Enstrümanlar arası sohbet: Kanun Piyano ikilisi - "Uyanış"
Esra Berkman 1980 doğumlu. Görece genç yaşına rağmen konservatuarda eğitimini aldığı kanun çalgısı üzerine tezler, makaleler yazmış, hem akademik anlamda, hem de icracı olarak tam tabiriyle ‘müzik kariyerini kanuna adamış’ bir müzisyen. Bu çalgının Türk müziğinde kullanıldığından farklı bir biçimde de çalınabildiğini öğrenince Ermeni müzisyen Haçatur Avetisyan’ın çalışmaları üzerine Ermenistan’da araştırmalar yapan Berkman, kanun stilini modernize eden ve kanun-piyano çalgıları için hem özgün eserler yazıp hem de uyarlamalar yapan Avetisyan’ın oluşturduğu repertuardan yola çıkarak 2008 yılında kanun-piyano ikilisini kurmuş. Farklı piyanistlerle ikili olarak hem repertuar çalışmalarına devam edip, hem de konserler veren Berkman 2011 yılından itibaren piyanist Nazlı Işıldak’la birlikte çalışmaya başlamış.
Esra Berkman ve Nazlı Işıldak ya da nam-ı diğer Kanun-Piyano İkilisi’nin ilk albümü “Uyanış”, geçtiğimiz günlerde Kalan Müzik etiketiyle yayımlandı. Yeri gelmişken söylemeliyim; iyi ki Kalan Müzik var. Böylesi sıfır ticari kaygılı çalışmaları, albümleri dinleyiciye ulaştırabilen iki firma ya var ya yok çünkü müzik piyasamızda.
Bu albüm her şeyden önce çok ciddi bir akademik çalışmanın ürünü… Zaten bu süreç albüm kitapçığında ayrıntılı bir biçimde anlatılıyor/açıklanıyor. Ancak bunun da ötesinde kitapçıkta bir cümle var ki, yapılan işin özeti gibi: “Kanun-piyano İkilisi, kuruluşundan günümüze dek verdiği pek çok konserle, Türkiyeli dinleyiciler için yeni bir deneyim olan kanun-piyano çalgılarının birlikte ürettikleri tınıları paylaşmış ve Türk bestecilere kanun ve piyano için eserler üretmeleri yönünde ilham vermeyi amaçlamıştır.”
Sahiden de öyle. Dinleyici için ciddi bir yeni deneyim bu. Ben kendi adıma kapak fotoğrafının albüm içeriğinde klasik müzik olduğu hissi uyandırmasına rağmen, sığ bir dinleyici ön yargısıyla, alaturka eserlerin icra edildiği, “Ud ile Nostalji”, “Kanun İle Seçme Eserler” gibi, Unkapanı stüdyolarında bir gün içerisinde üretilen ticari seri albümlerin bir benzeriyle mi karşı karşıyayım diye düşünmedim değil. Neyse ki hem arka kapaktaki eser isimleri, hem de Kalan Müzik etiketi yine de bir dinlemem gerektiğini söylüyordu bana. İyi ki de dinlemişim. Çünkü ne o, ne de bu; gerçekten başka türlü bir şey.
Öncelikle kanun, o bizim bildiğimiz alaturka kanun gibi tınlamıyor hiç. Arp desem, lir desem onlar da değil ama, başka türlü işte. Piyanoyla kanunun ahbaplığı ise daha da şaşırtıcı… Çok taze, çok ferah, çok da dokunaklı üstelik… İcra edilen eserler ise bizim müzik kulağımıza çok ama çok yakın; handiyse tanıdık. Ben ki içinde insan sesi olmayan müziği ancak kitap okurken tercih edenlerdenim; bu albümü evire çevire dinlemekten hiç sıkılmadım, sıkılmıyorum. Çünkü usta icracılarının elinde kanun ve piyano sözsüz eserlerde saklı sözler söylüyor, sanki aralarında sohbet ediyorlar gibi. Öyle dolduruyorlar kulağı.
Bir de sahiden bazı çağdaş Türk bestecileri kanun-piyano için eserler üretmişler Esra Berkman’ın bu çalışmaları sonrasında ki bu da müziğimiz için önemli bir kazanç olmuş.
Başından sonuna şeker şurup akıp giden bu değerli albüm için keşke daha özenli bir kitapçık hazırlansaymış. Küçük puntolu yazılarla çok fazla bilgi çok az sayfaya sığdırılmış ve bilgiler çok akademik bir dille yazılmış çünkü. Oysa bu tür müziğe hiç ilgisi olmayanların da ilgisini çekebilecek bu albümün önemi, daha açık ve sade bir dille, daha kolay okunabilir bir şekilde kaleme alınsa ve kitapçık öyle tasarlansaydı çok daha faydalı olurdu.