Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Müzik » Seks, uyuşturucu, rock'n roll: ''Hayat''

Seks, uyuşturucu, rock'n roll: ''Hayat''

Seks, uyuşturucu, rock'n roll: ''Hayat''18 Mart 2013 - 12:03 | Keith Richards, gerek imajı gerek müziği ile Rock dünyasının ikonları arasında yer alıyor.
İngiliz The Rolling Stones grubunun efsanevi gitaristi Keith Richards'ın Türkiye'de Pegasus Yayınları tarafından çıkarılan otobiyografik kitabı "Hayat"; grup, müzisyen ve 1960lar'dan 80'lere müzik dünyası hakkında arşivlik bilgiler içeriyor...The Rolling Stones'un efsane gitaristi Keith Richards'ın otobiyografisi "Life / Hayat", Elif Kolcuoğlu çevirisiyle Pegasus Yayınları’ndan çıktı.

2010'da İngilizce olarak yayınlanan kitapta, Keith Richards’la uzun söyleşiler yapıp, kitabı yazmasına yardımcı olan James Fox'un ortak imzası bulunuyor.

The Rolling Stones, yeni kuruldukları 1962 yılında. Charlie Watts, Bill Wyman, Mick Jagger, 1969'da gizemli bir şekilde ölen Brian Jones ve Keith Richards.


Keith Richards'ın küçük yaşlarda başlayan blues sevgisinde annesinin rolü, The Rolling Stones'un kuruluşu ve fakirlik içinde geçen ilk yıllar, Mick Jagger'la inişler ve çıkışlarla dolu arkadaşlığı, uyuşturucu bağımlılığı ve kadınlarla ilişkileri kitapta geniş yer bulan konulardan yalnızca birkaçı. Yayınlandığı dönemde yurtdışında büyük ilgi gören otobiyografi, 1960'lar ve 1970'lerin rock'n'roll dünyasının portesini çizmesiyle öne çıktı ve müzik tarihinin en ünlü gruplarından The Rolling Stones'la ilgili merak edilen konuları aydınlattı.

Kitaptan bazı alıntılar:

* Savaş sonrasında üç, dört ya da beş yaşlarındayken, Ella Fitzgerald, Sarah Vaughn, Big Bill Broonzy ve Louis Armstrong dinlerdim. Müzikleri bana hitap ederdi, annem her gün onları çaldığı için ben de oturup dinlerdim. Kulaklarım zaten elinde sonunda o türe yönelecekti, annem beni hiç farkında olmadan siyahi müziğiyle terbiye etti.

* (Sanat okuduğum yıllarda) hâlâ Elvis ile Buddy Holly sevdiğim için beni hor görürler, sanat okuyup nasıl blues ve caz dinlediğime, bu türlerle ne işim olduğuna bir türlü akıl sır erdiremezlerdi… Benim için blues ve cazdı müzik.

* Aslında başlarda gitarist olmaya o kadar niyetli değildim. Gitar ses çıkarabileceğim bir araçtı yalnızca… Önce gitarı tanımanız şart. Yatağa bile onunla gireceksiniz. Eğer etrafta hatun yoksa onunla uyuyacaksınız. Ne de olsa şeklen kadını aratmaz.

*(Mick Jagger’la karşılaşması, o dönemde yazdığı bir mektuptan bir bölümden) İstasyonda kolumun altında Chuck Berry’nin bir albümü öylece dururken, hani şu 7-11 yaşları arasında gittiğim ilkokuldan tanıdığım bir çocuk yanıma yaklaştı… İstasyondaki çocuğun adı Mick Jagger… Mick, Atlantik’in bu yakasındaki en esaslı R&B şarkıcısı, bu kesin… Haftanın üç dört günü prova yapıyoruz. Keyifler gıcırında!

Grup 70'lerin ortalarında, ününün doruğundayken... Grup üyeleri Charlie Watts, Mick Jagger, Ronnie Wood, Bill Wyman ve Keith Richards.


* The Rolling Stones ömrünün ilk yılını sağda solda takılarak, yiyecek çalarak ve prova yaparak geçirdi… O sıralarda bize yoksulluk her daim sürecek, peşimizi hiç bırakmayacak gibi geliyordu. '62 kışını güç bela atlattık... Grup pek kırılgandı; kimse başarı yakalamayı beklemiyordu. Sonuçta pop karşıtıydık, dans müziği karşıtıydık, tek istediğimiz Londra’nın en iyi blues grubu olmak ve dünyanın kaç bucak olduğunu cümle aleme göstermekti.

* Satisfaction, o zamanlar Mick ile ortak çalışmamızın tipik bir örneğiydi. Genel bir çerçeve çizmek gerekirse, şarkıyı ve temel fikri ben getirirdim, içini doldurmak ve ilgi çekici kılmak gibi zahmetli işleri Mick hallederdi.

* John’u (Lennon) çok severdim. Pek çok açıdan şaşkının tekiydi. Gitarını çok yukarı astığı için onu eleştirirdim…. “Lanet gitarı şu çenenin dibinden çek Tanrı aşkına. Keman mı çalıyorsun?”. Herhalde havalı bir şey olduğunu sanıyorlardı… John’la tuhaf bir şekilde yakınlaşmıştık. Her şeyden önce ilişkimiz iki alfa erkeğin çatışması gibiydi.

Richards, 24 Şubat 1977'de Kanada'da kaldığı bir otel odasında 22 gram eroin bulunması üzerine tutuklanmıştı.


* Keş hayatını kimseye tavsiye etmem. Ben ki keşlerin imtiyazlı olanlarındandım, buna rağmen yerlerde sürünüyordum. Müzikal bir dâhi ya da herhangi bir şey olmaya giden yol kesinlikle eroin kullanmaktan geçmiyor. Ölçüyü kaçırmamak gerek.

* Beatles ve Bob Dylan şarkı yazımı ve insanların insan sesine karşı tutumunu büyük oranda değiştirdi. Bob’un sesi iyi bir ses olmamasına rağmen anlamlıdır ve Bob da sesini nasıl kullanacağını bilir; bu, sesin teknik güzelliklerinden daha önemli. Neredeyse şarkı söylemenin tersini yapar. Ama duyduğunuz şey gerçektir.

* 1971’de birlikte Rolling Stones Plakçılığı kurduk ve dağıtımını yapması için Atlantic Plakçılık’la anlaştık; işte bu noktada devreye Ahmet Ertegün girdi. Ahmet! Bu zarif Türk, kardeşi Nesuhi ile birlikte müzik endüstrisinin insanların neler dinlemeye açık olduğu konusundaki fikrini değiştirmişti. Stones’un idealizmi onlarda da vardı. Öf, herifi özledim be. Onu en son New York’taki Beacon Tiyatrosu’nun kulisinde görmüştüm. Bana tuvaleti sordu. Sonra sahneye çıktım. Gösteriden sonra tuvalette kayıp düştüğü öğrendim. İyileşemedi. O adama bayılırdım. Ahmet yetenekli insanları teşvik ederdi. Atlantic, para değil müzik sevgisinden doğmuştu.

* Geçmişe dönüp bakınca, Mick’in benim başka erkek arkadaşlarım olmasını çok kıskandığına eminim… Mick insanı tuhaf şekilde sahiplenir. Arkadaşım değil de sevgilimmiş gibi davranıp bana yakınlaştığını sandığı insanları etkisiz hale getirir ya da en azından buna yeltenirdi.