Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Yavuz Hakan Tok | "İncir" sonrası: İlyas Yalçıntaş - "İçimdeki Duman"

"İncir" sonrası: İlyas Yalçıntaş - "İçimdeki Duman"

16 Mart 2016 - 01:03
İlyas Yalçıntaş ilk albümünde popun yakın geçmişinden kıyıda köşede kalmış şarkıları bulup çıkarmış ve tıpkı “İncir” gibi bu şarkılara da ikinci bir şans yaratmış
Bundan iki sene öncesine kadar İlyas Yalçıntaş, barlarda, kafelerde gitar çalıp şarkı söyleyen yüzlerce genç müzisyenden biriydi. Dünyaca ünlü X Factor yarışmasının Türkiye versiyonunda boy gösterdiği gece söylediği şarkı ona bir anda şöhretin kapılarını açtı. Yarışma, Türk televizyon tarihinin en büyük fiyaskolarından biri olarak sonuçlanmadan bitti ve o yarışmadan geriye hatırlanan bir tek İlyas Yalçıntaş oldu. Bu çok ender görülen bir şeydi zira benzeri yarışmaların birincileri bile bir süre sonra unutulup gidiyordu. Ancak İlyas’ın zekice bir düşünceyle, barlarda söylerken çok alkış aldığı “İncir” şarkısını yarışmaya taşıması kaderini değiştirmişti. Doğru şarkıcı doğru şarkıyla buluşmuş ve doğru bir yerde dinleyiciyi yakalamıştı.
 

İlyas Yalçıntaş’ın “İncir”le başlayan şöhret macerası, şarkının ENBE 2015 albümünde yer alması,  yine aynı albümde Büşra Periz’le “Olmazsa Olmazımsın” adlı şarkıyı düet yapması ve de her iki şarkıya da klip çekilmesi ile ivme kazanarak devam etti. Ve ilk albümü “İçimdeki Duman”, geçtiğimiz günlerde DMC etiketiyle piyasaya sürüldü.

 
Bahis konusu iki şarkının da dâhil edildiği albümde toplam on beş şarkı var. Bu şarkıların büyük kısmı ise daha önce başka şarkıcılar tarafından seslendirilmiş şarkılar. İçlerinde nispeten bildik olanları var: Çelik’in “Dilberim”i, Redd’in daha önce Gülay tarafından da seslendirilen “Nefes”i, Feridun Düzağaç’ın Grup Tını zamanından kalma, sonrasında ilk solo albümünde de kullandığı “Lavinya”sı ve Soner Sarıkabadayı’nın “Sadem”i.
 
Buna karşılık İlyas, popun yakın geçmişinden nispeten daha az bilinen, kıyıda köşede kalmış, hani duyunca “Bu şarkıyı bir yerden biliyorum ama nereden?” diye soracağımız şarkıları da bulup çıkarmış ve tıpkı “İncir” gibi bu şarkılara da ikinci bir şans yaratmış. Asuman Krause’nin ilk albümüne adını veren “Çok Yalnızım” bunlardan biri. O günlerde fazla dikkat çekmemiş bu şarkı, bu albümün lokomotiflerinden biri olmuş mesela.
 
Hakan Tunçbilek’in 2007 yılında önce tekli olarak yayımlanan, daha sonra ilk albümünde de yer alan “Bu Nasıl Veda?”, Gökhan Tepe’nin 1996 çıkışlı ilk albümündeki şarkılardan biri olan ve söz ve müziği Doğuş’a ait olan “Zor Gelir”, Yavuz Çetin’in “Satılık” albümünden “Sadece Senin Olmak”, Göksel Aktaş’ın internet üzerinden popüler olmuş “Dönebilsen” adlı şarkısı ve bir başka yetenek yarışmasını, Rising Star’ı birincilikle bitirmiş Ferit Özkan Başeğmez’in 2012’de piyasaya çıkan aynı adlı albümünün çıkış şarkısı “Gül Bence” albümdeki diğer “cover” şarkılar.
 
Yanı sıra yine Ferit Özkan Başeğmez’e ait “Kalbindeyim” albümün açılış şarkısı, albümde söz ve müziği İlyas Yalçıntaş’a ait iki şarkıdan biri olan “İçimdeki Duman” ise isim şarkısı olmuş. Diğer İlyas Yalçıntaş şarkısı ise albümden çok önce İlyas’ın internette paylaştığı şarkılardan biri olan “Aşk Adam Seçiyor”.
 
 
Bu arada albüme adını veren ve CD baskısında üçüncü sırada yer alan “İçimdeki Duman”ın, dijital platformlarda neden albümün son sırasında “bonus track” olarak yer aldığını ben anlamadım. Anlayan varsa bana da anlatsın.
 
Toplamda itinayla derlenip toparlanmış, bir bütünlüğü, bir devamlılığı olan bir repertuvar bu. “Cover” konusunda hep çok bildik, çok “hit” şarkılar seçmenin kolaycılığına kaçılmamış olması da az bulunur bir çaba. Ne var ki albümle ilgili tek sorun da burada başlıyor. Şarkıların hemen hepsi çok başka isimlerin imzasını taşısa da aynı stil, aynı tavır içerisinde dolanan şarkılar. Haliyle de başından sonuna dek aynı biçimde şarkı söyleyen bir İlyas var. Albümün süresi de biraz uzunca olunca, başından sonuna dek dinlemek, eğer bu tarz şarkılara çok da düşkün değilseniz, bir yerden sonra yorucu bir hal alabiliyor. Bu monotonluğun kırıldığı anlar yok değil. “Sadem”, Soner Sarıkabadayı versiyonundan çok daha etkili bir hal almış ve İlyas’ın şarkıcı olarak parladığı şarkılardan biri olmuş albümde. “Nefes” de bu anlamda daha farklı tınlıyor.
 
Bu bir kenara, albümde aranjör olarak ismini gördüğümüz her bir müzisyen, Febyo Taşel, Olcay Anar, Ayhan Günyıl, Çağatay Şen ve (“Olmazsa Olmazımsın”ın aranjörü olarak) Emirhan Cengiz, üzerlerine düşeni titizlikle yapmışlar. Pırıl pırıl bir “sound” ile ve türün gerekliliklerini yerine getiren, hem şarkıların hem de şarkıcı olarak Yalçıntaş’ın hakkını veren düzenlemelerle albüm temiz bir işçilik taşıyor. Evren Arasıl’ın fotoğrafları ve Fatih Kocatürk’ün sade kartonet tasarımı da albümün ağırbaşlılığını doğru resmediyor.
 
Bu albümün İlyas Yalçıntaş için, “İncir”le kazandığı popülerliği devam ettirmek adına doğru bir iş olduğu söylenebilir ama peşi sıra gelecek bir işin aynı çizgide olması durumunda, bir kez daha aynı etki oluşmayabilir. Bu nedenle Yalçıntaş’ın hiç eğitim almadan kendi kendine geliştirdiği şarkıcılık tekniğini daha fazla ileri götürmesi, bu kalıbın dışından da ses verebilmesi ve başka formlarda şarkılar da denemesi lazım.