Milliyet Sanat »Yazarlar » Filiz Aygündüz | Bir bilmecem var...
Bir bilmecem var...
13 Haziran 2017 - 12:06Angelika Overath'ın Alfa Yayınları'ndan çıkan kitabı 'Bilmeceler', edebiyat, resim, müzik, sinema, tiyatro ve tasarım dünyasının kahramanlarının hayatlarını küçük ipuçlarıyla veriyor
Çok eğlenceli, merak uyandıran, öğreten, keyifli bir kitap okudum bu hafta. Adı ‘Bilmeceler’. Yazarı Angelika Overath. Alfa Yayınları'ndan çıktı. Farklı bir kitap... Edebiyat, resim, müzik, sinema, tiyatro ve tasarım dünyasının kahramanlarını anlatıyor ağırlıklı olarak. Ama öyle sıkıcı biyografik metinlerle değil. Özel hayatlarına giriyor, saygıda kusur etmeden. Hayalkırıklıklarını, yalnızlıklarını, çocukluk travmalarını, ilişki sorunlarını, çaresizliklerini, saplantılarını... Kim olduklarını anlamamızı sağlayan küçük ipuçları veriyor ama ilgili kişinin adını metnin sonuna kadar vermiyor. "Kim bu kişi?" sorusuyla bitiyor her biri iki sayfalık yazılar. Velhasıl size kısa biyografiler üzerinden bilmeceler soruyor kitap. Cevabı, sayfanın en sonunda ters bir şekilde, küçük puntolarla yer alıyor. Bazılarını şıp diye tanıyorsunuz. Bazılarını çıkaramayıp, kitabı ters çevirip bakıyorsunuz ve her defasında şaşırıyorsunuz.
Overath, bir Alman gazetesinin pazar eki için yazdığı bu bilmeceleri edebiyat bilimcisi eşi Manfred Koch ve dramaturg - yazar kızı Silvia Overath’la işbirliği içinde kaleme almış. Kocası ve kızı araştırmış, o yazmış.
Kitaptan birkaç bilmeceyi sizinle paylaşmak istedim. Cevaplar yazının sonunda...
* Sevgili dostunu geri getirmeyi başarır, ama kısa süre sonra adam yine ortadan kaybolur. Muhtemelen âlimin müritleri tarafından öldürülmüştür (bu işte oğlunun da parmağı olduğu söylenir). Âlim şair tarifsiz acılara boğularak dostuyla ilişkisini anlattığı dizeleri birbiri ardına sıralar: “Kalbim bir midyeye benzer, / İnci: dostumun sureti. / Kendi içime sığamam artık / O doldurur bütün kalbimi.” Ama aşkının ayrıntılarını yazmaz: “Aşkı yazmanın zamanı geldiğinde, kalem kırıldı, kâğıt yırtıldı.” Bu büyük şair kimdi?
* On altı yaşında, eldivenci babasının yanında çıraklık yaparken hamile bıraktığı yirmi altı yaşındaki bir yetimle apar topar evlenir; birkaç yıl sonra taşrada karısını üç çocukla bırakıp gider. Bundan çıkardığı tek sonuç şudur: “Baştan çıkar, evlen, pişman ol.” Aynı şeyi daha güzel bir ifade ile de söyler: “Erkekler baştan çıkarırken Mayıs ayı gibidir, evlenince Aralık.” Girdiği ilk aşk yatağı evlilik yatağı olmayan bu büyük yazar kimdi peki?
* Vücudunu zinde tutmak için yıllar boyunca her akşam jimnastik mayosunu giyip spor kulübünde bir saat ‘kum torbası, boks, güreş ve kas antrenmanı’ yapan; her sabah eve özel pedikürcü çağırtan, onun gibi ‘ayaklarıyla her yıl bir servet kazanan birinin neden pedikürcünün hizmetlerinden yararlanmayacağını’ soran bu dünyaca ünlü adam kimdi?
* Babası, köle gibi çalıştırdığı çocuklarını tekme tokat döverdi. Ufaklığın sığınabildiği tek kişi, dayaklardan onun kadar etkilenmeyen ve ağlayıp sızlayan kardeşini yatağına alarak teselli eden ağabeyiydi. Oğlan evde yalnız olduğu zamanlar anne babasının yatak odasına girer, annesinin elbiselerini giyer, onun gibi makyaj yapar, aynada kendini uzun uzun seyrederken gülümserdi: O şimdi annesiydi, güzel, iyimser, güvenilir. Çocukluğunu hiç yaşamadığı halde çocukların dünyasında çığır açan bu adam kimdi?
* Onun sinemasının oyuncuları birer fenomendi. Filmlerindeki kişiler, kadınlarıydı. Gerçeklik, filme çektiği düştü: “Kameradan, ekipten, atmosferden, ışıktan ve oyunculardan başka bir şey yoktu.” Öyle siyah-beyaz filmler çekti ki, sanki renkliydiler. Filmlerinin şoke eden tarafı, burjuva ahlakının sansürlediği tecavüz, cinsel organların iğdiş edilmesi ya da mastürbasyon sahneleri değildi. Filmlerinin insanı derinden sarsmasının nedeni, ruhun çırılçıplak soyunduğu yüzleri gösterebilmesiydi. Şefkatin yönetmeni kimdi?
* 170 bavulla seyahat ediyor, şahane mücevherleri incik boncuk gibi takıp takıştırıyordu. Hayata karşı güvende olduğu tek yer film setiydi; sık sık uyuşturucuların yapay gerçekliğine kaçmaya başladı. 1980-1985 yılları arasında 28 farklı uyku hapı için 1000’den fazla reçete yazdırmıştı. Hapları alkolle birlikte alıyordu. Bir rehabilitasyon kliniğinde son kocasıyla, kendisinden 20 yaş bir küçük kamyon şoförüyle tanıştı. “Aynı anda hem oyuncu hem kadın olunamıyor” diyerek ikide bir sinemayı bırakmak isteyen bu Hollywood efsanesi kimdi?
Mevlana, William Shakespeare, Charlie Chaplin, Walt Disney, Ingmar Bergman, Elizabeth Taylor