Aslında oldukça arabesk: Yasemin Yalçın - "Arasırabesk"
Oynadığı oyunlarda, parodilerde ya da yaptığı taklitlerde söylediği şarkıları bir kenara koyarsak, Yasemin Yalçın ilk kez Suzan Kardeş’in 2009 çıkışlı “Makyaj Odası Şarkıları” adlı albümünde şarkıcı olarak karşımıza çıkmıştı. Gerçi, adından da anlaşıldığı üzere, o bir konsept albümdü ve Yalçın gibi başka tiyatro oyuncuları da şarkı söylemişti o albümde. Fakat şaka değil, içlerinde en dikkat çekici olanı Yasemin Yalçın’ın “Taht Kurmuşsun Kalbime” yorumuydu. “Bu kadın şarkı söylemeli, albüm yapmalı,” dediğimi hatırlıyorum dinlerken.
Geçenlerde aynı televizyon programına konuk olduğumuzda, o kaydı hatırlattım Yasemin Yalçın’a. “Önemli bir şey değildi, bir saat içinde girip alelacele okumuştum,” dedi. Bence önemliydi oysa. Mesela ben o kaydı bilmiyor olsaydım, Yasemin Yalçın’ın albüm yaptığı duyunca bu denli coşkuyla merak eder, dinler miydim bilmiyorum. Yalçın’ı sevmediğimden değil; aksine bayılırım komedyenliğine. Ama bir komedyen için şarkıcılığa soyunmak zor iştir. Sizi hep güldüren birinin ciddi ciddi şarkı söylemesini, hele ki acıklı şarkılar söylemesini çok kolay kabul edemeyebilirsiniz dinleyici/izleyici olarak. Bir de bu komedyeni tiplemeleriyle tanıdıysanız o güne dek, o daha da zordur.
Velhasıl, Yasemin Yalçın’ın merakla beklediğim ilk albümü “Arasırabesk” geçtiğimiz yaz aylarında Çimen’s Yapım etiketiyle piyasaya çıktı. Albümün adı kendini ele veriyor zaten. Yasemin Yalçın bu albümde bir dönemin sevilen arabesk şarkılarını seslendiriyor.
Arabesk müziğe birazcık hâkimseniz, repertuarın çok sağlam olduğunu görüyorsunuz zaten. “Sarhoş”, “Yağmurun Sesine Bak”, “İstanbul Sokakları” ve “Taht Kurmuşsun Kalbime” başta olmak üzere, çok şahane 10 arabesk klasiği bir araya getirilmiş. Mazlum Çimen’in prodüktörlüğü ve Necip Yılgın’ın yönetmenliği ve aranjörlüğünde kotarılan albümde Yasemin Yalçın değme arabesk şarkıcılarına taş çıkarıyor üstelik.
Kadın arabesk şarkıcıları kabaca iki kategoriye ayırmak mümkün… Naif, kırılgan ve içli içli şarkı söyleyenler bir tarafta, hoyrat, külhan ve erkeksi bir tavırla şarkı söyleyenler ise diğer tarafta. Yasemin Yalçın ise daha ziyade Gönül Akkorların, Mine Koşanların, Bergenlerin, yani külhan tavrın izinden gider gibi. Hatta Esengül’ü neredeyse taklit ediyormuş gibi söylediği Esengül şarkılarında bile Esengül’ün o kırılgan tavrı yok. Bu nedenle de albümde bazı şarkılar Yasemin Yalçın için doğru seçimler değilmiş gibi tınlıyor. ”Sarhoş” ve “İstanbul Sokakları” bunların başında geliyor mesela. Bunun aksine,” Sabrıma Borçluyum”, “Yağmurun Sesine Bak”, “Çok Geç Olmadan” gibi şarkılarda Yasemin Yalçın şarkıcı olarak çok daha etkili.
Zaman zaman küçük hataları, defoları olsa da, stüdyoda üzerinde fazla oynama yapılmamış vokal performansı ile Yasemin Yalçın her şeyden önce o yılların arabeskinin samimiyetini sıklıkla yakalıyor. Düzenlemeler de o minvalde olunca, ortaya çıkan iş bugün yapılan birçok arabesk albümden daha iyi olmuş. Kıyaslamak gerekirse, mesela hemen hemen aynı günlerde piyasaya çıkan Zara’nın “Derin Aşk” adlı arabesk albümünden daha “arabesk” bu albüm.
Merve Karahan tarafından çekilmiş fotoğrafları ve özenli kartonet tasarımıyla da göz alıcı bir albüm bu. Albüm kapak yazısına “Samimiyetimle” diyerek imzayı atmış Yasemin Yalçın. Ben o samimiyeti hissettim ve kabul ettim. Dinleyiciye ne kadar geçer, onu da zaman gösterecek.