Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Filiz Aygündüz | Barış Manço'yu özlemek
12 Ekim 2015 - 10:10
'Sözler Barış Manço' sergisinde 'Anlıyorsun Değil mi?'ye öyle etkileyici bir portre yapmış ki Bahri Genç, o morlar ve eflatunlar içinde ayaz havada elleri cebinde yürüyen adamı görüyoruz
Yıl 1981. Ben ve Gamze - en yakın arkadaşım - 10 yaşındayız. Onların evinde oturma odasındaki teyibin önüne diz çökmüş yepyeni bir Barış Manço kasedi dinliyoruz: 'Sözüm Meclisten Dışarı'. İçinde neler yok ki.. 'Ali Yazar Veli Bozar', 'Arkadaşım Eşşek', 'Dönence', 'Gülpembe'... Sevgilisinin kendisini allayıp pullayıp koynuna almasını söylediği şarkıda mahçup oluyoruz biraz. Ama yine aynı şarkıdan bir erkeğin bir kadın için denizleri kurutabileceğini, rüzgar olup beline sarılabileceğini, en nihayetinde, canını bile verebileceğini öğreniyoruz. Çok acayip gelse de, adam olacak kız çocuklarıyız, Barış Abi'mize inanıyoruz. Kaset bittikçe başa sarıyoruz.
 
Yazdığı tüm sözleri daha ilk günden ezberimize alıyoruz. Hayal dünyamızda renklerle buluşturuyoruz her birini. Henüz siyah-beyazı bilmiyoruz. Sonraki albümlerinde de devam ediyor bu. Bir bilgenin hayat bilgisine sahip sözleri bembeyaz tuvallerimizde anısını, hikayesini, deneyimini boyuyor.
 
Geçtiğimiz günlerde o sözlerin 80 tanesi, 80 sanatçının eserlerine ilham verip dev bir sergiye neden oldu: İstiklal Caddesi'nde bir vakitler okuduğu Galatasaray Lisesi'nin karşısındaki eski postane binasında açılan 'Sözler: Barış Manço' sergisine...
 
Daha önce Türkiye'de denenmemiş, farklı bir sergi bu. Manço'nun bizim çocukluk hayallerimizi resmettiren sözleri illüstrasyon, kaligrafi, fotoğraf, heykel, tasarım gibi sanatın farklı disiplinlerinden hocaları ve gençleri bir araya getiriyor bu sergide. Her biri seçtiği şarkı sözünün verdiği ilhamla hazırlamış eserini. Öyle özel, öyle güzel, öyle Barış Manço'dan izler taşıyorlar ki, odalardan birinden kendisi de çıkacakmış gibi geliyor. Ah bir de Barış Manço şarkıları çalsaymış resimlerin arasında, ne güzel olurmuş... Belki müzik, sözlerin sahnesini çalmasın diyedir ama ne olursa olsun büyümüş, adam olmuş, olmamış tüm çocukları Manço'nun sesini duymak istiyor. Özlemişiz...
 
Sergide 'Anlıyorsun Değil mi?'ye öyle etkileyici bir portre yapmış ki Bahri Genç, o morlar ve eflatunlar içinde ayaz havada elleri cebinde yürüyen adamı görüyoruz. Bir başka Manço klasiği 'Bugün Bayram'a Ahmet Özcan'ın illüstrasyonu eşlik ediyor.  Ellerinde taze kır çiçekleri annelerini öpecekleri bir bayram sabahına uyanmış neşeli çocuklar var bu çalışmada. Dilan Bozyel'in fotoğrafında arkası dönük bir gelin dikkat çekiyor. Upuzun duvağıyla uzaklara yürüyor; unut beni diye haber salmış sevgilisine. Ne mümkün? "Ben nasıl unuturum seni can bedenden çıkmayınca?" diyor Manço. "Sarı Çizmeli Mehmet Ağa"?  çıkıyor karşımıza derken. "Yaz dostum" diye söze başlayışı Manço'nun. "Boşa geçmiş ömre, yaşam denir mi?" diye soruşu... Biraz kinayeli Sarı Çizmeli Mehmet Ağa'nın hesabı ödeyeceğini söyleyişi... Ve bu şarkıyla yan yana duran Bedri Baykam'ın usta işi resmi... Mehmet Ağa'nın sözlerden çıkıp ete kemiğe bürünmesi, resme girmesi bu eser; insan gözlerini alamıyor...
 
Serginin bir de kitabı var. Bütün sözler ve eserler bu kitapta birarada. Sayfaları çevire çevire Barış Manço şarkıları dinlemenin, 'benden öte, benden ziyade' hayatlarımıza o şarkılar üzerinden göz atmanın değerini tarif etmek zor. Velhasıl, bir Beyoğlu mesafesindeki bu sergiyi mutlaka görün... Manço'nun felsefesini görsel sanatlarla zenginleştiren kitaba ise kütüphanelerimizin bugün her zamankinden daha fazla ihtiyacı var.