En sevdiğiniz Bond, sinemada ilk gördüğünüz
Milliyet gazetesi sinema eleştirmeni Nil Kural, Bond serisinin yapımcılarından, Türkiye galası için İstanbul'a gelen Michael G. Wilson ile görüştüNİL KURAL
Michael G. Wilson, Türkiye'de yarın gösterime girecek "Skyfall"la 50. yılını kutlayan Bond serisinin perde arkasındaki en önemli isimlerden biri. Serinin efsane yapımcısı Cubby Broccoli olarak bilinen Albert R. Broccoli’nin üvey oğlu olan Wilson, Cubby’nin ölümünün ardından Barbara Broccoli’yle birlikte serinin yapımcılığını üstlendi ve Bond serisiyle ilgili kararları alan iki kişiden biri oldu. 1977’de “The Spy Who Loved Me”de ilk kez yapımcı koltuğuna oturan Wilson, “Skyfall”un Türkiye galası için önceki gece İstanbul’daydı. Filmin Kanyon'da yapılan gala gösteriminde dışarıda davetliler heyecanla yeni Bond filmini beklerken, Wilson’la boş bir sinema salonunda uzun uzun Bond’u konuştuk.
Sizce Bond serisindeki en kritik nokta neydi? Soğuk Savaş’ın sonu olabilir mi?
En kritik nokta her zaman Bond’u oynayan aktörlerin değişimidir. Ama Bond’un dünyaya nasıl adapte olacağı sorusunun gündeme geldiği bir olaydan bahsedeceksek, Berlin Duvarı’nın yıkılması, tabii ki en kritik noktaydı. Ama şimdi 11 Eylül, Londra’daki bombalamalar gibi olayları düşünürsek Bond'un zamanının bitmediğini görebiliyoruz.
50. yıl belgeselinde Ian Fleming’in kuzeni aktör Christoper Lee, “Her erkek kazanmak ister; her erkek kadınları elde etmek ister” diyor. Bond’un uzun ömrünün sırrı bu mu sizce?
Lee'nin söyledikleri bütün kahramanlar için geçerli. Bond bütün kahraman filmlerine benziyor, bütün kahraman filmleri de Bond’lara benziyor sonuçta. 1962’de Ian Fleming, yapımcılar Cubby Broccoli ve Harry Saltzman, yeni bir tür yarattılar. Sean Connery Bond'u harika canlandırdı. Fleming’in kitaplarını okuduğunuzda, karanlık olduklarını görürsünüz. Bond yaptığı işin bir bölümünden iğrenir; pis bir iştir ve sürekli fedakarlık ister. Bond karmaşık duygular içinde, basit bir karakter değil. Bond'u canlandıran değişik aktörler, Bond karakterinin farklı yönlerini ele alıp öne çıkardılar. Bence serinin sırrı Bond’u canlandıran 6 aktör.
Fleming’in Bond’larına ‘bir rüyanın otobiyografisi’ deniyor. Siz bu tanıma katılıyor musunuz?
Çok şiirsel bir tanım. Ama doğru. Otobiyografik öğeler içerdiği ortada, bir bölümün fantezi olduğu da açık. Ama başarısı evrensel olabilmesinde…
50. yıl belgeselinde ABD başkanlarından üçünün açıklamaları bulunuyor. "Bond'u takımımda isterdim" diyen Kennedy, Clinton ve Reagan'ın... ABD başkanları neden Bond’a düşkünler bir fikriniz var mı?
ABD başkanlarının İngiliz bir kahraman hakkında konuşması bana da komik geliyor. İnsan bir tane de İngiltere başbakanı olur diye bekliyor, değil mi?
Daniel Craig, "Skyfall"un (2012) Türkiye sahnelerinde. Oyuncu değişiminde en çok tepki gördüğünüz seçimlerden biri Daniel Craig’le olmuştu.
Daniel’ı ilk açıkladığımızda çok tartışma yaratmıştı gerçekten. Ne yapmaya çalıştığımız ve Daniel’ın Bond’a katabildiklerini görüldükten sonra bu seçim kısa sürede kabullenildi.
Daniel Craig'le ilgili süreçte hata yaptık mı diye düşündüğünüz oldu mu?
Hiç şüphe duymadık. Çünkü biz onu prova çekimlerinde izlemiştik ve harika olduğunu biliyorduk. Sevindirici olan izleyicilerin ilk filmle Daniel’la ilgili fikirlerin değiştirmesi oldu. Bu fikir değişikliği birkaç film de alabilirdi ve hakkında çok kötü şeyler çıkıyordu, Daniel için zor bir dönemdi.
