Amerikalı başarılı yönetmen Woody Allen, “Blue Jasmine”le ara verdiği Avrupa turnesine geri dönüyor ve bu kez Fransız Rivierası’nı keşfe çıkıyor. Emma Stone’un dolandırıcı olduğundan şüphelenilen bir medyumu, Colin Firth’ün ise onun dümenini açığa çıkarmakla görevli İngiliz’i canlandırdığı film, 1920’lerde geçiyor. İkilinin arasındaki ajan-suçlu ilişkisi Woody Allen’ın aşina olduğumuz komedi anlayışıyla romantik bir hikayeye dönüşüyor.

Yönetmen, zaman ve mekan seçiminin hikaye için önemli olduğunu vurguluyor:

“Filmin olay örgüsü uzun zamandır çekmecemdeki bir kağıtta yazılı duruyordu. İyi bir hikaye olduğunu biliyordum ama hep günümüzde geçen bir film olarak hayal ediyordum. O haliyle içime sinmiyordu ama sonra hikayenin 1920’lerde Fransa’nın güneyinde geçebileceğini düşündüm, bu fikir bir anda çok iyi hissettirdi.”

Son yıllarda Avrupa başkentlerinde çektiği “Match Point”, “Vicky Cristina Barcelona”,“Midnight in Paris” gibi filmlerle New York’dan başka şehirlerin de ruhunu yakalayabildiğini kanıtlayan üretken yönetmen, bir sonraki filminin hazırlıklarına da başladığını açıkladı.