Oyuncuyum ama "oynamayı" sevmiyorum!
14 Şubat 2013 - 12:02 | Binoche, filmin Berlinale'deki gösterimi öncesi neşeli pozlar verdi. Fotoğraf: Johannes Eisele / AFP PhotoBruno Dumont'un, Auguste Rodin'in sevgilisi ünlü Fransız heykeltıraş Camille Claudel'in akıl hastanesinde geçirdiği 3 günü anlatan filminin başrolündeki Juliette Binoche, Berlin Film Festivali'nde Nil Kural'ın sorularını yanıtladı
NİL KURAL
Fransız sinemasının bol ödüllü yönetmenlerinden Bruno Dumont, Berlinale’de Altın Ayı için yarışan yeni filmi “Camille Claudel 1915”te başrolü ilk kez uluslararası bir yıldıza, Juliette Binoche’a teslim etti. Ünlü Fransız heykeltıraş Camille Claudel’in akıl hastanesinde gecirdiği 30 yıllık süreçten 3 günlük bir süreyi anlatan filmde Binoche’a otistik engelliler eşlik ediyor. Zor bir yönetmen olarak bilinen Dumont’a birlikte çalışmak için kendi teklif götüren, Avrupa’nın en büyük yönetmenleriyle birlikte çalışmış, nefes kesici bir kariyere sahip Binoche’la filmini sunmak için geldiği Berlinale’de bir yuvarlak masa söyleşisinde bir araya geldik.
Neden Bruno Dumont’a birlikte çalışmak için teklifte bulundunuz?
Filmlerini çok seviyorum ve nadir bulunan türde bir yönetmen olduğunu düşünüyorum. Ayrıca Tarkovski’nin, Dreyer’in filmlerine nostalji duyuyorum. Filmlerinde ister manzara, ister yüz olsun alan bırakan bir yönetmek görmek özgürleştirici. Bu yaklaşım büyük, sonsuz ve nefes aldırıcı geliyor. Bir duvara çarpıp kalmak istemiyorum. Sevdiğim beğendiğim isimlerle çalışmak; pasif değil hayatın içinde olmak istiyorum.
Evet, kesinlikle. Sanki filmin süreci de heykel yapmaya benziyordu. Çekime elimde dolu bir malzemeyle geliyordum. Sonra zamanla üstünü kazıya kazıya bir şekil ortaya çıkarıyorduk.
Filmdeki performansınız farklı, sanki ağırlığı var gibi.
Teşekkürler, Dumont sizinle aynı fikirde değil. Camille, Villeneuve-sur-Fère’den, yani topraktan geliyor, sert bir tip. Zaten tasvirlerinde de biraz tuhaf olduğundan söz ediliyor. Dumont her hareketinin düzgün olmasını istiyordu ama ben biraz tuhaflığını katmaya çalıştım.
Role nasıl hazırlandınız? Dumont sette her sabah ağladığınızı söylüyor.
Evet bazı sabahlar ağladım gerçekten. Nedenini anlamasam da kendimi kaptırdım. Claudel hakkında bulabileceğim herşeyi okudum ve kendi hikayelerimle birleştirmeye, bağ kurmaya çalıştım. Bruno’yla baştan bir anlaşma yaptık ve bana senaryoyu vermeyeceğini söyledi. Ben de tamam ama oyuncu koçu istiyorum dedim. Sonradan “Peki senaryo olmasın ama biraz da bir şeyler bilmem lazım,” dedim, mektuplaşmaları okumamı söyledi. Hepsini okudum. Israr edince bir sayfalık bir sahneyi verdi. Çok teşekkür ettim. Sonra ne oluyor filmin geçtiği üç günde deyince tamam anlatayım dedi. Restorantdaydık, peçeteye hepsini yazmaya çalıştım. Ufak ufak bir şeyler öğrendim.
"Nötr performans diye bir şey yok"
Dumont sizden nötr bir performans mi bekledi?
Nötr performans diye bir şey yok. Bu tanımı anlamıyorum. Bana nötr bir renk gösterebilir misiniz? Gri diyebilirsiniz ama grinin içinde de pekçok ton var. Bruno Dumont’un söylemek istediği “oynamak yok” demek aslında. Bunu anlayabiliyorum. Ben de oynamayı sevmiyorum. Oynamaya değil, varlığınızı ortaya koymaya calışmalısınız.
Camille Claudel’i döneminin kadın sanatçılarının bir sembolü olarak görüyor musunuz?
Kesinlikle bir ikon ve Yunan miti gibi. Nasıl olmasın, 18 yaşındayken heykelleriyle ünlü oluyor. 37 yaşındayken 30 yıllığına bir akıl hastanesine konuyor. Heykel malzemeleri o dönemde çok pahalı ve Claudel devlet tarafından yeterince kollanmıyor. Aile bir süre finansal olarak elinden geldiğince destekliyor. Paranoya krizi bir noktada çaresizlikten vuruyor.
Filmdeki alışılmadık rol arkadaşlarınızla çalışmak nasıl bir deneyimdi?
Ergenlikten hatırladıklarım, anılarım var çünkü ailemizden biri, bir süre akıl hastanesinde kaldı. İlk kez gittiğimde, tam ne yapacağımı bilemedim; gözlerine bakmalıyım gibi sorularım vardı. Zamanla hepsini tanıdım, hikayelerini öğrendim. Bana Camille demek zorundalardı her şeyden önce. Çekimin ortasında Juliette demesinler diye. Camille’in onlarla ilişkisi çok mesafeliymiş. Ben aslında hemşirelik yapmak istesem de kendimi zorlayıp mesafeli davranmaya çalıştım. Bu zordu çünkü açıkçası bana zalimce geliyordu. Onlara gelecek hafta filmi göstereceğiz.
