Lenu ve Lina... Onlar 1950’ler Napoli’sinin kenar mahallelerinden birinde yaşayan iki arkadaş. Lenu, bir belediyede odacılık yapan baba ve ev hanımı annenin dört çocuğundan ilki. Lina kunduracı Fernando Cerullo ile Nunzia Cerullo’nun kızları. Hayli şenlikli ama şiddet dolu bir çevrede yaşıyorlar: Komşuları marangoz Alfredo Peluso, şarküteri sahibi Don Achille, deli dul kadın Melina Capuccio, demiryolu kontrolörü şair Donato Sarratore, manav Nicola Scanno, pastaneci Silvia Solara...  Ve onların çocukları, çocuklarının öğretmenleri, eczacının oğlu Gino... Velhasıl, Everest Yayınları’ndan çıkan, Elena Ferrante’nin yazdığı ‘Benim Olağanüstü Akıllı Arkadaşım’ adlı kitap oya gibi işlenmiş bu karakterlerden oluşan zengin bir edebiyat galerisi.

 

 

Almanların ‘bildungsroman’ dedikleri, karakterlerin çocukluktan yetişkinliğe kadarki süreçte yaşadıkları oluşumu ve gelişimi anlatan türün son zamanlarda okuduğum en başarılı örneklerinden biri. Aynı zamanda, kimliğini gizli tutan yazarın ‘Napoli Romanları’ dörtlemesinin ilk kitabı. Lenu ve Lina’yla birlikte yakın arkadaş çevresinin çocukluk ve ergenlik hikâyelerinin anlatıldığı bu romanda esas olarak ‘kız arkadaşlık’ sorgulaması yapılıyor. İki kız çocuğunun, iki genç kızın arkadaşlıklarının altında yatan kıskançlıklar, öfkeler ve elbette sevgi bağı... Kitap ‘kadın kadının kurdu’ dedirtirken ‘kadın kadının en iyi anlayanı’ da diyor.

 

 

Hırslı, zeki ve kötülük bilgisi kuvvetli Lina ile çekingen, çalışkan, kötülük bilgisi orta karar Lenu ilkokul, ortaokul ve lise çağlarında başlarından geçen heyecan yüklü olaylarda karşımıza çıkmakla kalmıyor, yakınımız da oluyorlar sayfalar ilerledikçe. Kitabı elimden bırakasım gelmedi. Tatil kitabı olarak seçtiklerimden biriydi. Böyle olunca 360 sayfayı, iki günde bitirdim. Şimdi için için merak ediyorum, diğer üç kitapta neler var? Bu sıra dışı iki arkadaşın 30’lu, 40’lı yaşları nasıl olacak? Yaşlılıkları nasıl? Everest Yayınları’nın dörtlemeyi Türkçeye kazandırarak bu sorulara cevap vereceğini umuyorum. Zira, dediğim gibi birdenbire hayatınıza giriyor, sizden biri oluyor Lenu ve Lina...

 

 

Sabah kalktığınızda aklınıza geliyorlar. Kitabı elinizden bıraktığınızda eksiklik hissettiriyorlar. Bildungsroman’a mesafeli biri olarak, şaşırtıcı derecede çok sevdim ‘Benim Olağanüstü Akıllı Arkadaşım’ı... Bunda elbette yazarın müthiş hayal gücü, ayrıntıları işlemedeki ustalığı, Napoli işçi sınıfı karakterlerinin alabildiğine canlı ve renkli oluşu, onların psikolojisini tüm derinliğiyle çizmesi etkili. Ve tabii Eren Yücesan Cendey’in su gibi akan Türkçe çevirisi de.

 

Kadınlar arası arkadaşlığın gizli gerilimini bütün kadınlar bilir. En büyük hayal kırıklıklarını çoğu zaman en yakın kız arkadaşlar yaşatır. Çaktırmadan yürüttüğü yarışta rakip gibi davranmaz size ama ipi göğüslemek için gerekirse arkadaşlığınızı bile bozar. Bazen ve neyse ki bazıları... Bütün bunlara rağmen sevgileri bakidir. Severken de olur böyle şeyler özetle.  Bu ilişki türünü ustaca anlatan ‘Benim Olağanüstü Akıllı Arkadaşım’ da ‘mutlaka okuyun’ diyeceklerimden. Sonra beraberce diğer üç kitabı bekleriz artık...