Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Filiz Aygündüz | Karları eriten şarkılar
23 Aralık 2012 - 07:12
Sezen Aksu "Türkiye Şarkıları"nda, ülkede konuşulan farklı dillerde söylenen şarkıları ve şarkıcıları sahnesinde ağırlıyor...Bazen de bir Sezen Aksu konserinde olmaktır mutluluk. Birkaç saati onunla birlikte geçirmektir. Çok, çok, çok eğlenmektir bir Sezen Aksu konseri. Gülmektir, ağlamaktır. Büyümek için kor ateşlerde yürümeyi göze almaktır. Hayata dil çıkarabilmektir. Sahnedeki, bir modern zamanlar bilgesi olduğu için, aynı zamanda da 'farkına varmaktır'.

Çok Sezen Aksu konseri izledik. Çok şeyin farkına vardık o konserlerde. O konser dizilerinden biri de Aksu'nun 2002 yılında Efes Antik Tiyatro, Aspendos Açık Hava Tiyatrosu, Harbiye Cemil Topuzlu Açık Hava Tiyatrosu ve Brüksel Güzel Sanatlar Sarayı’nda düzenlediği dostluk ve barış konserleri dizisi "Türkiye Şarkıları"ydı. Sezen Aksu'nun Türkiye’de konuşulan farklı dillerde söylenen şarkıları ve şarkıcıları sahnesinde ağırlayıp, içinde bulunduğumuz ortak kültürün, kardeş olmanın lezzetine dikkatimizi çektiği...

Şimdi bu konserler dizisinin farklı bölümlerinden derlenmiş iki DVD, "Türkiye Şarkıları" adıyla yayınlandı.

İlk DVD'de “Bu şarkılar asırlardan beri söyleniyor bu topraklarda. Ama bazen birlikte söylemek insana çok iyi geliyor" diyor Aksu: "Bu konserleri düşünürken ilk önce içime sordum; öyle hissettim, birlikte şarkı söylemek lazım dedim."

Los Paşaros Sefaradis Musevi Müziği Grubu'yla birlikte İbranice “Leha Dodi/ Gel Sevgilim” ilahisini söylüyor. Judeo Espanyol dilde şarkılarla devam ediyor koro, nişanlısı ölmüş Rika Kuriel’e yakılan ağıda ortak oluyoruz bilmediğimiz bir dilde.

Sezen Aksu şarkıları da geliyor art arda. Sayısız yükümüzü sırtlanan Sezen Aksu, 30 yaşına yaklaşan “Sen Ağlama”sını söylüyor. Onno Tunç'la beraber kalbimizin hal-i pür melalini belgediği başka şarkıları da... Bu kez 10 binlerce insanın oluşturduğu doğal korosu eşlik ediyor ona.

“Beni Unutma”nın sonunda o, izleyicisinden 'beni unutmayın' sözü alırken, seyirciye çevrili kamera, sadece bir kişinin üzerinde siyah beyaz geziniyor; Sezen’e alkışlarla söz veren Hrant Dink'in! Tamamı kurşundan bir göz yaşı damlası oluyor insan, dağ oluyor, taş oluyor, donup kalıyor seyrederken. Bir kez daha 'farkına varıyor', Sezen Aksu'nun yapmaya çalıştığının.

Rumca-Türkçe “Her Şeyi Yak” diyor, acı ile aşk ile büyüdüğünü anlatıyor Sezen Aksu, iki dilde Oniro Rum Müziği Grubuyla. Karadeniz’in hırçın dalgalarının sesi kemençeninkine karışıyor az sonra, seyirci coştukça coşuyor.
İkinci DVD'de Feriköy Vartanants Ermeni Korosu geliyor sahneye. Sezen Aksu “Sarı Gelin”e başlıyor Ermenice… O bitiriyor, bu kez koro Türkçesini söylüyor “Sarı Gelin”in… Artık herkes ayakta… Dileklerimiz ortak, avuçlarımızda aynı gelinin teli, ışıl ışıl.

Hemen ardından Kürtçe bir türkü söylüyor. Rumca’nın, Ermenicenin, Türkçenin hakkını nasıl veriyorsa, Kürtçeninikini de… Onun kalbinden geçip, sesinden söze dökülen her dilde anadil samimiyeti var zira.



Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Çocuk Korosu süzülüyor sahneye…. Onlar hep bir ağızdan “Elmada al olaydım/ Selvide dal olaydım/ Bana göre yar mı yok/ İstedim sen olaydın” derken bu ülkede yıllardır göz yaşı döken annelerin yaşları süzülüyor izleyicinin yüzünden… “Lo Berde”ye Kürtçe başlıyorlar; alkışlarıyla eşlik ediyor seyirci, “Makaram Sarı Bağlar” dendiğinde de sesiyle… Bir kez daha ayakta herkes… Alkışlar durmak bilmiyor. Sonra “Dua”sını ediyor seyircinin önünde, onunla birlikte. Enderun Klasik Türk Müziği Grubu’yla “Segah Salat-ı Ümmiye”yi okuyor...

Sezen Aksu klasikleriyle sona geliniyor… “Keskin Bıçak”,“Rakkas”, “Şarkı Söylemek Lazım”, "Yeniliğe Doğru"… Konserdeki tüm korolar sahnede. Ve “Arkadaş”la veda vakti. Tüm arkadaşları onu, o da arkadaşlarını alkışlıyor gözleri yaş içinde.

Evde konser seyredilir mi diye düşünüyorsanız... Dışarısı kar kış... Çok zaman oldu memleketin havası böyle... Ama karları eritiyor o şarkılar, eve güneşi getiriyor.