NİL KURAL
Fransız sinemasının bol ödüllü yönetmenlerinden Bruno Dumont, Berlinale’de Altın Ayı için yarışan yeni filmi “Camille Claudel 1915”te başrolü ilk kez uluslararası bir yıldıza, Juliette Binoche’a teslim etti. Ünlü Fransız heykeltıraş Camille Claudel’in akıl hastanesinde gecirdiği 30 yıllık süreçten 3 günlük bir süreyi anlatan filmde Binoche’a otistik engelliler eşlik ediyor. Zor bir yönetmen olarak bilinen Dumont’a birlikte çalışmak için kendi teklif götüren, Avrupa’nın en büyük yönetmenleriyle birlikte çalışmış, nefes kesici bir kariyere sahip Binoche’la filmini sunmak için geldiği Berlinale’de bir yuvarlak masa söyleşisinde bir araya geldik.
Neden Bruno Dumont’a birlikte çalışmak için teklifte bulundunuz?
Filmlerini çok seviyorum ve nadir bulunan türde bir yönetmen olduğunu düşünüyorum. Ayrıca Tarkovski’nin, Dreyer’in filmlerine nostalji duyuyorum. Filmlerinde ister manzara, ister yüz olsun alan bırakan bir yönetmek görmek özgürleştirici. Bu yaklaşım büyük, sonsuz ve nefes aldırıcı geliyor. Bir duvara çarpıp kalmak istemiyorum. Sevdiğim beğendiğim isimlerle çalışmak; pasif değil hayatın içinde olmak istiyorum.
Binoche, filmin yönetmeni
Bruno Dumont ile beraber.
Fotoğraf: Gerd Breloer / AP Photo
Dumont’la çalışmanızda beklediğinizi buldunuz mu?Bruno Dumont ile beraber.
Fotoğraf: Gerd Breloer / AP Photo
Evet, kesinlikle. Sanki filmin süreci de heykel yapmaya benziyordu. Çekime elimde dolu bir malzemeyle geliyordum. Sonra zamanla üstünü kazıya kazıya bir şekil ortaya çıkarıyorduk.
Filmdeki performansınız farklı, sanki ağırlığı var gibi.
Teşekkürler, Dumont sizinle aynı fikirde değil. Camille, Villeneuve-sur-Fère’den, yani topraktan geliyor, sert bir tip. Zaten tasvirlerinde de biraz tuhaf olduğundan söz ediliyor. Dumont her hareketinin düzgün olmasını istiyordu ama ben biraz tuhaflığını katmaya çalıştım.
Role nasıl hazırlandınız? Dumont sette her sabah ağladığınızı söylüyor.
Evet bazı sabahlar ağladım gerçekten. Nedenini anlamasam da kendimi kaptırdım. Claudel hakkında bulabileceğim herşeyi okudum ve kendi hikayelerimle birleştirmeye, bağ kurmaya çalıştım. Bruno’yla baştan bir anlaşma yaptık ve bana senaryoyu vermeyeceğini söyledi. Ben de tamam ama oyuncu koçu istiyorum dedim. Sonradan “Peki senaryo olmasın ama biraz da bir şeyler bilmem lazım,” dedim, mektuplaşmaları okumamı söyledi. Hepsini okudum. Israr edince bir sayfalık bir sahneyi verdi. Çok teşekkür ettim. Sonra ne oluyor filmin geçtiği üç günde deyince tamam anlatayım dedi. Restorantdaydık, peçeteye hepsini yazmaya çalıştım. Ufak ufak bir şeyler öğrendim.
"Nötr performans diye bir şey yok"
Dumont sizden nötr bir performans mi bekledi?
Nötr performans diye bir şey yok. Bu tanımı anlamıyorum. Bana nötr bir renk gösterebilir misiniz? Gri diyebilirsiniz ama grinin içinde de pekçok ton var. Bruno Dumont’un söylemek istediği “oynamak yok” demek aslında. Bunu anlayabiliyorum. Ben de oynamayı sevmiyorum. Oynamaya değil, varlığınızı ortaya koymaya calışmalısınız.
Camille Claudel’i döneminin kadın sanatçılarının bir sembolü olarak görüyor musunuz?
Kesinlikle bir ikon ve Yunan miti gibi. Nasıl olmasın, 18 yaşındayken heykelleriyle ünlü oluyor. 37 yaşındayken 30 yıllığına bir akıl hastanesine konuyor. Heykel malzemeleri o dönemde çok pahalı ve Claudel devlet tarafından yeterince kollanmıyor. Aile bir süre finansal olarak elinden geldiğince destekliyor. Paranoya krizi bir noktada çaresizlikten vuruyor.
Filmdeki alışılmadık rol arkadaşlarınızla çalışmak nasıl bir deneyimdi?
Ergenlikten hatırladıklarım, anılarım var çünkü ailemizden biri, bir süre akıl hastanesinde kaldı. İlk kez gittiğimde, tam ne yapacağımı bilemedim; gözlerine bakmalıyım gibi sorularım vardı. Zamanla hepsini tanıdım, hikayelerini öğrendim. Bana Camille demek zorundalardı her şeyden önce. Çekimin ortasında Juliette demesinler diye. Camille’in onlarla ilişkisi çok mesafeliymiş. Ben aslında hemşirelik yapmak istesem de kendimi zorlayıp mesafeli davranmaya çalıştım. Bu zordu çünkü açıkçası bana zalimce geliyordu. Onlara gelecek hafta filmi göstereceğiz.
Etiketler: 1915 akıl hastanesi Auguste Rodin Berlin Film Festivali Berlinale Bruno Dumont Camille Claudel Fransa heykeltıraş Juliette Binoche Nil Kural