M (Judi Dench), "Skyfall"da (2012) tehlikeli bir karar
veriyor. “Skyfall”da ilk kez Bond’un geçmişine dair bilgi ediniyoruz. Bunun nedeni artık 50. yıl filmi olması mı?
Aslında ilginç bir hikaye bulmaya çalışıyorduk. Ama bana sorarsanız “Skyfall” M etrafında şekilleniyor derim. M uzun süredir yönetici ve zor seçimler yapmış. Yanlış kararlar verdiği için değil de, kararları insanları incittiği için… Filmin başında da Eve’e ateş ettirip sevgili Bond’unu vurduruyor!
Sam Mendes, filmin dramatik yönü nedeniyle mi tercih edildi?
Açıkçası Bond filmlerini yönetmek isteyecek tarzda bir yönetmen değil. Bond'la ilgilendiğini duyduğumuzda çok sevindik. Meğerse sıkı bir Bond hayranıymış, Roger Moore döneminin... Oğlu da ‘Kabul et baba, cool olur’ demiş, etkisi olmuştur belki. Aksiyon sahnelerinde ikinci ekip, dublörler, tecrübeli isimler ona yardımcı oldu. Aksiyon deneyimi olmamasını dert etmedik.
Timothy Dalton’ın Bond’u karanlık olduğu için kabul görmemişti. Craig’inki karanlık olmasına rağmen çok beğenildi. Zaman mı değişti?
Dalton’ın Roger Moore’u takiben gelmesi insanları şoke etti. Pierce Brosnan bütün Bond’ları birleştiren bir aktördü. Craig’in Bond’una zemin hazırdı. "Casino Royale”in hikayesinin karanlık olduğunu ortadaydı. Âşık oluyor, kadın intihar ediyor, kolay şeyler değil. Daniel Craig’in bu hikayeye uygun olduğundan emindik.
“Skyfall”, Bond’un üçüncü İstanbul ziyareti. Nedeni nedir?
Ian Fleming gezmeyi çok seven bir adamdı ve Türkiye gözde yerlerinden biriydi. “Rusya’dan Sevgilerle”ye o yüzden mekan olarak Türkiye’yi seçmiş. Fleming, ölmeden hemen önce “Rusya’dan Sevgilerle”nin çekimlerini izlemek için Türkiye’ye son bir kez de geldi. “World is Not Enough” döneminde Türkiye’deydik. “Skyfall”da ise Türkiye’deki yapım ayağını üstlenen Ali Akdeniz’i tanıyor ve ona güveniyorduk. Demiryolları da çok yardımcı oldu.
Seride en sevdiğiniz sahne nedir?
“Goldfinger”ın da aralarında olduğu eski filmlerde çok iyi sahneler var. Son dönemden “Casino Royale”de Bond’un sandalyede işkence gördüğü sahne ve “Skyfall”da Javier Bardem ile Daniel Craig arasındaki sahneyi iyi buluyorum. Ama dublörlü sahneleri konuşursak, “The Spy Who Loved Me”deki paraşütlü sahne en iyilerden biri…
Javier Bardem, kötü adam rollerinde oldukça başarılı değil mi?
Kesinlikle. Rolü onun için yazdık. Beğeneceğini düşündük ve beğendi. Ellerini Bond’un üzerinde gezdirdiği sahnede, Bond'un sinirlerini mi bozmaya çalışıyor, pas mı atıyor bilmek mümkün değil.
“Skyfall” İngiltere’de çok iyi bir açılış yaptı. Bekliyor muydunuz?
Rahatladık açıkçası.
23. filmde hâlâ endişe duyuyor musunuz?
Ne olacağını hiç bilemezsiniz.
Sean Connery, "Goldfinger" (1964) filminde. "Sean'ın yeri sarsılmaz"
Herkesin favori Bond’u farklı. Sizce neye göre değişiyor gözde Bond’lar?
Benim tahminim şu: Sinemada ilk izlediğiniz Bond aktörü en sevdiğiniz Bond oluyor. Yaşlı insanlar Sean der. 40’larındakiler Roger der. Pierce ve Craig diyenler de duyuyorum, genç nesildenler... Ama Sean’ın yeri sarsılmaz, ilk Bond sonuçta.
Sean Connery’nin seriye karşı öfkesi sürüyor mu?
