NİL KURAL

 

51. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde önceki gün iki ulusal yarışma filmi izleyici karşısına çıktı. Bunlardan ilki Levent Soyarslan’ın yönettiği ‘mockumentary’ (kurmaca belgesel) ‘Oflu Hoca’yı Aramak - O.H.A.’ idi.

 

Antalya izleyicisini çok güldüren ve izleyicinin uzun süre alkışladığı filmde Karadeniz’in efsanelerini araştıran bir film ekibinin maceraları merkezde. Film ekibinin sponsoru ise Karadeniz’de Megadağ adlı dev bir inşaat yapmayı planlayan Ali Baltaoğlu adlı bir iş adamı. Filmden sonra yapılan soru cevap bölümünde konuşan Soyarslan, “Kurmaca belgesel türüyle mizahı gerçekçi bir dil üzerine kurmaya çalıştım,” dedi. Filmin tanıtım sponsorluğunu üstlenen İnci Sözlük’ün sahibi Serkan İnci ise filmle ilgili “Kültürel mizah sürecinin geldiği noktanın doruğa ulaşması, sinemada da aynı noktaya gelmesi beni çok heyecanlandırdı. Karşımızdaki Gezi’de sokağa sızan mizahın sinemaya yansıması,” diye konuştu. Soyarslan, Gezi göndermeleri içeren ve HES protestolarına da yer veren filmin yüzde 80’inin Gezi’den önce çekildiğini ama kalan son bölümlerde Gezi’den esinlendiğini belirtti. Filmle ilgili önce Ali Baltaoğlu karakterini tasarladığını söyleyen Soyarslan, “O kadar saçma sapan şeyler oluyor ki Türkiye’de... Ali karakteri, Türkiye’deki politikayla bağlı sanayicilerin toplamıdır,” diye konuştu ve otoriteye karşı bir film yapmak istediğini belirtti. Mizah konusunda konuşurken ise “Özen Film’in sahibi Mehmet Soyarslan babam. Özen Film, Recep İvedik’in ilk üç filminin yapımcısı, yani dolaylı yoldan ben de Recep İvedik’in ortağıyım. Ancak ilk filmin 20 dakikasından sonrasına dayanamadım,” diye konuştu.

 

Önceki gün gösterilen diğer yarışma filmi ise Kaan Müjdeci’nin ana yarışmada yer aldığı Venedik Film Festivali’nden Jüri Özel Ödülü ile dönen filmi ‘Sivas’tı. İlk filmi ‘Sivas’la uluslararası sinema dünyasında dikkat çeken Müjdeci, filmin Antalya'daki gösteriminin ardından izleyicilerin sorularını yanıtladı. Müjdeci, Aslan adlı çocuğun yaralı halde bulduğu dövüş köpeği Sivas’la ilişkisi üzerinden erkek dünyasıyla ilgili karanlık bir tablo resmeden filmin derdinin erkeklerle olduğunu açıkladı: “Türkiye’deki erkeklerin dünyadaki erkeklerden farkı yok. Bu film, Norveç’te geçseydi erkekler, balinaları deşerdi. Erkekler bir şekilde savaş çıkarıyor. Kobani’ye girmeye çalışan da IŞİD’in erkekleri...Konunun yerel değil, evrensel olduğunu düşünüyorum. Benim erkeklerle problemim var. Erkek olduğum için kendimle de problemim var.”

 

Müjdeci, filmde Aslan’ı canlandıran Doğan İzci’nin festivale katılmamasını ise karakterin etkisinde kalan çocuk oyuncunun psikolojisini korumak olarak açıkladı. Filmin yapım sürecinde pek çok çocuğu değerlendirdiğini anlatan Müjdeci, başka bir çocuğu başrol için seçtiğini ama çekimlere üç gün kala Doğan İzci’ye karar verdiğini de aktardı.