Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Sinema » "Karakterim erkeklerin korkulu rüyası"

"Karakterim erkeklerin korkulu rüyası"

"Karakterim erkeklerin korkulu rüyası"25 Mayıs 2013 - 07:05
Nicolas Winding Refn'in yönettiği "Only God Forgives" filminin "Miamili uyuşturucu taciri" annesi Kristin Scott Thomas "Only God Forgives" filmiyle ilgili konuştu
NİL KURAL

Sinema dünyasının en özel, her üstlendiği karakterinden altından rahatlıkla kalkan oyunculardan Kristin Scott Thomas, Altın Palmiye yarışının eleştirmenleri ikiye bölen filmlerinden Nicolas Winding Refn'in yönettiği "Only God Forgives"de kendi ifadesiyle 'kabusun ta kendisi' olan anne rolüyle izleyicilerin karşısına çıktı.

Geçen yıl Cannes'da Refn'e en iyi yönetmen ödülü getiren "Drive" sonradan kültleşti. "Only God Forgives", "Drive"la aynı miktarda övgü almasa da, Bangkok'ta geçen kanlı bir intikam hikayesi sunan filmde Thomas’ın performansına kimsenin diyecek bir lafı yok. Roman Polanski’nin "Acı Ay / Bitter Moon"u, ünlü İngiliz filmi "Dört Düğün Bir Cenaze / Four Weddings and a Funeral", Oscarlı "İngiliz Hasta / The English Patient"la tanınan Thomas ile "Only God Forgives"i konuştuk.

Refn'le nasıl bir araya geldiniz?

Senaryoyu menajerim aracılığıyla aldığımda şöyle üstünden bir kaç sayfasına baktım. Menajerime kısa bir mesaj yolladım ve "Belli ki yanlış insana gönderdiniz" dedim. "Yok doğru" dediler. Bunun üzerine sonuna kadar okudum ve Refn'in ilk filmlerinden "Bronson"u izledim. Çok sevdim. Kanlı şiddetli filmler hiç bana göre değildir ama bu filmde dokunaklı bir yön vardı. Çok güzel çekilmişti. Buluşmaya karar verdik. Malum, çok eksantrik bir insan.

Bu rolü size niye teklif ettiğini söyledi mi?

Sordum, "Sen bir numarasın" gibi laflar etti.

Genel karakterlerinize hiç uymayan bu rolün heyecan verici bir tarafı var mıydı?

Evet ama sinirlerimin bozulduğu da oldu. Çünkü karakter başta İngiliz'di ve bununla başa çıkabilirim diyordum. Sonra İngiliz aktörün yerine Ryan Gosling geldi. Onun gelmesi sevindiriciydi tabii ama Kanadalı Gosling'in İngiliz annesi olamayacağına göre Amerikalıyı canlandırmam icap etti. 'Miamili uyuşturucu taciri şirreti nasıl canlandıracağım' dedim. Sonra onu nasıl gördüğüme bakıp öyle oturttum karakteri.

Karakterin dış görünüşünü nasıl oluşturdunuz?

Bir moda dergisi için farklı kılıklarda fotoğraf çekimi yapmıştım. Bu farklı kılıkların biri filmdeki karakterim Crystal'a çok benziyordu. Bu görünüşün, çekimin yapıldığı Paris'in kalbur üstü bir bölgesindeki sıradan orta sınıf erkekler üzerinde büyük bir etkisi oldu. Erkeklerin beni bu halde gördüğündeki bakışları, davranışları, laf atmaları şoke etmişti. 15 dakika sonra titremeye başladım. İşte bu moda çekimlerini Refn'e gönderdim ve büyük harflerle "bayıldım" yazdı ve karar verilmişti.

Asya’da çekim yapma deneyimi nasıldı?

Dünyanın farklı yerlerinde çekim yapmayı her zaman seviyorum ama film dili dünyanın her yerinde aynı, o yüzden de bir farkı da olmuyor.

Refn "Drive"ın bir aşk hikayesi bu filmin ise her erkeğin annesiyle kurduğu ilişki üzerine olduğunu söyledi. Katılıyor musunuz?

Hikaye tabu olan bazı meseleleri ve annenin korkunçluğunu göstermek için bir araç. Filmdeki annenin davranışları kabus değil, kendisi kabusun ta kendisi. Erkeklerin korktuğu her şeyin sembolü gibi...

Peki rolde zorlandınız mı?

Refn, "Zevk sahibi olmak yaratıcılığın en büyük düşmanı" diyor. Zevk sahibi olmaktan nefret ediyor. Bu filmde olduğu gibi olabilecek en korkunç şeyi düşünmenin, söylemenin tuhaf özgürleştirici tarafı var. Yemek sahnesinde, karakter bir kelime kullanıyor ki bunu telaffuz bile edemem. Cidden rahatsız oluyorum. Sahne 14 kez tekrar çekildi, o kelimeyi bir türlü söyleyemedim. Sonunda 'sanırım bu kelimeyi söyleyemeyeceğim' dedim. Kendinle olan bir deney gibiydi bütün çekim süreci.

Başka filmlerde dış görünüşünüzü belirlemek gibi özgürlükleriniz oluyor mu?

Hayır olmuyor. Karakterin ismini bile bana seçtirdi. Önceden başka bir ismi vardı ama 'porno karakteri ismi gibi' dedi ve benden öneri istedi. Crystal’ı seçti.

Senaryonun diyalogdan çok filmin atmosferiyle mi ilgileniyordu?

Evet, tabii hikayenin ne olduğu belliydi. Ama onu da sonuna kadar değiştirip durdu. Tam 'sahnelerim bitti gideceğim' derken, 'başına bu korkunç şey gelecek bir hafta daha kal' dedi. Sonra 'şu korkunç şeyin de olmasına karar verdim bir hafta daha' diye uzadı.

"Only God Forgives", mantık çerçevesinde açıklanamayan, kendinizi atmosfere bırakmanız gereken bir film gibi. Refn size mantıklı bir açıklama yaptı mı?

Evet film görüntüleri kabullenmekle ilgili. Bazı filmleri çekerken, başka bir şey yaptığınızı düşünüp sonunda bambaşka bir filmle karşılaşırsınız. Bunu çok severim. Bu filmde de böyle oldu. Bu filmi izlerken iğrenç bir kabusu izler gibi oldum ki, bunda yer almayı ben istedim. Bir izleyici olarak koltuğa oturup bu korkutucu alana dahil olmayı kabul ediyorsunuz.