Arabesk müziğin "babası" Müslüm Gürses, dün Cemal Reşit Rey salonunda düzenlenen bir törenle son yolculuğuna uğurlandı
GÜLDEN ÖKTEM

Dün sabah; Cemal Reşit Rey konser salonunun önü, arı kovanı gibi... Boynunda Müslüm Gürses'in resminin işlendiği ve üstünde büyük harflerle 'Müslüm Baba' yazan atkılarıyla güvenlik kontrolünü geçip içeri girmeye çalışanlar, önceki gün hayatını kaybeden sanatçı için düzenlenen anma törenine katılmak için sabırsızlanıyor.

İçeri girenlerse sanatçının siyah beyaz bir fotoğrafını yakasına iliştiriyor ve soluğu 'Müslüm Baba'larının tabutunun karşısında alıyor. Kırmızı katafalkın üstüne yerleştirilen Gürses'in naaşının karşısında ellerini açıp dua edenler, sanki aileden birini kaybetmiş gibi acı dolu... Tabuta yakın olmak isteyen bir Müslüm Gürses hayranı, ön taraflara bizimle gidebilmek için yardım istiyor: "Dün acı haberi alınca çıktım Urfa'dan yola. Bu yaptığım son görev değil, son görevim onu şarkılarıyla yaşatmak."



Cemal Reşit Rey konser salonu, tören saati yaklaştıkça daha da kalabalıklaşıyor. Salonda yer olmadığı için merdivenlere oturuyor sonradan gelenler. Bu sırada Müslüm Gürses'in naaşı omuzlarda giriyor salona. Herkes ayakta, bir taraftan "Müslüm Baba sen bizim her şeyimizsin" diyorlar, diğer taraftan alkışlıyorlar... Kalabalıktan dolayı yarım saat geç başlayan törenin sunuculuğunu üstlenen Ahmet Selçuk İlkan, "Müslüm Baba sevdalıları" diye başlıyor cümlelerine. Onun bu sözlerini, salondaki hıçkırık sesleri takip ediyor. İlkan, "Onu erken kaybettiğimiz için isyanlardayız" diyor. O cümlelerini bitirirken, Müslüm Gürses için hazırlanan video gösteriliyor sahnede. Videonun ardından Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik konuşmasını yapmak için çıkıyor kürsüye. Müslüm Gürses'in hayatı boyunca şarkı sözlerinde Anadolu insanın sessiz isyanını ve onların ifade edemediği çığlığı şarkılarıyla dillendirdiğini söyleyen Çelik, "Yoksulların, ötekileştirilmişlerin sesini büyük bir tevazu ile ama, güçlü bir sesle ifade etti" diye konuşuyor.

Kültür Bakanı'nın ardından Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Gürses'in 7 duasını ve 40 duasını Şişli Camii'nde yapacaklarını duyuruyor. Sarıgül'ün ardından Orhan Gencebay geliyor kürsüye. Müslüm Gürses'le çok eskiye dayanan bir dostlukları olduğunu anlatan Gencebay, sözlerine "Çok saygılı, kadirşinas ve değerlere özen gösteren bir insandı. Doktorları onu yaşatmak için elinden geleni yaptı. Ama Allah’ın emri buydu. Allah rahmet etsin, her zaman kalbimizde yaşayacak,” şeklinde devam ediyor. Gencebay'ın konuşmasından sonra kürsüye gelen Müyorbir Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Koç, Müslüm Gürses'in eşi Muhterem Nur'a götürüyor mikrofonu. Haftalardır yaşadığı üzüntüden sesi kısılmış, "Çok üzgünüm, dünyanın en iyi insanını kaybettik," diyor Muhterem Nur ve ekliyor: "Uçtu gitti, başka bir şey söyleyemiyorum..." Muhterem Nur'un sözlerinden sonra tüm salon, sanki göz yaşlarıyla destek oluyor Gürses'in eşine...

Daha sonra Selami Şahin sahneye geliyor, Müslüm Gürses'le 40 yıla yakın bir dostlukları olduğunu anlatıyor: "Onun yeri dolmayacak. Çok hümanist, kimseye karşı kötülük düşüncesi olmayan biriydi. Din, dil ırk ayrımı yapmazdı. Onu anlatmak için kelimeler yetersiz. Yüreğim yanıyor. Erken ayrıldı..."

Müslüm Gürses'i gençlik yıllarından tanıdığını söyleyen Nuri Sesigüzel ise sahnede sanatçı için Fatiha okutuyor. Sesigüzel, "Kimseyi kırmazdı. Ha var ha yok; ama sanatta, sözde, yürekte var,” diyor.



Konuşmaların ardından Ahmet Selçuk İlkan, tüm sanatçıları Müslüm Gürses'in naaşının önünde fotoğraf çektirmek için sahneye çağırıyor. Onun bu yaptığına birkaç Müslüm Gürses hayranından tepki geliyor... Gürses’in naaşı helallik alınması ve dua okunmasının ardından cenaze namazının kılınacağı Teşvikiye Camii’ne götürülmek üzere omuzlarda çıkıyor Cemal Reşit Rey'den. 'Müslümcüler' son görevlerini yapmak için cenaze aracının ardından yürüyerek eşlik ediyorlar Müslüm Baba'larına...