortak imzalar var. Sekiz şarkının düzenlemesi Efe Demiral tarafından yapılmış, “Son Nefes”te Koray Candemir ve Okay Aynur, “Bi’ Ruh”da ise Canay Cengen ve Okay Aynur düzenlemelere imza atmış. Albüm kapak fotoğrafı Begüm Koçum tarafından çekilmiş, her bir şarkı için ayrı ayrı çizilmiş illüstrasyonlar ve kartonet tasarımı ise Eren Caner Polat tarafından yapılmış.
Sofar performansıyla bilinir hale gelen (ve bende Öney’in bu şarkıyı günün birinde bir şekilde Nazan Öncel’le düet söylediğini duyma arzusu uyandıran) “Kavga”, sıralamada “Kavga”nın hemen ardından gelen “”Sen Olsan”, inceden bir Ortaçgil rüzgarı estiren “Çok Şey”, etkileyici sözleriyle “Tik Tak” albümü ilk dinleyişimde benim için öne çıkan şarkılar oldu.
Dünyada ve Türkiye’de pek çok örneği olan ve hatta tartışmaya açık ve içi boşaltılmış bir tabir olsa da “kadın ozan” diye tanımlanan bir karşılığı da var Gözde Öney türevi müzisyenlerin. Eğer bir kategorizasyon şartsa, Ceyl’an Ertem’inden Jehan Barbur’una, Melis Danişmend’inden Çiğdem Erken’ine, dinleyicisine her biri farklı kapılar açan yeni nesil müzisyenler arasında Gözde Öney’in adını da anmaya başlayabiliriz bu albümle birlikte.