Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Sinema » Sinema LGBT temsillerinden sınıfta kaldı

Sinema LGBT temsillerinden sınıfta kaldı

Sinema LGBT temsillerinden sınıfta kaldı16 Eylül 2013 - 12:09 | Kerem Can, Caner Alpey ve Mehmet Binay'ın yönettiği
Amerika ve Türkiye'de sinemada LGBT temsili hakkında yapılan eleştiriler hemen hemen aynı: karikatür LGBT karakterlerden artık vazgeçilmeli, LGBT bireylere daha çok yer verilmeliEBRU TEPELER

Geçtiğimiz günlerde, Amerikalı sivil toplum kuruluşu GLAAD’in (Gay, Lesbian Alliance Against Defamation) yaptığı araştırmaya göre, 2012 yılında vizyona giren 101 filmin sadece 14’ünde LGBT karakterlere yer verildiği açıklandı.

Her yıl LGBT bireylerin televizyon programlarında temsilleriyle ilgili, GLAAD tarafından düzenlenen araştırma bu yıl Amerikan sinemasını mercek altına aldı.
Yapılan araştırmaya göre, eşcinsel karakterlere yer veren 14 filmde toplam 31 adet LGBT karakter bulunuyor. Bu karakterlerin %56’sını geyler, %33’ünü lezbiyenler, %11’ini ise biseksüeller oluşturuyor.

21 Ağustos tarihinde yayımlanan raporu değerlendiren, GLAAD’in sözcüsü Wilson Cruz konuyla ilgili olarak; “Hollywood filmleri sürekli göz önünde bulunan, kültürel ürünler. Başrol olsun ya da olmasın, film yapımcıları anlattıkları hikayelerde LGBT karakterlere yer vermeli” diyor.

Yine, yapılan araştırma LGBT hikayelerin anlatımında filmin türünün önemini vurguluyor. Buna göre, 2012’de çıkan 24 komedi filminde toplam 9 tane homoseksüel karaktere yer verilirken çekilen 34 bilim-kurguda ise bu sayı sadece 3 ile sınırlı kalıyor.

“Yapımcılar bakış açılarını genişletmeli”

GLAAD Genel Müdürü Matt Kane, “Yapımcılar bakış açılarını genişletmeli” diyor ve ekliyor: “Son James Bond filmi Skyfall’da Javier Bardem LGBT bir karakteri canlandırmıştı; ancak o da klişeler üzerine kurulu bir roldü.”

Son Bond filmi "Skyfall"da Javier Bardem'in canlandırdığı Silva karakteri, biseksüel bir altmetine sahip olmakla beraber klişelerden kurtulamıyordu.


Sözlerine “Eğer televizyon dünyası LGBT karakterlere biraz daha açık olursa, film endüstrisi de bundan etkilenir” diye devam eden Kane’e göre bazı bağımsız yapımlar LGBT hikayeleri anlatmaya devam ederse, bu durum yapımcıları olumlu yönde etkileyecek ve LGBT karakterlerin önü biraz daha açılacak.

Türkiye'de LGBT bireyler "herhangi bir karakter" değil

LGBT hikayelerin Türkiye sinemasında da durumu çok parlak değil. Her ne kadar son zamanlarda "Zenne", "Teslimiyet", "Nar" ve belgesel türündeki "Benim Çocuğum" gibi yapımlar vizyona girse de LGBT hikayeleri izleyiciye daha çok “karikatürel” bir şekilde yansıtılıyor.

Türkiye’de eşcinsel bireylerin haklarını özgürleştirmek amacıyla kurulan KaosGL’nin sinema ve televizyonlarda yer alan LGBT hikayelerle ilgili herhangi bir araştırması bulunmuyor. “Türkiye sinemasında LGBT karakterler henüz ‘herhangi bir karakter’ olamadı” diyen KaosGL Medya Koordinatörü Ömer Akpınar, yine de LGBT karakterlerin filmlerde daha sık yer almasının “şok edici” bir yanının olmadığını hem seyircilerin hem de yapımcıların fark etmeye başladığını ifade ediyor.

Kerem Can (solda) ve Erkan Avcı'nın rol aldığı "Zenne", ailesinin baskı altına almaya çalıştığı eşcinsel birey Ahmet'e (Avcı) odaklanıyordu.


“RTÜK’ün sansürcü yaklaşımı büyük bir engel”

Zaman içinde LGBT temalı filmlerin festivaller dışında, film salonlarında da başarılar elde edeceğini dile getiren Akpınar, televizyon konusunda o kadar umutlu olmadığını, RTÜK’ün sansürcü yaklaşımı ve kanalların otosansür uygulamalarının, LGBT meselesinin televizyonlarda ele alınması önünde büyük bir engel olduğunu belirtiyor.
LGBT meselesinin bir hak ve özgürlük meselesi olduğunun altını çizen Akpınar, LGBT çocuklar ve gençler için doğru LGBT temsillerinin çok önemli olduğunun artık anlaşılması gerektiğini savunuyor.

Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim Üyesi Doç. Dr. Hülya Uğur Tanrıöver ise konuyla ilgili olarak şu açıklamayı yapıyor: “Türkiye’de LGBT’nin birey olduğu daha kabul edilmedi; dolayısıyla sinemada da neredeyse LGBT bir karaktere yer verilmiyor. Yer verilen karakterler de genellikle karikatürel olarak yansıtılıyor.”

2012 yılında Türkiye’de LGBT bireyleri konu alan filmler arasında en dikkat çekici olanı Caner Alper ve Mehmet Binay’ın ilk filmi olan “Zenne”ydi. Bir gencin gey olduğu için öldürülmesini konu alan film, Ahmet Yıldız’ın gerçek hikayesinden yola çıkıyordu.