63. Berlin Film Festivali'nin açılış toplantısında, jüri üyeleri basının sorularını yanıtladı. Jüri Başkanı Wong Kar-Wai: "Duygusal olarak bizi etkileyecek ve bir sıcaklığı olan filmleri bulmaya gayret edeceğiz"NİL KURAL

Berlin Film Festivali’nin ilk sabahında her yıl olduğu gibi ilgi odağında 19 filmin bulunduğu ana yarışmayı değerlendirecek ana jüri vardı. Hong Kong sinemasının yıldız yönetmeni Wong Kar-Wai başkanlığındaki jürinin üyeleri,“In a Better World”de imzası olan Susanne Bier, Alman yönetmen Andreas Dresen, Yunan sinemasının genç yönetmenlerinden Athina Rachel Tsangari, ABD’li görüntü yönetmeni Ellen Kuras, İranlı sanatçı ve yönetmen Shirin Neshat, ünlü aktör Tim Robbins dün basının sorularını yanıtladı.

Jüride en çok soru alan Neshat, Mısırlı şarkıcı Ümmü Gülsüm’le ilgili bir film üzerinde çalıştığını açıkladı: “Bir kadınım ve sanatçıyım, dolayısıyla ilgili alanımın kadın sanatçılar olması şaşırtıcı değil.” Neshat ayrıca Altın Ayı için yarışan ve İran’da ev hapsinde bulunan Cafer Panahi’yle ilgili şu yorumda bulundu: “Yarışmada filminin olmasına şaşırmadım çünkü Cannes’a da ‘This Is Not A Film’i çekip göndermişti. Büyük cesaret sergilediğini ve Berlin’de yarışacak filmi ‘Closed Curtain’in harika bir film olacağını düşünüyorum. Ama Panahi’nin filmini politik olaylar dışında sinema değeri olarak değerlendireceğiz. Festivale, gelip gelemeyeceği belli değil, heyecanla bekliyorum gelmesini.”

Wong Kar-Wai toplantıda jürinin önümüzdeki 10 günde filmlere bakışını ve Berlinale hakkındaki fikirlerini paylaştı: “Berlin bence havanın tam tersine sıcak bir festival. Özellikle de yönetmenler için… Buradaki amaç fikirleri ve sinemada geçirilen güzel anları paylaşmak ki jürimizin amacı da tam olarak bu. Filmlere hizmet etmek ve takdir etmek için buradayız. Yargılamak için değil. Duygusal olarak bizi etkileyecek ve bir sıcaklığı olan filmleri bulmaya gayret edeceğiz.”

Tim Robbins ise yönettiği “Dead Man Walking”in Berlin’de gösterildikten sonra büyük destek bulduğunu belirterek festivale duyduğu gönül borcundan bahsetti. Aktör Amerikan filmlerindeki şiddet ve Connecticut’ta yaşanan katliamla ilgili bir soru üzerine ise şiddetin istismar edildiği filmlere duyduğu mesafeyi anlattı: “Sanki bir insanın kafasını patlamanın her yolunu göstermek şartmış gibi davranılıyor. Sanatçının şiddeti olduğu gibi ve insan ruhuna yarattığı tahribatı göstermenin yolları bulunmalı.”



Basın toplantısının ardından festivalin dün gece yapılan açılışını yapan Wong Kar-Wai’nin uzun süredir üzerinde çalıştığı “The Grandmaster” basının karşısına çıktı. Bruce Lee’ye de dövüş sanatlarını öğreten İp Man’ın hikayesinin anlatığı filmin ardından Asya sinemasının yıldız isimleri Zyang Ziyi, Wong Kar-Wai ve Tony Leung bir basın toplantısı düzenlediler. Kar-Wai, filmin çıkış hikayesini paylaştı: “Yıllar önce İp Man’ın belgeselini izledim. Ölmeden 3 gün önce çekilmişti. Çok hastaydı. O videoda Ip Man, 70’lerinde çok zayıf, torunlarıyla dövüş figürlerini gösteriyor. Bu video, 180 dövüş hareketi kombinasyonunu paylaştığı tek an. Bruce Lee bunları sergilemesi için çok para teklif etmiş. Ama fakir olsa da İp Man, reddetmiş. Tek bir insana gösterememiş."

Yönetmenin filmlerinde başrolleri emanet ettiği Tony Leung, "The Grandmaster"ın kendisi için ayrı bir yeri olduğunu söyledi: “Bu film galiba, en sevdiğim Kar Wai filmi, öncekilerden hoşlanmadığımı söylemiyorum ama en azından bu kez kim olduğumu biliyordum. Daha öncekilerde senaryo vardı ama bize göstermediği için karakteri canlandırırken kaybolurdum.”