Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Sinema » Spielberg: "Bence harika bir aşk hikayesi!"

Spielberg: "Bence harika bir aşk hikayesi!"

Spielberg: "Bence harika bir aşk hikayesi!"28 Mayıs 2013 - 10:05 | Adèle Exarchopoulos ve Léa Seydoux, Abdellatif Kechiche'in Altın Palmiye'li filmi "La vie d'Adèle"de.
66. Cannes Film Festivali'nin jüri başkanı Steven Spielberg, Altın Palmiye'yi Abdellatif Kechiche filmi "La vie d'Adèle"e vermelerinin gerekçelerini açıkladıNİL KURAL

66. Cannes Film Festivali’nde Steven Spielberg başkanlığındaki jüri, isabetli seçimleriyle önceki gün yapılan kapanışta festival takipçilerini memnun etti. Eleştirmen yıldızlarında da en yüksek ortalamaya sahip Abdellatif Kechiche filmi “La Vie d’Adèle”, Altın Palmiye’nin sahibi olurken, sevilen Coen Biraderler filmi “Inside Llewyn Davis”, ikinci önemli ödül olan Jüri Büyük Ödülü'nü kazandı.

Törenin ardından hem jüri, hem de ödül kazananlar basının karşısındaydı. Ang Lee, Nicole Kidman ve Romen yönetmen Cristian Mungiu’nun da aralarında olduğu jürinin tartışıp tartışmadığıyla ilgili bir soru üzerine jüri başkanı Spielberg, “Drama çok düşkünsünüz biliyorum ama jüri toplantısında kafalar gözler patlamadı. Harika bir jüriydi, hepsini alıp evime götürmek isterim,” dedi. Üzerinde baskı hissetmemek için Cannes boyunca gazetelere bakmadığını, kulaklarını her türlü habere kapadığını söyleyen Spielberg, “O yüzden hiç baskı hissetmedim,” diye konuştu. Oysa Mungiu, beklentileri karşıladıklarının farkındaydı: “Sonuçlara baktığımızda, çok önemli bir şey kaçırdığımızı düşünmedik. Her jüri öznel kararlar verir. Sanırım ortaya çıkan eleştirmenlerin de beklediği, genel kanıyı yansıtan kararlar. Doğruyu yaptığımızı düşünüyorum.”

Lezbiyen bir çiftin ilişkisini konu alan Altın Palmiye ödüllü “La Vie d’Adèle”nin cinsel birlikteliğe yer veren uzun sahnesi nedeniyle ABD’de gösterime girmekte zorlanacağı yorumu üzerine Spielberg, “Benim için harika bir aşk hikayesi. Hepimiz bu aşka tanık olduğumuz için kendimizi özel hissettik,” diye konuştu. Kechiche’in oyunculara nefes aldırdığını söyleyen Spielberg, “ABD’de gösterime girip girmeyeceği asla düşündüğümüz bir kriter değildi. Sanırım izin verilecektir. Bence ABD’de de başarılı olacaktır,” dedi. Tunus kökenli Fransız yönetmen Kechiche de basının karşısına çıktığında aynı soruyu ABD özelinde olmadan cevaplamak zorunda kaldı: “Bu filmin Tunus’ta da gösterilmesi için elimden geleni yapacağım. İtalya’da mesela sansür sorunları olacaktır. Fransız sinemasında aşkı, teni görebiliyorsunuz ama her yerde böyle değil. Umarım insanlar üzülmeden filmi izleyebilir.”
Törende filmini gençliğe adayan Kechiche, “Genç insanlar genellikle bizim önümüzde. Benim neslime göre daha açıklar. Tunus gençliği de böyle. O yüzden devrim oldu. Gücü ellerinde tutanlar gençliği dinlemiyor,” şeklinde konuştu.

“La Vie d’Adèle”in eşcinsel evlilikle ilgili bir mesaj verip vermediğiyle ilgili bir soru üzerine Spielberg, “İzlemeyenlere ayıp olacak ama söyleyeyim; karakterler bu filmde evlenmiyor. Karar verirken, politika bizle aynı odada değildi. Ama şunu söyleyeyim, eşcinsel evliliği ABD’de cesur eyaletler kabul ediyor, tabii yanındayız bu kararın,” diye konuştu. Mungiu ise, “Politikaya değil, filmlere ödül veriyoruz. ‘La Vie d’Adele’i izlerken, hayatın sadece perdede değil, yanınızda olduğunu fark ediyorsunuz. Bu bir ‘gay’ filmi değil, güçlü bir hikaye,” diyerek politik bakmama çabalarını vurguladı.

Kazananların basın toplantısında, usta aktör Bruce Dern’in ödülünü “Nebraska” filminin yönetmeni Alexander Payne aldı. Payne, törenden sonra Dern’in oyuncu kızı Laura Dern’e mesaj attığını, görüp görmediklerini bilmediğini söyledi. Ardından telefonunu açan Payne, Laura Dern’den gelen şu mesajı paylaştı: “Harika! Şimdi yoldayız, seni yarım saat sonra arayalım mı?”

Asghar Farhadi’nin yönettiği “Le Passé” ile En İyi Kadın Oyuncu Ödülü’nü kazanan Bérénice Bejo, Farhadi’nin kendisini ünlü olduğu için seçmiş olabileceğini belirtti: “Artist / The Artist’in ardından çok tanınmış, sürekli rol teklifi alan bir oyuncu oldum. Bu da, yönetmene finansman ararken güven veriyor. Tanınmayan birini de seçebilirdi ama beni tercih etti.” Rolü aldıktan sonra başarabilir miyim diye düşünmediğini söyleyen Bejo, “Farhadi, beni seçtiyse rol için uygunumdur diye düşündüm. Bana destek olup yardımcı olacağını biliyordum,” dedi.

Adèle ile Emma'nın aşkı

"La Vie d'Adèle", ergenlikten yeni çıkmış, cinsel kimliğinden emin olamayan Adèle'in (Adèle Exarchopoulos) hikayesini anlatıyor. Hayatı boyunca kızların erkeklerden hoşlanması gerektiğini düşünmüş olan Adèle, bir gün mavi saçlı genç bir kadın olan Emma ile (Léa Seydoux) tanışır ve hayatı altüst olur. Önce duygularını reddetmesine rağmen sonradan kendisini Emma ile tutkulu bir ilişki içinde bulan Adèle, bu ilişkiyle kendini hem bir kadın, hem de bir yetişkin olarak kanıtlama şansı yakalar.