Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Sinema » "Rüya Gibi Geçti"nin çekimleri tamamlandı

"Rüya Gibi Geçti"nin çekimleri tamamlandı

"Rüya Gibi Geçti"nin çekimleri tamamlandı02 Haziran 2013 - 07:06
Mehmet Taşdiken'in 20 yıl sonra tekrar yönetmenlik koltuğuna oturduğu film, bir aşk üçgenini konu alıyorNİL KURAL

Yönetmen Mehmet Taşdiken'in 20 yıl sonra kamera arkasına geçtiği "Rüya Gibi Geçti"nin çekimleri tamamlanmak üzere. Aynı zamanda Konya Beyşehir’in Çavuş kasabasında Sonsuz Şükran Köyü adında Türkiye’den ve Avrupa’dan tanınmış 156 sanatçı ve kültür adamını bir araya getiren projeye imza atan ve Fransız Sokağı’nın kurucusu Mehmet Taşdiken’in sözleriyle “hüzünlü bir aşk hikayesi” anlatan film, birlikte büyümüş Atıf ve Lale'nin tam evleneceklerken Lale'nin başka birine âşık olduğunu açıklamasıyla başlıyor ve bir aşk üçgenini konu alıyor. Filmin başrollerinde Semih Kaplanoğlu’nun "Süt" filminde başrolde bulunan Melih Selçuk ve Selçuk’la “Adını Feriha Koydum” adlı televizyon dizisindeki rol arkadaşı Ceyda Ateş bulunuyor.

50 kişilik set ekibini Tuzla'daki gece çekimleri sırasında ziyaret ettik. 20 yıl sonra kamera arkasına geçmenin çok güzel olduğunu belirten Taşdiken, yönetmenliğe verdiği uzun aranın nedenini şöyle anlatıyor: “Kalıcı olma sevdası derken, başka projeler oldu. Sinema gönlümdeydi, bu sene yapalım gelecek sene yapalım derken arayı açmış olduk bu kadar.”

Senaryoyu kendisinin yazdığı romantik dram türündeki filmin bir insanlık hikayesi olduğunu ifade eden Taşdiken, “Ben hüznü seviyorum hayatımda önemli bir yer işgal ediyor. Film, konu olarak çok eski, 10 yılı var. Ama senaryonun üzerinde 6 ay filan çalışıldı,” diyor. Taşdiken, filmin oyuncu kadrosunu da titiz şekilde belirlediğini söylüyor. Ceyda Ateş ise filme dahil olma kararını senaryoyu okur okumaz verdiğini vurguluyor: “Keyif aldığım bir iş oldu. İnsanlar kendinden bir parça bulacak. Senaryoyu okuduğumda, kabul ettim. Mehmet Taşdiken’e “Lale karakterini okurken ağladım” dedim. Özellikle çok etkilendiğim sahneler vardı. O sahneleri de çok güzel çektik. Hiç tereddüt etmeden başladım.” Canlandırdığı karakteri ise “Lale aslında aşk üçgeni içinde ama yaşadığı kırgınlıklar, hayal kırıklıkları var. Duygusal ama dik durabilen bir karakter” cümleleriyle anlatıyor. Melih Selçuk ise kendi karakterinin eski zamana ait gibi olduğunu söylüyor ve ekliyor, “Klasik nihilist değil ama nihilist bir adam”.

Set ziyaretimiz sırasında çekimlerine hazırlanan sahne, Melih Selçuk’un karakteriyle çocuk oyuncu Aslıhan Kapanşahin canlandırdığı karakter arasında geçiyor. Tuzla’da tahta bir evde geçen sahne, Selçuk’un karakterinin yaşadığı tahta bir ev. Taşdiken, “1969’da terk edilmiş bu ev. Bulduğumuzda, içinde Ses Dergileri vardı. Boşaltıp yeni baştan inşa ettik. Çok mekan baktık, İstanbul’un bütün hikayesinin görülebileceği Tuzla’daki sokağı seçtik,” diyor. Filmin 2014 kışında vizyona girmesi bekleniyor.