Milliyet Sanat
Milliyet Sanat »Yazarlar » Elif Tanrıyar | Bu ‘kara’ başka ‘kara’...

Bu ‘kara’ başka ‘kara’...

14 Kasım 2017 - 12:11 | James Bond serisinin yaratıcısı Ian Fleming, Kara Hafta'nın bu yılki teması.
Polisiyenin efsane isimleri 3.Kara Hafta İstanbul Festivali’nde bu yıl yine bir araya geliyor
İşte yine yılın o mevsimi geldi! Hava her zamankinden daha puslu ve soğuk… Geceler ise sanki biraz daha karanlık… Yani tam da polisiye edebiyat ‘kurtlarının’ sevdiği, o en karanlık en puslu zamanlar başladı. Ne mutlu bizlere ki artık şehrimiz İstanbul’da tam bu havaları seven polisiye severler için birkaç yıldır türün şanına yaraşır güzellikte uluslararası bir festival, üstelik kendi özel tarihi nedeniyle bu türle ‘yakın ilişkiler’ de geliştirmiş olan çok özel bir mekanda düzenleniyor. Kara Hafta İstanbul Festivali’nin üçüncüsü, bu yıl yine Pera Palace Hotel Jumeirah’da, 17-18 Kasım 2017 tarihlerinde hayata geçiriliyor. Önceki yıllarda Agatha Christie’nin doğumunun 125. yılı ve ünlü yazar Georges Simenon şerefine düzenlenen festivalin 2017 teması ise, 1955 yılında otelde konaklayan ve yarattığı efsanevi MI6 ajanı James Bond karakteriyle bir fenomen haline gelen Britanyalı yazar Ian Fleming olarak belirlenmiş.
 
Festivale; dünyaca ünlü Anthony Horowitz, Charlie Higson, Shari Lapena, Jeffrey Moore, Vasillis Danellis, Cengiz Abdüllayev gibi polisiye alanında uluslararası üne sahip yazarların yanı sıra; Ahmet Ümit, Alper Canıgüz, Cenk Çalışır, Rıza Kıraç gibi önemli Türk yazarları ve Türkiye Polisiye Yazarlar Birliği de katılım gösterecek.
 
Komitesinde Doğan Hızlan, Ahmet Ümit, Adnan Özer, Metin Celal gibi Türk edebiyatının önemli isimlerinin yanı sıra Pınar Kartal Timer ve DenizBank Kültür-Sanat Danışmanı Perihan Yücel’i de bulunduran 3. Kara Hafta Festivali; “James Bond: Romandan Sinemaya”, “Polisiye ve Fantastik”, “Cinayetin Gizemi” gibi oturumlarla polisiye tutkunlarını ağırlayacak. Ayrıca Ömer Atakan’ın James Bond temalı parçalardan oluşan koleksiyonu da ziyaretçilere açık olacak.Festival ile ilgili bilgilere ayrıca www.blackweekturkey.com web sitesinden ulaşmak da mümkün...
 
Festival programı ise şu şekilde:
 
17 Kasım - 15:00 “Polisiye ve Gazetecilik” Cüneyt Ülsever, Haluk Şahin - Moderatör: Adnan Özer
 
17 Kasım - 16:00 “Fantastik ve Polisiye” Alper Canıgüz , Jeffrey Moore - Moderatör: Nazlı Berivan Ak
 
17 Kasım - 17:00 “Casuslar ve Casusiye” Cenk Çalışır, Ercan Akbay, Hesna Onbaşı, Sibel Köklü - Moderatörler: Algan Sezginturedi, Elçin Poyrazlar (Türkiye Polisiye Yazarlar Birliği’nin Katkılarıyla)
 
17 Kasım - 18:15 “James Bond Koleksiyonu” Ömer Atakan
 
17 Kasım - 18:30 “James Bond: Romandan Sinemaya” Anthony Horowitz, Charlie Higson, Karen Robinson - Moderatör: Sevin Okyay
 
17 Kasım - 20:00 “James Bond: Rusya’dan Sevgilerle”
 
18 Aralık - 15:00 “Cinayetin Gizemi” Ayşe Erbulak, Nuray Atacık, Shari Lapena – Moderatör: Cem Erciyes
 
18 Kasım - 16:15 “Yeni Polisiyeler” Ayfer Kafkas, Rıza Kıraç, Yonca Eldener – Moderatör: Faruk Şüyün
 
18 Kasım - 17:30 “Komşunun Polisiyesi” Cengiz Abdüllayev, Vasillis Danellis - Moderatör: Ceyhan Usanmaz
 
18 Kasım - 19:00 “Ahmet Ümit Yeni Romanını Anlatıyor” Ahmet Ümit
 
Hazır, İstanbul bu hafta polisiye edebiyatıyla yatıp kalkmaya hazırlanıyorken, biz de gündemdeki son polisiye romanlardan birkaç öneride bulunalım…
 