O dönemde devam etmesini isterlerdi ama devam etmedi çünkü aldığı ücretle ilgili kızgındı. Şöhretten de sıkıldı ve başka işler yapmak istedi. Cubby Broccoli ölmeden önce onu aradığı biliniyor, ama Barbara'yla arayıp galaya filan gelmek ister mi diye sorduğumuzda ilgilenmedi.
Michael G. Wilson, Türkiye'de yarın gösterime girecek "Skyfall"la 50. yılını kutlayan Bond serisinin perde arkasındaki en önemli isimlerden biri. Serinin efsane yapımcısı Cubby Broccoli olarak bilinen Albert R. Broccoli’nin üvey oğlu olan Wilson, Cubby’nin ölümünün ardından Barbara Broccoli’yle birlikte serinin yapımcılığını üstlendi ve Bond serisiyle ilgili kararları alan iki kişiden biri oldu. 1977’de “The Spy Who Loved Me”de ilk kez yapımcı koltuğuna oturan Wilson, “Skyfall”un Türkiye galası için önceki gece İstanbul’daydı. Filmin Kanyon'da yapılan gala gösteriminde dışarıda davetliler heyecanla yeni Bond filmini beklerken, Wilson’la boş bir sinema salonunda uzun uzun Bond’u konuştuk.
Sizce Bond serisindeki en kritik nokta neydi? Soğuk Savaş’ın sonu olabilir mi?
En kritik nokta her zaman Bond’u oynayan aktörlerin değişimidir. Ama Bond’un dünyaya nasıl adapte olacağı sorusunun gündeme geldiği bir olaydan bahsedeceksek, Berlin Duvarı’nın yıkılması, tabii ki en kritik noktaydı. Ama şimdi 11 Eylül, Londra’daki bombalamalar gibi olayları düşünürsek Bond'un zamanının bitmediğini görebiliyoruz.
50. yıl belgeselinde Ian Fleming’in kuzeni aktör Christoper Lee, “Her erkek kazanmak ister; her erkek kadınları elde etmek ister” diyor. Bond’un uzun ömrünün sırrı bu mu sizce?
Lee'nin söyledikleri bütün kahramanlar için geçerli. Bond bütün kahraman filmlerine benziyor, bütün kahraman filmleri de Bond’lara benziyor sonuçta. 1962’de Ian Fleming, yapımcılar Cubby Broccoli ve Harry Saltzman, yeni bir tür yarattılar. Sean Connery Bond'u harika canlandırdı. Fleming’in kitaplarını okuduğunuzda, karanlık olduklarını görürsünüz. Bond yaptığı işin bir bölümünden iğrenir; pis bir iştir ve sürekli fedakarlık ister. Bond karmaşık duygular içinde, basit bir karakter değil. Bond'u canlandıran değişik aktörler, Bond karakterinin farklı yönlerini ele alıp öne çıkardılar. Bence serinin sırrı Bond’u canlandıran 6 aktör.
Fleming’in Bond’larına ‘bir rüyanın otobiyografisi’ deniyor. Siz bu tanıma katılıyor musunuz?
Çok şiirsel bir tanım. Ama doğru. Otobiyografik öğeler içerdiği ortada, bir bölümün fantezi olduğu da açık. Ama başarısı evrensel olabilmesinde…
50. yıl belgeselinde ABD başkanlarından üçünün açıklamaları bulunuyor. "Bond'u takımımda isterdim" diyen Kennedy, Clinton ve Reagan'ın... ABD başkanları neden Bond’a düşkünler bir fikriniz var mı?
ABD başkanlarının İngiliz bir kahraman hakkında konuşması bana da komik geliyor. İnsan bir tane de İngiltere başbakanı olur diye bekliyor, değil mi?

Daniel’ı ilk açıkladığımızda çok tartışma yaratmıştı gerçekten. Ne yapmaya çalıştığımız ve Daniel’ın Bond’a katabildiklerini görüldükten sonra bu seçim kısa sürede kabullenildi.
Daniel Craig'le ilgili süreçte hata yaptık mı diye düşündüğünüz oldu mu?
Hiç şüphe duymadık. Çünkü biz onu prova çekimlerinde izlemiştik ve harika olduğunu biliyorduk. Sevindirici olan izleyicilerin ilk filmle Daniel’la ilgili fikirlerin değiştirmesi oldu. Bu fikir değişikliği birkaç film de alabilirdi ve hakkında çok kötü şeyler çıkıyordu, Daniel için zor bir dönemdi.

veriyor.
