Milliyet Sanat »Yazarlar » Asu Maro | Hassasiyetlerimiz, önceliklerimiz
Hassasiyetlerimiz, önceliklerimiz
Altı yıl kadar önceydi sanırım, yurtdışı seyahatlerimize darbe vuran pandemiden önce; Roma’ya gitmiştim birkaç gün tatil için. Bir barda otururken klasik “nerelisin?” sorusuna “Türkiye” cevabını verince, genelde almaya alışık olduğum “İstanbul, Bosforus, şiş kebap, baklava” tarzı tepkiler yerine “Kanyaman” dedi servis yapan kadın. Asla anlamadım tabii. Neyse “Erkenci Kuş” falan derken anladım ki Can Yaman bu genç kadının Türkiye deyince anladığı. E güzel, bu da hoş yani, bir Türk oyuncu, bir Türk romantik dizisi İtalya’da seviliyor.
O zaman kendisinin İtalya’da o kadar meşhur olduğunu bilmediğimden şaşırmıştım, belki sonra arttı şöhreti, her ne ise, şu anda kendisine iki ülke arası bir kariyer kurmuş durumda, bence elinde fırsat olan herkesin yapacağı gibi. 2020’den beri de çeşitli İtalyan dizilerinde başrollerde oynuyor. Birlikte üç reklam filmi çektiği yönetmen Ferzan Özpetek de Can Yaman’ın İtalya’da çok sevildiğini, gittiği yerlerde olay olduğunu anlatmıştı. Neyse yani bir insanın memnun olacağı bir kariyer ve İtalya merkezli bir hayat var ortada, bunu sevdiği için kimseyi suçlayamayız değil mi?
Son dizisi “El Turco” da bir Türkiye – İtalya ortak yapımı ve Can Yaman orada Viyana kuşatması sırasında Avusturya’ya sığınan bir Osmanlı askerini oynuyor. Fakat ne olduysa oldu, Türkiye’de diziyi yayınlayan platform bir anda “El Turco”yu yayından kaldırdığını açıkladı. Gerekçe olarak da ‘seyirci hassasiyetlerinden’ söz eden bir açıklama yayınladı.
Birçok kişinin farkına bile varmayıp bu açıklama nedeniyle haberdar olduğu ‘hassasiyetlerin’ sebebi, Can Yaman’ın katıldığı bir televizyon programında “Türkiye mi İtalya mı?” sorusuna “İtalya” diye cevap vermesiymiş. Pardon, şurası da önemli, çünkü özellikle bolca altı çiziliyor: “Düşünmeden, tereddüt etmeden” bu cevabı vermesiymiş. Birileri oturup Rusya’da yayınlanan o programı izlemiş, kendisine iş edinmiş, orasını kesmiş biçmiş, dolaşıma sokmuş, birçok linç olayında olduğu gibi. Ve inanılır gibi değil, sonuç almış.
Gerçekten anlamakta zorluk çekiyorum, bir oyuncunun bir programda karşısına çıkan “şu mu bu mu” test sorularına hızlı hızlı, evet ‘düşünmeden’ verdiği cevaplar, herhangi bir sebeple Türkiye’yi değil başka bir ülkeyi seçmesi (herhalde yaşamak için yapılan bir seçimden söz ediyoruz, soruda da cevapta da yok bu ama adam zaten seçmiş ki orada yaşamakta) neden bizleri incitsin? Ayrıca bir dizinin akıbetini neden bir oyuncusunun bir şov programında rastgele sarf ettiği bir kelime belirlesin? Koskoca bir iş bu.
Can Yaman’ı geçtim, ki aslında geçilmemeli, bu o dizide emeği olan o kadar insana haksızlık, ayrıca bence Türkiye insanına da haksızlık. Ben böyle bir şeye karşı hassasiyetimiz olduğuna inanmak istemiyorum. Bize ne, istediği yerde yaşasın / yaşamasın. Gerçekten onlarca başka önceliğimiz ve gözetilmesi gereken hassasiyetimiz var. Ama madem böyle, bu vesileyle bunların arasına insanların istediği yerde yaşamak isteme, istediği ülkeyi tercih etme ve bunu ‘düşünmeden’ söyleyebilme hakkını eklesek iyi olur mesela.