‘Kuzeyli Polisiyeler’ denilince ilk akla gelen yazarlardan biri olan Norveçli Jo Nesbø, benim de türdeki en favori yazarlarımdan biridir. Nesbo’nun artık efsaneleşmiş kahramanı polis dedektifi Harry Hole’un maceraları bu türü yakından tanımak isteyen okurlar için ideal bir okuma adresi sunar. Ülkemizde Doğan Kitap tarafından yayınlanan Jo Nesbø’nun Harry Hole polisiyelerinde, son olarak ise “Hamamböcekleri” yayınlandı. Romanın hikayesi ise kısaca şöyle özetlenebilir; Tayland’daki Norveç Büyükelçisi Molnes ucuz bir motel odasında ölü bulunmuştur. Harry Hole cinayeti araştırmak ve gerekirse gerçeklerin üstünü örtmek için Oslo’dan Bangkok’a gönderilir. Molnes’in arabasında bulunan fotoğraflar cinayetin hiç de kolay çözülmeyeceğini gösterir gibidir. Sırtından bıçaklanarak öldürülen büyükelçi ciddi bir suç mu işlemiştir? Harry Hole kimsenin bildiklerini anlatmaya gönüllü olmadığı, çok sıcak ve yabancı bir ülkede kendisinden bilgi saklayan Norveç’teki makamlarla mücadele ederek bulmacayı çözmeye koyulur.
 

‘Kuzeyli Polisiyeler’in bir diğer ustası olan İsveçli Arne Dahl da, türün uluslararası çok satan dev yazarlarından bir diğeri... Ve tabii söylemeye gerek yok, benim de yine bir diğer favori yazarım! Özellikle politik çarkların ardındakileri aydınlatmasıyla da tanınan Dahl, genel olarak seri katiller çevresinde gelişen polisiye öyküler yazıyor. Dahl’ın bizde son olarak Hep Kitap’tan yayınlanan romanı “Yedi eksi Bir”, merkezine yine bir seri katil öyküsünü alırken, yeni bir ArneDahl serisinin de ilk kitabı oluyor. Bu kez dedektif kahramanın adı Sam Berger… Berger, şifreyi sadece onun çözeceğini bilen gizemli birinden mesajlar almaya başlar. Her suç mahallinde çıplak gözle görülmesi imkânsız küçük bir dişli çark gizlidir. On beş yaşında başka bir kız daha arkasında hiçbir iz bırakmadan kaybolunca, Sam bir seri katille karşı karşıya olduklarını anlar, ama amirlerini buna ikna etmesi neredeyse imkânsızdır.Son kurbanı bulmaya çalışırken bir yandan da kendi şeytanlarıyla mücadele etmek zorunda olan Sam, katilin karanlık mesajını bir an evvel çözemezse her şey için çok geç olacaktır.

 

Sıradaki polisiye roman ise ilk ikisinden çok daha farklı tatlar içeriyor. Klasik kara polisiyelerin tadını damağında taşıyan, İtalyan eleştirmenlerin deyişiyle ‘kurgusuyla Amerikan gerilim romanlarını, mekanlarıyla Fransız, karakterleriyle ise İtalyan polisiyelerini anımsatan’, üstelik edebi anlamda da farklı lezzetler içeren bir polisiye… Yapı Kredi Yayınları’ndan yayınlanan, Antonio Fusco imzalı “Her Günün Derdi Kendine”, ‘uyuşuk’ Toscana şehri Valdenza’da geçen sıra dışı bir cinayeti anlatıyor. Cinayet gerekçesinin ilk bakışta tutkudan kaynaklandığı düşünülür, ancak birbiriyle çelişkili pek çok durum, davayı üstlenen deneyimli Komiser Casabona’nın aklını kurcalar. Üstlendiği meslekte uzun yıllar geçirmiş olmanın verdiği duygusuz ve mesafeli tavrına rağmen güçlü bir sorumluluk duygusuna sahip Casabona anlamakta gecikmez: Bu cinayet, bir ölüm girdabının, akıldışı ve sıkı kuralları olan bir seri katil tarafından belirlenmiş tehlikeli bir oyunun sadece başlangıcıdır. Biri ona meydan okumaktadır ve Casabona’nın bunu kabul etmekten başka çaresi yoktur. Komiser, başını döndüren iş arkadaşı Cristina Belisario’nun yardımıyla, olayları çözmeye çalışacak ve bunu yaparken, kendi eylemlerinin beklenmedik sonuçları karşısında insanın çaresizliğini derinlemesine düşünmesi gerekecektir.

Son kitap ise polisiye edebiyatın belki de en bilindik, en klasik romanı... Aynı adlı filmin de yeniden gösterime girdiği şu günlerde, Altın Kitaplar tarafından yeniden yayınlanan Agatha Christie’nin “Doğu Ekspresi’nde Cinayet”inin konusunu hiç şüphesiz burada yeniden anlatmaya gerek yok. Ancak bir kez de okumuş olsanız, on kez de, hiç fark etmez! Polis dedektiflerinin ‘şahı’ Hercule Poirot’nun bu belki de en nefis macerası, yılın bu mevsiminde bir kez daha tadına vara vara okunmayı her zaman hak eder.