Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Yavuz Hakan Tok | FüsunSu anlatıyor: FüsunSu - "Uma"

FüsunSu anlatıyor: FüsunSu - "Uma"

10 Mayıs 2017 - 12:05
Füsun Balta hem eğitimli hem deneyimli bir şarkıcı. Güncel pop dinleyicisi için zor belki biraz bu şarkıları hazmetmek. Ama FüsunSu’nun bu noktadan sonra koşmak istediği kulvar da orası değil
Siyah beyaz televizyonda Yeşilçam filmleri, Behiye Aksoy, Gönül Yazar, Emel sayın plakları, Broadway müzikallerinde dans edip şarkı söyleyen Hollywood yıldızlarına öykünme ve saç fırçasını mikrofon yapıp ayna karşısında şarkı söylemeye çalışma…
 
Hayata gözlerini Antalya’da açan Füsun Balta’nın çocukluğu müzik aşkı ve hayalleriyle geçer. ODTÜ’de mimarlık okur hatta mezun olduktan ve evlendikten sonra mesleğini yapmaya da başlar ama bir yandan da ufak ufak sahneye çıkmaktadır. İlk ciddi sahne deneyimini 1995 yılı Eurovision şarkı yarışmasında Arzu Ece’ye vokal yaparak yaşar. 1999’da "Yedi Kocalı Hürmüz" müzikalinde sahneye çıkar, o sıralarda konservatuarın müzikal bölümünü birincilikle kazanır.
 
Hayaller gerçeğe dönüşmüştür artık. 2002 yılında Varna Discovery Festivalinde “en iyi artistik performans” ödülünü alan Füsun Coşkun, 2003 yılında ilk albümünü Vedat Sakman’ın prodüktörlüğünde dinleyiciye sunar. O yıllar sahneyle, müzikle dolu dolu geçer.
 
Bir çocuk sahibi olur sonra. Ancak özel hayatındaki mutsuzluklar, çeşitli hastalıklar olarak gösterir kendini. Bir süre sahneden uzak kalır. 2012 yılında konulan kanser teşhisi hayatında bir dönüm noktası olur.
 
O artık FüsunSu. Zorlu bir tedavi ile hastalığı yenme sürecinde hayatını tamamen değiştiren Füsun, müziğe tekrar dönmeye karar verdiğinde kendisine bu ismi vermiş. Yeni bir hayata, yeni bir isimle merhaba demiş. Yaşadıklarını, hayata bakışını ve yeni hayat felsefesini kendi yazdığı şarkılara dökmüş.
 
FüsunSu’nun üç şarkıdan oluşan ilk mini albümü “DNA”, 2016 yılında piyasaya çıkmıştı. Üç şarkının isimlerinin baş harflerinden ortaya çıkmış “DNA” ismi. Bugün kanser hastalığının farkındalığı için aktif olarak çalışan, projelere katılan, bir yandan da nefes terapisi üzerine dersler veren Füsunsu, şarkılarında kendi hayatından yola çıkarak aslında bir “hayat farkındalığı”na dikkat çekiyor. Sahip olduğumuz en değerli şeyi, hayatımızı değerini bilerek, önemseyerek, tadını çıkara çıkara ve lüzumsuz üzüntüler, kaybolmalar, acı çekmelerden uzak yaşamanın ipuçlarını veriyor bir anlamda.
 
 
FüsunSu’nun bu otobiyografik çalışmasının ikinci halkası “UMA” ise geçtiğimiz günlerde Loras Prodüksiyon etiketiyle yayımlandı. Yine üç şarkı ve üç şarkının baş harflerinden oluşan ismiyle bu mini albüm de öncekinin bir devamı olarak müzik piyasasında pek de duymaya alışık olmadığımız türden bir “derin” içerik sunuyor dinleyene.
 
Füsun zaten hem eğitimli, hem deneyimli, iyi bir şarkıcı. Yoruma dayalı şarkıcılık ekolünden gelmesi bir yana, kendi yazdığı şarkılardaki anlatıcılığın sahiciliğinden, hele ki şarkıların sözlerine dikkatle kulak kabarttığınızda etkilenmemeniz mümkün değil. Ogün Sayharman’ın düzenlemelerini yaptığı melodi yoğun (bu bakımdan bir parça klasik formdaki) besteler farklı türlerin harmanlanmasıyla işlenmiş ve ortaya tamamen kendine has bir form çıkmış. Özellikle ‘90’ların Vedat Sakman – Leman Sam – Zuhal Olcay şarkılarını sevenlerin tam da onların arasına koyacağı şarkılar bunlar. Bir bakıma o müzikal tavrın bugüne güncellenmiş hali de denilebilir.
 
Ortalama güncel pop dinleyicisi için zor belki biraz bu şarkıları hazmetmek. Ama FüsunSu’nun bu noktadan sonra koşmak istediği kulvar da orası değil zaten, bu çok belli. Dedim ya, o sadece bir şarkıcı değil artık, aynı zamanda bir anlatıcı ve anlattıkları hiç de yabana atılacak şeyler değil.
Keşke enteresan fotoğraflarla süslü albüm kartonet ve kapakları daha profesyonel bir grafik tasarımla sunulsaymış dinleyiciye. Çünkü FüsunSu şarkıları daha fazla dikkat çekmeyi hak ediyor.
Etiketler: füsun balta  füsunsu  uma  Aşk  dna