Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Filiz Aygündüz | Bir Louise Bourgeois kitabı
08 Eylül 2015 - 10:09 | Louise Bourgeois, 'Le lit, gros édredon', 1997.
Akbank Sanat yeni sezonunu Louise Bourgeois’nın sergisiyle açtı. “Louise Bourgeois: Dünyadan Büyük” isimli serginin küratörlüğünü yapan Prof. Dr. Hasan Bülent Kahraman, 2,5 yıl sergi üzerinde çalışmış
Hayatından yola çıktı, vardığı yer hep sanat oldu Louise Bourgeois için. Bazen bir heykel, bazen bir yerleştirme, desen, gravür... Kız çocuğu, genç kız, kadın, anne rollerinin bilinçdışındaki karşılıklarını taşıdı sanatına. Her birimizin kendimizle yüzleşmede kullandığımız metodlar farklıdır. Bourgeois’nın metodu ise bizzat sanatının kendisiydi. Ki bu nedenle de ‘itiraf sanatı’ denir onun yaptığına...  
1911’de Paris’te dünyaya geldi Louise Bourgeois. Sartre ve Simone de Beauvoir’ın neredeyse günde 9 saat geçirdikleri, isimleriyle özdeşleşmiş Cafe de Flore’un yanındaki binada... “Çocukluğum büyüsünü, gizemini ve dramını hiçbir zaman kaybetmedi. Son elli senelik işlerimde, tüm konularım, özünü çocukluğumdan aldı!” dediği çocukluğuna damga vuran olay, babasının İngilizce öğretmeni Sadie’yle birlikte olması ve annesinin buna göz yummasıydı. Aldatma teması, korkulu alanlar olarak resmettiği ev içleri hep o yıllardan kalmaydı. Babası sadece yasak aşkıyla değil, kadın olmayı aşağılayan tavrıyla da derin izler bıraktı onda; ileride yine sanatına yansıtacağı. Bourgeois, feminist olduğunu kabul etmese de kendisi üzerinden kadının toplumdaki yerini sorguladı, sanatını kullanarak.
 
1930’larda Sorbonne Üniversitesi’nde matematik eğitimi almaya başladı Bourgeois. Matematiğin kesinliğine hayran kalmıştı. Netliğine, değişmezliğine... Ama bir süre sonra matematiğin ona yetmediğini fark etti. Annesi ölmüş, evin içi cehenneme dönmüştü. Bütün bunları en iyi ifade edebileceği alan sanattı. Louvre Sanat Okulu, Güzel Sanatlar Akademisi, Julian Akademisi ve Fernand Leger Atölyesi’nde çalıştı. 1938 yılında sanat tarihçi Robert Goldwater ile evlendi. Evliliğin hemen ardından New York’a taşındılar. New York'ta Art Students League'de çalışmalarına başladı. Önce resim ardından heykel çalıştı. 1947-49 yıllarında ilk seri heykel işlerini gerçekleştirdi.    
1951'de babası öldükten sonra büyük bir depresyon geçirdi ve psikanalize başladı. Tam 30 sene süren bir psikanaliz süreciydi bu. Yine eserlerinde izlerine çokça rastlanan. New York’taki sanat camiası onu görmezden geldi. Ünlü olduğunda 70 yaşındaydı. 1982 yılında New York Modern Sanatlar Müzesi’nde retrospektif sergi açan ilk kadın sanatçı oldu. Onu çok sayıda ödül, doktora takip etti. 98 yaşında hayata veda etti.
 
Akbank Sanat yeni sezonunu bu şahane kadının, Louise Bourgeois’nın sergisiyle açtı. Bourgeois’nın yapıtlarından oluşan “Louise Bourgeois: Dünyadan Büyük” (Louise Bourgeois: Larger Than Life) isimli serginin küratörlüğünü Prof. Dr. Hasan Bülent Kahraman yaptı. Tam iki buçuk yıl uğraş verdi bu sergi için. Sergide daha önce Türkiye’de eserlerini görme fırsatı bulamadığımız sadece 1997 yılında 5. Uluslararası İstanbul Bienali’nde tek bir eseri sergilenen sanatçının 58 yapıtı yer alıyor. Kahraman sergiyi şöyle özetliyor: “Louise Bourgeois ile ilgili olarak yazılmış kitaplarda onu tarif eden tanımlayan bütün boyutları içeren yapıtları getirdik. Burası aslında büyük bir kitap gibi. Bir Louise Bourgeois kitabı veya ansiklopedisi gibi de görülebilir.”  
Hayat hikayesinin izleriyle dolu, zirve yapmış bir yeteneğin en özel işleriyle karşılaştığımız bir Louise Bourgeois kitabı. Defalarca okumak isteyeceğiniz, Akbank Sanat’tan kolay kolay ayrılamayacağınız...