Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Filiz Aygündüz | Bir ansiklopedi dolusu kuruyemiş

Bir ansiklopedi dolusu kuruyemiş

21 Ağustos 2017 - 02:08
Hayatımızın hemen her köşesine nüfuz etmiş kuruyemiş. Overteam Yayınları’ndan çıkan “Kuruyemiş Ansiklopedisi”, kuruyemiş üzerine ilginç hikayelere tanık olacağınız dört başı mamur bir kitap
Ahmet Mithat Efendi, ceviz düşkünüymüş. Masasından eksik etmezmiş. Yazarın iki eşi varmış. Haftada bir kez damatları ve oğullarıyla birlikte oturduğu rakı sofrasının başköşesinde de yine ceviz dururmuş. Eşleri taze ceviz mevsiminde cevizleri meze olarak hazır ederlermiş. O kadar mutlu olurmuş ki Ahmet Mithat Efendi, büyükçe bir elma alır, kabuklarını bizzat kendi elleriyle soyar, ikiye bölüp iki eşine sunarmış.
 
Atatürk’ün hepimizin bildiği, sevdiği arkadaşlarıyla bilim dünyasından insanlarla birlikte oturduğu, akademik tartışmaların geçtiği, dil ve tarih konularının ağırlıkta olduğu o meşhur Atatürk Sofrası… Atatürk, misafirleri dağılana kadar yemeklere elini sürmez, herkes gittikten sonra mütevazı bir yemekle, misal kuru fasulye pilavla geceyi bitirirmiş. Önündeki kasede  sohbet boyunca tek bir çerez varmış; beyaz leblebi olarak bildiğimiz sakız leblebisi… Bir yudum rakı, bir leblebi eşliğinde dinlermiş konuklarını, sorular sorar, notlar alır, tartışmaları izlermiş.
 
Atatürk’ten açılmışken… En sevdiği türkülerden biri de “Sarı kurdelem sarı”. Müzeyyen Hanım’ın o su gibi akan, insanın içini yıkayıp paklayan sesi ve tarifsiz icrasıyla hafızalarımıza kazanan bu türküdeki esmer güzel de kuruyemişlerle taltif edilir: Ben esmeri badem ile/ Ben esmeri fındık ile/ Ben esmeri fıstık ile beslerim”.
 
Bedri Rahmi bir akşam Büyük Kulüp’teyken arkadaşları bir şiir okumasını ister. Ayağa kalkar ve şiiri okumaya başlar Bedri Rahmi. Gözyaşları içinde. Eşi Eren Eyüboğlu da o gece orada olan herkes de bilir ki bu şiir, şairin iki yıl önce kaybettiği büyük aşkı, Türkiye’nin Camille Claudel’i Mari Gerekmezyan’a yazılmıştır. Eren Eyüboğlu yıllar sonra Bedri Rahmi’ye gönderdiği mektupta “Seni öyle ağlarken görünce sanki böğrüme, kızgın bir ütü yapışmış gibi olmuştum,” diyecektir. O müthiş şiirde de sevgili gene bir kuruyemişe benzetilir: “Karadutum, çatal karam çingenem/ Nar tanem, nur tanem, bir tanem…”
 
Atasözlerinde ve deyimlerde de bolca kullanılmış kuruyemişler. “Her boyayı boyadı bir fıstıkisi kaldı”. O iş senin, bu iş benim gezinen, hiçbirinde dikiş tutturamayanlar, önemsiz işlerle vakit harcayıp aslı kaçıranlar için… “Çekirdekçi taraftar” ise tüm maçı baştan sona çekirdek çitleyerek izleyen efendi futbolseverler için kullanılıyor. Maçta yerinde duramayan tutkulu tribünler ise, bu sessiz sakin grupla alay etmek için bu deyimden yararlanıyor.
 
Rüya tabirleri de kuruyemişten nasibini almış. Rüyalarını Freud’a, Jung’a göre yorumlamayanlar için rüyada fındık görmek mutluluk, sağlık ve neşenin habercisi sayılıyor. Leblebi görmek azla yetinen bir hayat yaşanacağına yoruluyor, çekirdek görmek ise rüyayı göreni başarıların beklediği şeklinde yorumlanıyor.
 
Kuruyemiş ürünleri Yeşilçam filmlerine isim olarak da konulmuş. Muhsin Ertuğrul’un “Leblebici Horhor”u, Osman Seden’in “Badem Şekeri”, Hulki Saner’in “Beş Fındıkçı Gelin”i, Ülkü Erakalın’ın “Bizim Fıstıklar”ı bunlardan bazıları…
 
Özetle hayatımızın hemen her köşesine nüfuz etmiş kuruyemiş. Bu bilgileri geçtiğimiz günlerde Overteam Yayınları’ndan, Tadım sponsorluğunda çıkan “Kuruyemiş Ansiklopedisi”nde buldum. Ansiklopedinin genel yayın yönetmeni yayın dünyamıza büyük katkılarda bulunan Raşit Çavaş. Kendisi de dahil olmak üzere, konusunda uzman 33 yazar hazırlamış ansiklopedide yer alan toplam 550 maddeyi. Aralarında, yukarıda anlattıklarımın dışında, kuruyemişle yapılan çorbalar, dolmalar, reçeller, şekerlemeler, yemek tarifleri de var, Türk edebiyatından kuruyemişle ilgili pasajlar, kavramlar, bilmeceler, oyunlar da… Bir yılda hazırlanan bu müthiş çalışmayı tarihi çizimler, eski yeni fotoğraflar süslüyor. Büyük keyif alarak okuyacağınız, birbirinden ilginç hikayelere tanık olacağınız, hiç bilmediğiniz birçok ayrıntıyı öğreneceğiniz dört başı mamur bir kitap bu.