Milliyet Sanat »Yazarlar » Filiz Aygündüz | Çankaya Köşkü’nde hoş bir sada
Çankaya Köşkü’nde hoş bir sada
20 Ocak 2013 - 07:01Yeniden hayata dönen Cumhurbaşkanlığı Klasik Türk Müziği Korosu, Çankaya köşkündeki ilk konserini Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de katılımıyla cuma akşamı verdi
Sultan II. Mahmud zamanında kurulan Muzıka-ı Hümayun’un iki kolu vardı. Biri Batı Musikisi, diğeri Türk Musikisi. İlki Donizetti’nin, ikincisi Dede Efendi’nin yönetimindeydi. Her iki kolun da en önemli ustaları buradan yetişti. Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte Atatürk, bu iki temel kurumun sadece adlarını değiştirdi. “Padişah” anlamına gelen “Hümayun” gitti, yerine “Riyaset-i Cumhur” (Cumhurbaşkanlığı) geldi. Saraya bağlı Batı Müziği Orkestrası “Riyaset-i Cumhur Filarmoni Orkestrası”; Türk Musikisi Heyeti ise “Riyaset-i Cumhur İncesaz Heyeti” adıyla, kadroları aynen muhafaza edilerek varlığını sürdürdü.
Riyaset-i Cumhur İncesaz Heyeti, hemen her akşam Atatürk’ün karşısındaydı. Yurt gezilerine de zaman zaman onunla birlikte çıkıyordu. 15 yılın sonunda Atatürk’ün ölümüyle birlikte ilk kurum Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası adıyla yoluna devam ederken, ikincisi sessizce ortadan kalktı. Bu kurumun yokluğu 74 yıl boyunca devam etti.
Peki neden iki geleneksel kurumun batı müziğiyle ilgili olanı cumhurbaşkanlığının himayesinde sürerken, diğerine son verildi? Bu soruyu yönelttiğim, koronun yeniden yapılanması için hazırladıkları projeyi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e sunan iki sivil toplum kuruluşu, Türk Musikisi Vakfı ile Kültür Konseyi Derneği’nin yönetim kurulu üyesi Mehmet Güntekin’in cevabı siyaset psikolojisi açısından dikkate değer: “Kim, hangi gerekçeyle kapattı bilmiyoruz. Maalesef, bugüne kadar çeşitli zamanlarda Atatürk'ün bizzat var edip yanında taşıdığı kurumun akıbetini sormak da, ‘Atatürk devrimlerine karşıtlık’, ‘gericilik’ gibi akılalmaz bir zihin bulanıklığının eseri olan yaklaşımla karşılık gördü. “
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ise böyle düşünmüyordu. Ona göre ciddi devlet teşkilatlarının kendi müzik kültürlerine ait kurumları, ister monarşiyle yönetilsin ister cumhuriyetle, devletin en üst makamı tarafından himaye edilmeliydi. Bizzat takipçisi olduğu çalışmalar tamamlandı ve 12 Ekim 2012’de Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Devlet Klasik Türk Müziği Korosu’nun adı Cumhurbaşkanlığı Klasik Türk Müziği Korosu olarak değiştirildi. Yeni bir kurum kurup akıbetini beklemek yerine zaten var olan ve geçmişiyle, yaptıklarıyla güven veren bir kurum seçilerek, adının önüne “Cumhurbaşkanlığı” ifadesi eklenip, üç çeyrek asırdır unutulan kurum yeniden hayat buldu.
Ve işte hayata dönen Cumhurbaşkanlığı Klasik Türk Müziği Korosu, Çankaya köşkündeki ilk konserini Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de katılımıyla cuma akşamı verdi.
Konser öncesinde konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay Yahya Kemal’in “Çok kimse anlayamaz eski musikimizden / Ve ondan anlamayan bir şey anlamaz bizden” dizelerine gönderme yaparak koronun yeniden yapılandırılmasını ‘kendimizi anlamak, kendi özümüzden gelen değerleri dünyaya sunmak’ anlamında çok önemli bir adım olarak değerlendirdi. Koronun Cumhurbaşkanlığı’nın her türlü kurumsal desteğinden yararlanacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Gül ise Baki’ye atıfla verdi mesajını: “Baki’nin ‘Baki kalan bu kubbede hoş bir sada imiş’ gazelinden hareketle Cumhurbaşkanlığı Klasik Türk Müziği Korosu’nun da bu kubbede hoş sadalar bırakmasını temenni ediyorum”.
