Milliyet Sanat »Yazarlar » Yavuz Hakan Tok | Beş sekizlik bir albüm: 4 Vokal - "Başka"
Beş sekizlik bir albüm: 4 Vokal - "Başka"
06 Haziran 2017 - 03:06Gözlerinizi kapadığınızda dört solist ve dört enstrümanın o an bulunduğunuz yerde, yanınızda, size özel bir konser verdiğini düşünebilirsiniz
Çok sesli vokal geleneğinin bugünün müziğindeki sayılı temsilcilerinden biri olan 4 Vokal’in ilk albümü 2013’de yayımlanmıştı. O zaman bu zaman sahne performanslarına devam eden grup, yeni albümünü geçtiğimiz günlerde piyasaya sürdü. We Play etiketiyle yayımlanan albüm “Başka” adını taşıyor.
Öncelikle grubun yeni kadrosundan bahsetmek lazım çünkü ilk albümdeki kadro yarı yarıya değişmiş olarak karşımızda bu kez 4 Vokal. Grubun ilk kadrosundaki erkek solistler, Barış Bahçeci ve Devrim Ünal devam ederken kadın solistlerin ikisi de yerini başka solistlere bırakmış, Sibel Sezal ve Elçin Dönmez’e.
Sibel Sezal ismi meraklısı için hiç de yabancı değil. Fikret Kızılok’un “Yana Yana” albümünde sesini ilk kez duyduğumuz Sezal, ‘90’larda iki de solo albüm yapmış ama sonrasında pek göz önünde olmamıştı. Yıllar sonra onu 4 Vokal’in solistlerinden biri olarak görmek sesini sevenler için hoş bir sürpriz her şeyden önce.
Grup bu yeni haliyle de tavrından ve tarzından ödün vermeden yine bildik şarkıları (bu defa türküleri) kendi süzgecinden geçirerek, çok sesli vokal tekniği ile yorumluyor. Bu noktada aslında grubun beşinci üyesi olarak da kabul edebileceğimiz, bu albümün de yapımcısı ve aranjörü olan Haluk Polat’ın ismini de anmak lazım zira albümdeki türküleri dört sese uyarlamakla kalmayıp albüm kaydında bütün tuşlu partisyonlarını da kendisi çalmış.
Albüm ismi kapağa yazılırken B harfi yerine 8, Ş harfi yerine de 5 rakamlarının kullanılmış olması boşa değil. Bu tasarım albümün alt başlığına bir gönderme aslında: “Beş Sekizlik Kış Şarkıları”. Albüm için seçilmiş sekiz türkünün ortak paydası 5/8 tabir edilen ritim yürüyüşünde olmaları çünkü. İçinde yaşadığımız ve de komşusu olduğumuz coğrafyaya mahsus bir aksak ritim bu. Daha batı ve daha kuzeyde yaşayanların hemen hiç kullanmadığı, dahası kulaklarının da kolay algılayamadığı bir ritim. Nitekim seçilen türküler tam da bu coğrafyanın farklı köşelerinden ses veriyor.
Trakya’dan “Drama Köprüsü”, Karadeniz’den “”Anan Var midur?”, Ege’den “Odam Kireç Tutmuyor” ve diğerleri. Kürtçe bir Türkü olan “Dar Hejiroke”, derken “Yemen Türküsü”, oradan Aşık Daimi’nin sazından “Ne Ağlarsın?”…
Sadece dört enstrümanla çalınmış ve dört solistle seslendirilmiş bu türküleri dinlerken gözlerinizi kapadığınızda o sekiz müzisyenin o an bulunduğunuz yerde, yanınızda, size özel bir konser verdiğini düşünebilirsiniz. O sadelik, o sakinlik ve o samimiyet başından sonuna dek hissediliyor çünkü.
Başucuna konulup zaman bağlı kalmaksızın dinlenebilecek, yıllar sonra da dinleyende etki bırakabilecek, yanı sıra deneysel tarafı ile de arşivlerde yer edinecek bir albüm bu. Tek sesten koro halinde vokallerle söylenen 2/4’lük pop şarkıları dinlemekten hasar görmüş kulakları tedavi edebilmesi de mümkündür ayrıca, aklınızda bulunsun.