Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Filiz Aygündüz | Galata’da eğitim sürüyor
16 Eylül 2013 - 11:09 | "Ortak Eylem Aygıtı: Bir Etüt", İnci Eviner, 2013.
2007'de öğrenci yetersizliği nedeniyle kapanan ve 2012’de İstanbul Tasarım Bienali ve İstanbul Tiyatro Festivali için kapılarını açan okulun binasına ‘çocuklar gibi şen’ tabir edilen bir hava hakim onca yıldan sonraKaraköy’deki Galata Özel Rum İlköğretim Okulu tam da okulların açıldığı bugünlerde eğitim kurumu işlevini ‘sanat’ üzerinden gerçekleştiriyor. Zira okul dün başlayan 13. İstanbul Bienali’nin mekanlarından biri ve içinde ‘eğitim’ ağırlıklı işler yer alıyor. Neoklasik mimari üslubuyla 19. YY sonlarında inşa edilen okul, öğrenci yetersizliği nedeniyle 2007’de kapatılmıştı. 2012’de İstanbul Tasarım Bienali ve İstanbul Tiyatro Festivali için kapılarını açan okulun binasına ‘çocuklar gibi şen’ tabir edilen bir hava hakim onca yıldan sonra. Bunu, odalar arasında videodan, enstalasyona hayranlıkla gezen yerli yabancı çok sayıda sanatseverin yüzlerinde görmek mümkün.

Binanın girişinde İnci Eviner’in “Ortak Eylem Aygıtı: Bir Etüt” adlı işi yer alıyor. Mekandaki en ilginç iş olduğunu söylemeliyim. “Bir çeşit okul” olarak tanımlıyor Eviner, sanatın varoluş şeklini sorgulayan performatif çalışmasını. Politikayla estetiğin nasıl bir araya geldiğini deneyimlemek için bir alan yaratmış sanatçı. İçinde atölyeler ve sahneler yer alıyor. Canlı bir aygıt gibi çalışıyor Eviner’in yarattığı mekan. Üniversitelerin heykel, dans, mimari, sahne sanatları bölümlerinden gelen öğrenciler, her gün doğaçlama performanslar sergiliyor burada.

"Beni Takip Et / Follow Me", Wang Qingsong, 120*300 cm, 2003.


İlk katın merdivenlerini çıkarken Bienal’e üç baskısıyla katılan Çinli sanatçı Wang Qingsong’un “Beni Takip Et” adlı işine rastlıyoruz. 1980’lerde dışa kapalılık politikasına son veren Çin’in Batı ve dünyanın geri kalanı hakkında bilgi edinmeye başlayışını alaycı bir üslupla işleyen sanatçı dev bir kara tahta hazırlamış. Tahtada eğitim sistemine eleştiri getirdiği Çin’de yayımlanan İngilizce ders kitaplarından alınmış kelimeler var. Hocanın masasındaki Cola şişesi de Çinlilerin Amerikan kültürüyle tanışmalarına göndermede bulunuyor.

Yine çarpıcı işlerden bir diğeri Lale Müldür&Kaan Karacehennem&Franz Von imzalı “Azılı Yeşil” adlı video. Kamusal alana odaklanan Bienal’e adını veren (“Anne Ben Barbar mıyım?”) Lale Müldür, bu deneysel filmin başrolünde. Bugünün İstanbul’unda kamusal alan içindeki tekinsiz anlara dikkat çekiyor performansıyla. Anın içinde saklı şiirle buluşmamızı sağlıyor. 300 saatlik çekimlerden Bienal için kesilmiş anlardan oluşan bu videoyu mutlaka izleyin.
Sulukule Platformu’nun, İstanbul’da kentsel dönüşümlerin başlatıldığı ilk uygulama alanı Sulukule’de yaşanan süreci anlattığı işi okulun en üst katında. Çalışmada devam eden mücadele bir zaman çizelgesinde, fotoğraflar ve yazılar eşliğinde sunuluyor.

Norveçli sanatçı Rosella Biscotti’nin mahkumların içinde yaşadıkları ortamın kimliklerini hükümsüzleştiren psikolojik etkileri vurguladığı “Santo Stefano Hapishanesi”nde adlı işi, Yeni Zelandalı Peter Robinson’un kamusal alanın düzenlenişiyle ilgili enstelasyonu “Katukulli ve Miras”, Mısırlı Basim Magdy’nin üzerlerine surat resimleri çizilen laleler ve bir dış ses aracılığıyla ‘anlamak’ meselesine değindiği “Anlamak İçin 13 Temel Kural” adlı videosu yine ‘mutlaka’ başlığında görülmesi gereken işlerden.

Evet artık çocuk sesleri duyulmuyor Galata Özel Rum İlköğretim Okulu’nda. Ama eğitim sürüyor.