Ralph Fiennes: "Wes Anderson bestekar gibi"
08 Şubat 2014 - 01:02‘İngiliz Hasta’ filmiyle tanınan aktörle yuvarlak masa söyleşisinde bir araya geldik. İngiliz aktör, yönetmenin tavırlarını garipsese de yine de onunla çalışmaktan dolayı çok mutlu
Berlin Film Festivali’nin açılış filmi ve Altın Ayı adayı ‘The Grand Budapest Hotel’in Edward Norton, Bill Murray ve Jude Law’ın da aralarında olduğu kalabalık kadrosunda başroldeki isim ünlü İngiliz aktör Ralph Fiennes’dı. İki dünya savaşı arasında Avrupa’da hayali bir ülkede geçen filmde, Fiennes’ı filme adını veren otelin büyüleyici konsiyerji olarak görüyoruz.
Yönetmen Wes Anderson, bütün Hollywood onunla çalışmaya hazır olmasına rağmen “Rolü Fiennes için yazdım, o olmasaydı kim oynayabilirdi, düşünemiyorum” diyor. Berlinale’de yuvarlak masa söyleşisinde bir araya geldiğimiz Fiennes da Anderson evrenine ve ailesine katılmaktan çok memnun.
Wes Anderson filminde rol almak gibi bir hayaliniz var mıydı?
Hep harika olurdu diye düşünürdüm. Birlikte çalıştığı bir grup var, bunda yer alsam keşke diyordum. Gururum okşanmış hissettim bana bu senaryoyla geldiğinde.
Kendisine özgü bir evren kuran bir yönetmen. Bunun içinde nasıl yer aldınız?
Bu filmden önce ikinci filmim ‘The Invisible Woman’ı yönettim. Kendi filmimin kurgusunu bitirip ‘The Grand Budapest Hotel’in çekimlerine başladığımda açıkçası rahatladım. Çünkü Anderson gibi her şeyi kontrol eden, dört dörtlük hazırlık yapmış bir yönetmenin ellerine bıraktım kendimi. Yönetmenlik yoluna yeni girmiş biri olarak Anderson kadar kontrollü, her yaptığını bilen birini görmek müthiş bir deneyim. Oyunculukta aşırı spesifik olmasını garipsediğim anlar oldu açıkçası. Dedim ki, pek manevra yapacak yer yok. Stil, görsellik, kompozisyon ve ritme dair kafasında çok kesin bir şey var. Bir oyuncu olarak rock’n’roll yapmak istediğiniz ve kendinizi sınırlanmış hissettiğiniz anlar da oluyor. Diğer yandan tekrar çekimlerde çok cömert bir yönetmen ve zamanla belli özgürlüklerim olabileceğini anladım. Anderson film yönetirken bestekâr gibi hareket ediyor. Filmlerini izlerken de müzikal ritmi hissedebilirsiniz. Müzikal bir hassasiyeti var filmlerinin..
Film, Grand Budapest Hotel konsiyerj Gustave H (Ralph Fiennes) ve genç asistanı Zero Moustafa'nın (Tony Revolori) maceralarına odaklanıyor..
Basın toplantısında her sahne için 30-40 tekrar aldığını söylediniz.
Biraz abarttım ama ortalama 12-15 denebilir. Bazen artıyordu. Ama bu durumu sevdim. Eğer karşımızdaki yönetmen size yeni fikirler veriyorsa çok tekrarlı çekim yapmakta hiçbir sorun yok. Anderson’a filmin başında dedim ki, “Bir metoda karar verelim. Sen bir şey demeden önce 1-2 tekrar alalım sonra bana istediklerini söyle. Tamamdır dediğinde 1-2 kez de kendim bir şeyler yapayım.” Kabul etti.
Bu filmde komedi yönünüzü de görüyoruz.
Evet, neyse ki Anderson oradaydı. Tiyatroda komedi zamanlamasını deneyip görmek kolay. Ama filmde kendinizi yönetmene bırakıyorsunuz. Anderson’ın kendisine özgü bir komedi anlayışı var. Eğer komedi oyunculuğu yanım varsa ancak yönetmenin becerisiyle ortaya çıkıyor.
"The Grand Budapest Hotel" fragmanı:
Etiketler: Berlin Film Festivali Berlinale Nil Kural Ralph Fiennes röportaj Wes Anderson The Grand Budapest Hotel Altın Ayı fragman