Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Filiz Aygündüz | Ölümcül kadın
04 Haziran 2023 - 05:06
.
Kontes Livia, İtalya’nın kuzeyindeki Trento’da yaşayan, sosyetenin önde gelen kadınlarından biri. 1865 yılında 22 yaşındayken 62 yaşındaki koca göbekli, seyrelmiş saçlı, zayıfları ezip güçlülerden korkan bir kontla evlenir. Bu evliliğin amacı mücevherler, kadife elbiseler, şaşaa dolu bir hayata geçiş yapmaktır. Hayal ettiği gibi de olur. Gittiği her yerde bütün gözler onun üzerindedir. Kendisi de zaten bu ilgiye bağımlıdır. Aslında bir femme fatale’dir Livia. Erkekleri baştan çıkaran, felakete sürükleyen ölümcül kadın! Her gittiği yeri şen kahkahalarıyla doldurur, etrafındaki erkeklerle şakalaşır, onu etkilemek isteyenleri aşağılar ama bu ilgi sönmesin diye fazla ulaşılmaz bir kadın izlenimi vermemeye de dikkat eder.
 
Bir gün bir davette, kendisinden iki yaş büyük olan teğmen Remigio Ruz ile tanışır. Adonis kadar yakışıklı, pembe beyaz tenli, sarı kıvırcık saçlı, iri mavi gözleri ve kaslı kolları olan, Roma’nın gladyatör heykellerini anımsatan bu teğmene âşık olur. Yaşlı kocasıyla sürdürdüğü mutsuz evliliği ve erkeklerin ona olan bitip tükenmez ilgisinin arasında onun asıl ihtiyacı olan ‘sevmek’tir. Kısa süre sonra Remigio ile aralarında tutkulu bir ilişki başlar.
 
İlişkileri ilerleyedursun, bir zaman sonra Remigio, Kontes Livia’dan para istemeye başlar. Başlangıçta, kumar borcunu ödemek gibi gerekçeler sunarken bir süre sonra açıklama yapmadan istemeye devam eder. Kontes öylesine bir tutkuyla seviyordur ki Remigio’yu, istediği parayı bir şekilde bulup verir her defasında. Ama bir süre sonra onu başka kadınlarla aldattığını öğrenir. Remigio yalanlar, diz çöker önünde, kendisine inanmasını ister. İnanır da kontes çünkü teğmen onun her şeyidir ve Remigio’nun ‘sadakatten, dürüstlükten, zarafetten ve ağırbaşlılıktan yoksun oluşu’nu sırlı ve kudretli bir gücün işareti gibi yorumlamaktadır.
 
Hastalıklı bir şehvet
 
Derken III. İtalyan Bağımsızlık Savaşı patlak verir. Remigio, Hırvat topraklarında bir göreve gitme emri alır. Onsuz yaşaması mümkün olmadığı için bütün nüfuzunu kullanan kontes bu tayini engeller. Ama bir süre sonra da Verona’ya gitmesi emredilir teğmenin. Kontesin gitmemesi için çabaları işe yaramaz ve aralarına atlarla 14 saatte gidilebilen bir mesafe girer.
 
Savaş sürerken Remigio bir günlüğüne kontesin yanına gelir ve ondan yine para ister. Aldığı parayla hastanedeki ve askeri birlikteki doktorları ayarlayıp askerlik yapamaz raporu alacaktır. Aksi takdirde bu savaşta ölmesi kaçınılmazdır. Bu da sonsuza dek ayrılık demektir. Tutkulu ve aşktan hiçbir şeyi gözü görmeyen kontes pırlantalı tacını ona verir, satıp paraya çevirmesi için. Aradan bir süre daha geçer, savaş şiddetlenir, Remigio’dan haber alamayan Kontes Livia, at arabasıyla 14 saatlik o zorlu yolculuğa çıkar, Verona’ya gider.
 
Buraya kadar anlattıklarım Camillo Boito’nun bu hafta Can Yayınları’ndan çıkan “Senso- Kontes Livia’nın Gizli Not Defteri” adlı kitabından. Ama hikâye tam da bu noktadan sonra başlıyor. Bir femme fatale’in sadakatsizlik karşısındaki acımasız intikamına şahitlik ediyoruz. Soğukkanlılığına, ne kadar kötü olabileceğine, intikam hırsının ateşiyle alev alev yanışına.
 
1882’de yayımlanan “Senso”, Camillo Boito’nun en iyi kitabı kabul ediliyor. Senso kelimesi İtalyancada ‘duygu, his, şehvet’ anlamlarını taşıyor. Kitap, 1954’te Luchino Visconti ve 2002’de Tinto Brass tarafından sinemaya uyarlandı. Her iki film de büyük ilgi gördü. Femme fatale tiplemeler edebiyatta defalarca işlendi. Kontes Livia bunun en çarpıcı örneklerinden biri. Bu tiplemenin psikolojisini, olanca derinliğiyle anlatıyor kitap. Finalindeki sertlik insanı ürpertiyor. Kendini erkekler üzerinden hastalıklı bir şehvetle tanımlayan, onların ilgisi olmadan yaşayamayan kadının kendine ve karşısındakine verdiği zararı büyük bir ustalıkla işliyor. Sadakat-ihanet, ölüm-yaşam, tutku-nefret ve daha birçok karşıt duygunun yer aldığı bu kısa ama vurucu kitabı okumanızı çok isterim.
 
İyi pazarlar.