Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Sinema » Seyircinin bitmeyen aşkı: Türk Sineması

Seyircinin bitmeyen aşkı: Türk Sineması

Seyircinin bitmeyen aşkı: Türk Sineması25 Eylül 2014 - 10:09
Bu yıl 100. yılını kutlayan Türk sinemasına bir armağan da İstanbul Modern'den geldi. 10. yılını kutlayan müze, dün bir basın toplantısıyla açılan 'Yüzyıllık Aşk' başlıklı yeni sergisi ile 100 yıldır süren Türk sinemasına yeni bir ışık tutuyor.
 
ÖZGE KARA
 
Hepimizin hayatına bir yerinden dokundu Türk sineması. Çoğumuz çocukluğumuzda, tanıştık bu renkli dünyayla, bazılarımız hiçbir zaman kopamadı alternatifleri ne kadar çoğalsa da. Bu yıl 100. yılını kutlayan Türk sinemasına bir armağan da İstanbul Modern'den geldi. 10. yılını kutlayan müze, dün bir basın toplantısıyla açılan 'Yüzyıllık Aşk' başlıklı yeni sergisi ile 100 yıldır süren Türk sinemasına yeni bir ışık tutuyor. 
 
Sergi, konuyla ilgili şimdiye dek yürütülen çalışmalardan farklı olarak, Türk Sinemasını seyircileri ile ilişkisini irdeleyerek ele alıyor. Bu sebeple merkezine seyirci yerleştirilmiş 'Yüzyıllık Aşk'ın küratörlüğü ise İstanbul Modern Sinema Yöneticisi Müge Tüfenk ve araştırmacı yazar Gökhan Akçura'ya ait. İkilinin çizmiş olduğu çerçevede, geçmişte kullanılan sinema fenerlerinden esinlenerek oluşturulan bir girişten geçen izleyici, "Sinema kimin için yapılır?", "Seyirciyi sinemaya kim davet eder?", gibi sorulara cevap arıyor. Bu kapsamda sergide 'seyirci mabetleri' olarak adlandırılan sinema salonlarından sinema dergilerine, afişlerden biletlere, çeşitli koleksiyonerlerin sinemaya dair topladıklarından fanatikleşen izleyicilerin hatıra kutularında birikenlere dek pek çok detay yer alıyor.
 
 
 
Seyirci ile sinemayı bambaşka bir gözden tekrar buluşmasını sağlayan sergi, sinemanın kişilerin anılarında tuttuğu hatrı sayılır alana da işaret ediyor. Nitekim sergi boyunca izleyici, sadece bahsi geçen filmlere dair değil bu filmleri izlediği döneme dair anılarını da canlandırıyor. 'Yüzyıllık Aşk' bu anlamda hem bir sinema tarihine, hem de seyircinin bu yıllar içinde yüzleştiği sosyal dönüşüme tanıklık ediyor. Basın toplantısında söz alan İstanbul Modern müze direktörü Levent Çalıkoğlu konuyla ilgili şu sözleri kullanıyor: "Bu sergiyle 100 yıllık bir tarihte bireyin nasıl varolduğuna bakacaksınız. Sinemayla pek çok şey öğreniyoruz. Dolayısıyla sergi sadece sinemaya değil Türkiye'ye de referans oluşturuyor. 'Tüm bu süreçte biz nasıl yaşadık?' sorusunu özetliyor."
 
Sergi boyunca film gösterimleri
İstanbul Modern, sergiye paralel olarak 'İstanbul'un Orta Yeri Sinema' başlıklı bir film programına da ev sahipliği yapacak. 25 Eylül'de Lütfi Akad'ın unutulmaz filmi 'Yalnızlar Rıhtımı' ile başlayacak programda Necip Sarıcı ve Müge Tüfenk'in seçtiği farklı tür ve dönemlere ait İstanbul filmleri yer alıyor.