Aslında ilginç bir hikaye bulmaya çalışıyorduk. Ama bana sorarsanız “Skyfall” M etrafında şekilleniyor derim. M uzun süredir yönetici ve zor seçimler yapmış. Yanlış kararlar verdiği için değil de, kararları insanları incittiği için… Filmin başında da Eve’e ateş ettirip sevgili Bond’unu vurduruyor!
Sam Mendes, filmin dramatik yönü nedeniyle mi tercih edildi?
Açıkçası Bond filmlerini yönetmek isteyecek tarzda bir yönetmen değil. Bond'la ilgilendiğini duyduğumuzda çok sevindik. Meğerse sıkı bir Bond hayranıymış, Roger Moore döneminin... Oğlu da ‘Kabul et baba, cool olur’ demiş, etkisi olmuştur belki. Aksiyon sahnelerinde ikinci ekip, dublörler, tecrübeli isimler ona yardımcı oldu. Aksiyon deneyimi olmamasını dert etmedik.
Timothy Dalton’ın Bond’u karanlık olduğu için kabul görmemişti. Craig’inki karanlık olmasına rağmen çok beğenildi. Zaman mı değişti?
Dalton’ın Roger Moore’u takiben gelmesi insanları şoke etti. Pierce Brosnan bütün Bond’ları birleştiren bir aktördü. Craig’in Bond’una zemin hazırdı. "Casino Royale”in hikayesinin karanlık olduğunu ortadaydı. Âşık oluyor, kadın intihar ediyor, kolay şeyler değil. Daniel Craig’in bu hikayeye uygun olduğundan emindik.
“Skyfall”, Bond’un üçüncü İstanbul ziyareti. Nedeni nedir?
Ian Fleming gezmeyi çok seven bir adamdı ve Türkiye gözde yerlerinden biriydi. “Rusya’dan Sevgilerle”ye o yüzden mekan olarak Türkiye’yi seçmiş. Fleming, ölmeden hemen önce “Rusya’dan Sevgilerle”nin çekimlerini izlemek için Türkiye’ye son bir kez de geldi. “World is Not Enough” döneminde Türkiye’deydik. “Skyfall”da ise Türkiye’deki yapım ayağını üstlenen Ali Akdeniz’i tanıyor ve ona güveniyorduk. Demiryolları da çok yardımcı oldu.
Seride en sevdiğiniz sahne nedir?
“Goldfinger”ın da aralarında olduğu eski filmlerde çok iyi sahneler var. Son dönemden “Casino Royale”de Bond’un sandalyede işkence gördüğü sahne ve “Skyfall”da Javier Bardem ile Daniel Craig arasındaki sahneyi iyi buluyorum. Ama dublörlü sahneleri konuşursak, “The Spy Who Loved Me”deki paraşütlü sahne en iyilerden biri…
Javier Bardem, kötü adam rollerinde oldukça başarılı değil mi?
Kesinlikle. Rolü onun için yazdık. Beğeneceğini düşündük ve beğendi. Ellerini Bond’un üzerinde gezdirdiği sahnede, Bond'un sinirlerini mi bozmaya çalışıyor, pas mı atıyor bilmek mümkün değil.
“Skyfall” İngiltere’de çok iyi bir açılış yaptı. Bekliyor muydunuz?
Rahatladık açıkçası.
23. filmde hâlâ endişe duyuyor musunuz?
Ne olacağını hiç bilemezsiniz.

Herkesin favori Bond’u farklı. Sizce neye göre değişiyor gözde Bond’lar?
Benim tahminim şu: Sinemada ilk izlediğiniz Bond aktörü en sevdiğiniz Bond oluyor. Yaşlı insanlar Sean der. 40’larındakiler Roger der. Pierce ve Craig diyenler de duyuyorum, genç nesildenler... Ama Sean’ın yeri sarsılmaz, ilk Bond sonuçta.
Sean Connery’nin seriye karşı öfkesi sürüyor mu?
O dönemde devam etmesini isterlerdi ama devam etmedi çünkü aldığı ücretle ilgili kızgındı. Şöhretten de sıkıldı ve başka işler yapmak istedi. Cubby Broccoli ölmeden önce onu aradığı biliniyor, ama Barbara'yla arayıp galaya filan gelmek ister mi diye sorduğumuzda ilgilenmedi.
Etiketler: Adana Daniel Craig gala İstanbul James Bond Michael G Wilson Nil Kural Pierce Brosnan Sean Connery Skyfall
