Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Filiz Aygündüz | İyi ki doğdun ‘45’lik
12 Mayıs 2013 - 07:05
1995'de kurulan '45'lik bar 18. yaş gününü kutladı. Eski şarkılara duyulan özlemin giderilebildiği yegane mekan...Kapılarını 1995’te Beyoğlu’nda açtı 45’lik bar. 2008’de Çağan Irmak’ın “Issız Adam”ında adı geçince, haklı ünü daha da arttı. Filmle birlikte ‘eski şarkı’ları meğer ne çok sevdiğimizi fark ettik. Onları ne çok özlediğimizi… İşte bu özlemi giderebildiğimiz yegane mekan oldu 45’lik. O günden beri haftanın yedi günü ‘60, ’70 ve ‘80’li yılların plaklarda kalmış Türkçe şarkıları çalınıyor 45’likte. Perşembe akşamı, 18. yaşını kutladı 45’lik. En yakın, en eski arkadaşımla, Gamze'yle birlikte gittik partiye. İki ay arayla, '71 doğumluyuz ikimiz de… Bizim için, aslında galiba, çocukluğu, ilk gençliği 70’lerde, ‘80’lerde geçmiş olanlar için, o yıllara, o yaşlara dönme lüksü oldu ‘45’lik. O gece yaşıttık ‘45’likle. Zira DJ kabininin yanındaki siyah beyaz bir tv’nin içinde Dallas, Pembe Panter, Perihan Abla, Sahil Güvenlik, Uzay Yolu, Aşk Gemisi, Cici Kızlar, Charlie’nin Melekleri, Küçük Ev, Köle Isaura, Muppet Show, Heidi, Adile Naşit görüntüleri dönerken; Yavuz Hakan Tok’un seçtiği “Hava Ayaz mı Ayaz”, “Onda Bunda Şundadır”, “Bim Bam Bom”, “Sen Gidince Bak Neler Oldu”, “Boşvermişim Dünyaya” şarkıları art arda gelirken; Belkıs Özener, Füsun Önal, Mine Koşan, Ümit Besen ve Seçil Heper’den oluşan Solistler Geçidi’yle mest olurken biz de ancak 18’imizdeydik. İyi ki doğdun ‘45’lik… İyi ki…

Yorum farkı

İspanya’nın en ünlü sanatçılarından Manolo Valdes’in resim ve heykelleri Pera Müzesi’nde sergilenmeye başladı. Sanat tarihinin arşivinden çıkardığı resimleri, çok özel olduğunu düşündüğüm zihninde yorumlayıp resmediyor Valdes, bazen de onları üç boyuta çeviriyor. Sözgelimi, büyük hayranlık duyduğu Matisse’in 1905 tarihli erken dönem başyapıtlarından “Yeşil Çizgi (Bayan Matisse)”in yüzünü alıp “Vivianne III” adlı tablosunu oluşturmuş. Sergide de görebileceğiniz bu resimde, Matisse’in tablosuna konu olan eşi, Valdes’in zihninde geçirdiği dönüşümün ardından hem ona benzeyen hem de kendisi olabilmiş farklı bir kadına evriliyor. Aynı uygulamayı Picasso’nun “Ellerini Kavuşturmuş Jacqueline’in Portresi”nde de görüyoruz. “Jacqueline II” adını verdiği resminde Jacqueline’in sadece baş kısmı var. Valdes, çuval bezlerini palet gibi kullanıyor. Malzeme onun için tutku. Sergideki bir videoda Valdes’i stüdyosunda çalışırken izlemek mümkün: Çuvalları boyayıp tuval haline getirişini, onlara renk verişini, boyayı kullanma şeklini, eserini an an şekillendirişini… Bu arada, Velasquez’in ünlü “Las Meninas (Nedimeler)”inden çıkarıp heykele döktüğü “Kraliçe Mariana”, “Infanta Margarita” da büyüleyici. Valdes iki boyutlu figürlerden ürettiği bu üç boyutlu işlerinde su mermerini kullanmış. Yorum farkının nefes kesen örnekleri her biri. Mutlaka görülmeli.



Barış Diyarbakır’dan başlar

Cengiz Tekin’in Pilot'taki “Dahili Mevzular” adlı yeni sergisinde yer alan “Barış” adlı işini daha önce Contemporary Art’ta görmüştük. Çözüm sürecinden önce yapılmış olması nedeniyle son dönemlerin en öngörülü işlerinden biri. İş, Diyarbakır stadyumunun fotoğrafından oluşuyor esasen. Santra atışının yapıldığı orta sahadaki barış işareti dikkat çekiyor. Sanatçının, bu evrensel işaret için orta sahayı seçme nedeni, burayı ‘en güvenilir yer’ olarak görmesi. Tribünler boş “Çünkü ben bu işi yapmaya karar verdiğimde masaya kimler oturacak belli değildi,” diyor. Sanatçı sadece kendi ütopyasını kurgulamış.

”Diyarbakır benim stüdyom, o yüzden işlerimde Diyarbakır var,” dese de bu dostluk maçının aslında biraz da Diyarbakır’dan başlayacağı herkesin malumu. Maçın galibinin her iki taraf olacağı da…