Ardından, klasik Türk Müziği alanında dünya standartlarında yetişmiş erkek ve kadın ses ve saz sanatçılarından oluşan koro, davetlilere 600 yıllık Türk müziği tarihine kısa bir müzikal yolculuk yaptırdı. Abdülkadir Meragi, Gazi Giray Han, Hafız Post, Itri, Sadullah Ağa, Dede Efendi, Hacı Arif Bey, Rahmi Bey, Yesari Asım Arsoy, Emin Ongan ve Münir Nureddin Selçuk bestelerinden oluşan mahur, hicaz, şehnaz, rast, segah ve kürdilihicazkar makamlarında şarkı ve yürük semailerle sahiden de hoş bir sada bırakıldı Çankaya Köşkü’ne…
Sultan II. Mahmud zamanında kurulan Muzıka-ı Hümayun’un iki kolu vardı. Biri Batı Musikisi, diğeri Türk Musikisi. İlki Donizetti’nin, ikincisi Dede Efendi’nin yönetimindeydi. Her iki kolun da en önemli ustaları buradan yetişti. Cumhuriyet’in ilanıyla birlikte Atatürk, bu iki temel kurumun sadece adlarını değiştirdi. “Padişah” anlamına gelen “Hümayun” gitti, yerine “Riyaset-i Cumhur” (Cumhurbaşkanlığı) geldi. Saraya bağlı Batı Müziği Orkestrası “Riyaset-i Cumhur Filarmoni Orkestrası”; Türk Musikisi Heyeti ise “Riyaset-i Cumhur İncesaz Heyeti” adıyla, kadroları aynen muhafaza edilerek varlığını sürdürdü.
Riyaset-i Cumhur İncesaz Heyeti, hemen her akşam Atatürk’ün karşısındaydı. Yurt gezilerine de zaman zaman onunla birlikte çıkıyordu. 15 yılın sonunda Atatürk’ün ölümüyle birlikte ilk kurum Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası adıyla yoluna devam ederken, ikincisi sessizce ortadan kalktı. Bu kurumun yokluğu 74 yıl boyunca devam etti.
Peki neden iki geleneksel kurumun batı müziğiyle ilgili olanı cumhurbaşkanlığının himayesinde sürerken, diğerine son verildi? Bu soruyu yönelttiğim, koronun yeniden yapılanması için hazırladıkları projeyi Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e sunan iki sivil toplum kuruluşu, Türk Musikisi Vakfı ile Kültür Konseyi Derneği’nin yönetim kurulu üyesi Mehmet Güntekin’in cevabı siyaset psikolojisi açısından dikkate değer: “Kim, hangi gerekçeyle kapattı bilmiyoruz. Maalesef, bugüne kadar çeşitli zamanlarda Atatürk'ün bizzat var edip yanında taşıdığı kurumun akıbetini sormak da, ‘Atatürk devrimlerine karşıtlık’, ‘gericilik’ gibi akılalmaz bir zihin bulanıklığının eseri olan yaklaşımla karşılık gördü. “
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ise böyle düşünmüyordu. Ona göre ciddi devlet teşkilatlarının kendi müzik kültürlerine ait kurumları, ister monarşiyle yönetilsin ister cumhuriyetle, devletin en üst makamı tarafından himaye edilmeliydi. Bizzat takipçisi olduğu çalışmalar tamamlandı ve 12 Ekim 2012’de Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul Devlet Klasik Türk Müziği Korosu’nun adı Cumhurbaşkanlığı Klasik Türk Müziği Korosu olarak değiştirildi. Yeni bir kurum kurup akıbetini beklemek yerine zaten var olan ve geçmişiyle, yaptıklarıyla güven veren bir kurum seçilerek, adının önüne “Cumhurbaşkanlığı” ifadesi eklenip, üç çeyrek asırdır unutulan kurum yeniden hayat buldu.
Ve işte hayata dönen Cumhurbaşkanlığı Klasik Türk Müziği Korosu, Çankaya köşkündeki ilk konserini Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün de katılımıyla cuma akşamı verdi.
Konser öncesinde konuşan Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay Yahya Kemal’in “Çok kimse anlayamaz eski musikimizden / Ve ondan anlamayan bir şey anlamaz bizden” dizelerine gönderme yaparak koronun yeniden yapılandırılmasını ‘kendimizi anlamak, kendi özümüzden gelen değerleri dünyaya sunmak’ anlamında çok önemli bir adım olarak değerlendirdi. Koronun Cumhurbaşkanlığı’nın her türlü kurumsal desteğinden yararlanacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Gül ise Baki’ye atıfla verdi mesajını: “Baki’nin ‘Baki kalan bu kubbede hoş bir sada imiş’ gazelinden hareketle Cumhurbaşkanlığı Klasik Türk Müziği Korosu’nun da bu kubbede hoş sadalar bırakmasını temenni ediyorum”.
Ardından, klasik Türk Müziği alanında dünya standartlarında yetişmiş erkek ve kadın ses ve saz sanatçılarından oluşan koro, davetlilere 600 yıllık Türk müziği tarihine kısa bir müzikal yolculuk yaptırdı. Abdülkadir Meragi, Gazi Giray Han, Hafız Post, Itri, Sadullah Ağa, Dede Efendi, Hacı Arif Bey, Rahmi Bey, Yesari Asım Arsoy, Emin Ongan ve Münir Nureddin Selçuk bestelerinden oluşan mahur, hicaz, şehnaz, rast, segah ve kürdilihicazkar makamlarında şarkı ve yürük semailerle sahiden de hoş bir sada bırakıldı Çankaya Köşkü’ne…
Etiketler: Abdullah Gül Cumhurbaşkanlığı Klasik Türk Müziği Korosu Ertuğrul Günay Filiz Aygündüz Muzıka-ı Hümayun Riyaset-i Cumhur İncesaz Heyeti