Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Sinema » Türkiye yapımı ziller ‘Whiplash’le Oscar yolunda

Türkiye yapımı ziller ‘Whiplash’le Oscar yolunda

Türkiye yapımı ziller ‘Whiplash’le Oscar yolunda30 Ocak 2015 - 05:01 | Miles Teller ve J.K. Simmons'ın başrolleri paylaştığı 'Whiplash'te bu sahnede yer alan Bosphorus ve konser sahnelerinde kullanılan Istanbul Agop ziller göze çarpıyor.
Bu yılın en çok konuşulan bağımsız filmlerinden, 5 dalda Oscar adayı 'Whiplash'te, Bosphorus ve Istanbul Agop zilleri rol çalıyor
NİL KURAL
 
En İyi Film, En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ve En İyi Kurgu’nun aralarında olduğu beş dalda Oscar adayı olan 'Whiplash', Türkiye’de de büyük ilgi gördü. Shaffer adlı hayali bir konservatuarda geçen film sert ve mükemmeliyetçi caz eğitmeni Fletcher’la (J.K. Simmons) ile 19 yaşındaki hırslı davulcu Andrew’un (Miles Teller) gerilimli ilişkisini konu alıyor. Filmin başrollerinden birinde de Türkiye’de el yapımı üretilen ziller var denilebilir. Andrew’un prova yaptığı set, stüdyo grubunun ve ilk konserin davul setinde Bosphorus marka ziller kadrajlarda öne çıkıyor. Filmin finalinde Andrew’un uzun davul solosunu attığı sette ise İstanbul Agop zillerini fark etmemek mümkün değil.
 
Oscar yarışının bu güçlü filminde Bosphorus ve İstanbul Agop’un karşımıza çıkması şaşırtıcı değil zira dünyada caz zili denince sıcak sound’a sahip bu zilleri sadece filmdeki Shaffer Akademi ve Andrew değil, dünyanın en ünlü davulcuları tercih ediyor. Örneğin, İstanbul Agop zillerini kullanan 200 isim arasında Lenny Kraviz’in davulcusu Cindy Blackman; David Bowie, Peter Gabriel, Morrissey gibi isimlerle çalışan ünlü davulcu Matt Chamberlain ve caz fussion’ın kurucularından Lenny White gibi çok ünlü müzisyenler var. Ari Hoenig, James Brown’un son davulcusu Erik Hargrove, Grammy Ödüllü Byron Landham ise Bosphorous zilleri tercih eden isimler arasında.
 
Bosphorus üretim atölyesinde bakır-kalay karışımı ziller böyle dökülüyor.
 
Logoyu görmek gurur verdi
 
Bosphorus’un kurucularından Hasan Şeker, 1.5 yıl önce başlayan ‘Whiplash’ sürecini “Filmin sanat yönetmeni Hunter Brown, filmin çekim sürecinde bize ulaştı. Zillerimizin hayranı olduğunu, çok beğendiğini ve filmde onların kullanılmasını istediğini söyledi. Biz de memnuniyetle ziller gönderdik buradan” diye anlatıyor. Buradan derken kast edilen Sultangazi’deki imalathane. Filme 10-12 zil gönderildiğini, çekimden sonra ise zillerin geri geldiğini söylüyor Şeker. Bosphorus’un logosunu görmek şirketin kurucularından İbrahim Yakıcı’yı gururlandırmış: “Filmin başından sonuna kadar bizim ziller var. Dünya çapında fuardaydık bir ABD’de. Seyreden herkes bize fuarda, ‘Çok güzel olmuş,’ dedi, tebrik etti. Ay yıldızlı Bosphorus logosu gözüyor sık sık filmde.”
 
Filmin sonundaki konser sahnesinde Istanbul Agop zilleri net olarak görülebiliyor.
 
Cazcıların tercih ettiği ziller
 
İstanbul Agop’a gelirsek, Esenyurt’ta zil yapan firmanın üretim müdürü Fehmi Erdal, ‘Whiplash’ ekibinin ABD’deki temsilcilikle iletişime geçtiğini anlatıyor: “Özellikle caz davulcusuyla ilgili bir film olduğu için o tür ziller gönderildi. 10-15 adet zil gönderdik. Fragmanları görünce hoşumuza gitti. Dünya çapında ilgi olacaktır.” Cazla ilgili bir filmde zillerinin kullanılması Erdal’a göre şaşırtıcı değil, “El yapımı olması itibariyle İstanbul zilleri cazcılar tarafından tercih ediliyor çünkü ses olarak geniş bir kitleye hitap ediyor. Her bir zilin kendine özgü bir sesi, kimliği vardır, o yüzden cazcılar bunu kullanır,” diyor.
 
Zilciyan ailesiyle başlayıp süren el yapımı zil üretme geleneğinin formülünün birkaç kişinin bildiği, ustadan çırağa geçen bir sır olduğu efsanesi ise İbrahim Yakıcı’ya göre doğru: Zil üretiminin “Anası, kalbi, her şeyi Türkiye” diyor Yakıcı. Dolayısıyla ‘Whiplash’teki Türkiye üretimi ziller şans değil, sadece işine hakim bir sanat yönetmeninin asla ihmal etmeyeceği bir öğe.