Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Müzik » Plak Mecmuası, bir plak dükkanı gibi

Plak Mecmuası, bir plak dükkanı gibi

Plak Mecmuası, bir plak dükkanı gibi20 Aralık 2017 - 04:12
Plak ve plak kültürünü ele alan ve ilk sayısı yayımlanan Plak Mecmuası'nı genel yayın yönetmeni Onur Bayrakçeken ile konuştuk.
BETÜL BAŞAK
 
Plak ve plak kültürünü ele alan müzik dergisi Plak Mecmuası ilk sayısını yayımladı. Türkiye’de bir ilk olan Plak Mecmuası kadrosunda plak sevdalısı yazar ve çizerleri barındırıyor. Plak koleksiyoncuları ve plağa gönül vermiş kişilerle yaptıkları röportajlarla içeriklerini zenginleştiren derginin genel yayın yönetmeni Onur Bayrakçeken ile dergi ve plak kültürü hakkında konuştuk.
 
Dergi fikri nereden çıktı?
 
Plak Mecmuası, Mylos Yayın grubunun çıkardığı bir dergi. Tematik yayıncılığa yönelmiş bir yayın grubu Mylos. Episode ve 221B adlarındaki dizi ve polisiye edebiyat dergilerini çıkarıyor. Ben bir yıl kadar Mylos’ta staj yaptım. Bu sırada hem Pul Biber dergide hem de Episode’da müzik yazıları yazıyordum. Bir plak dosyası da hazırladım Pul Biber için. Yaz aylarında plak dergisi çıkarmak istediklerini ve yayın yönetmenliğini yapıp yapmayacağımı sordular ben de balıklama atladım. Çünkü hem plak sever hem müzik severim. 
 
Ekip nasıl kuruldu?
 
Yazar kadrosundaki isimleri ben önceden tanıyordum. Zaten bu insanlar plak üzerine yazan çizen insanlar. Murat Meriç, Murat Başer, Aptülika… Bu isimler Türkiye’de plak çevrelerince bilinir. Yazarlar var, çizerler var. Plakçılar var, Salih Karagöz var, Rainbow45’in kurucusu. Emek Can Tülüş var, Zoltan Records’un kurucusu. Önce bu isimlere gittim, sonra onların fikirlerini de alarak diğer isimlerle buluştuk.
 
Avrupa ve ABD’de plak dergileri yıllardır çıkıyor, Türkiye neden bu kadar geç kaldı sizce?
 
Bunun iki sebebi var: Türkiye’de plak meselesi biraz farklı gelişti. Bizde kaset ve CD piyasaya girince, plak piyasadan kalktı. Avrupa’da, ABD’de daha az basıldı, daha az satıldı ama neticede basılmaya devam etti. Türkiye’de ise doğrudan bir piyasadan kopuş yaşandı. Bir de bizde basılı dergi kültürü yok. Dergi ve gazete çıkarmak zor. Müzik dergisi çıkmıyor mesela. ABD’de Avrupa’da bu dergi kültürü de olduğu için, plak dergisi çıkarmak oralarda daha kolay.
 
Yaşınız çok genç, artık kasetlerin CD’lerin bile kalmadığı yerlerini sanal formata bıraktığı bir dönemde plakla tanışmanız nasıl oldu?
 
Aslında her şey benim için Elvis Presley ile başladı. Üçüncü dördüncü sınıftaydım, izlediğim bir çizgi filmde Elvis’ten kral diye bahsediyorlardı. Ben de merak ettim, "Kim bu kral?" diye. Dinledim. Şansıma dinlediklerim hareketli şarkılardı ve çok sevdim. Sonra Led Zeppelin, Pink Floyd, The Beatles, Rolling Stones geldi… Böylece ister istemez plağa ilgi duymaya başlıyorsunuz. Liseye başlamadan bir sene önce annem ve babamdan bir pikap aldım. Bu şekilde başladı merakım.
 
Müziğe ulaşmak internet sayesinde çok kolay ve üstelik ücretsiz olmasına rağmen plak nasıl oldu da tekrar değer görmeye başladı sizce?
 
Bu aslında çok uzun uzadıya tartışılabilecek bir konu. 2000’lerin ortasında bir plağa dönüş başladı, 2 sene önce de Türkiye’de zirveyi gördü. Birinci sebebi insanların dinleme pratikleriyle alakalı. Müzik yanımızda taşınabilmeye başlandıktan sonra dinleme alışkanlıkları değişti. Müzik artık bir fon olmaya başladı. Sporda, seyahatte müzik dinlemeye değil; duymaya başladık. Müzik bir uğraş olmaktan çıktı. Buna dönüş arayışı olabilir. Plak alternatif bir dinleme biçimi oldu insanlar için. Bir de müzik şirketleri açısından bakmak gerek. CD satışları çok düştü ve haliyle müzik firmaları basılı format arayışına gidiler ve plak kâr payı yüksek ilgi çekici bir format. Bir de nostaljik bir tarafı var tabii.
 
‘Yeni dinleyiciler için bir rehber’
 
Plak kültürünü yayarak aslında müziğin eskisi gibi ciddi bir uğraş haline gelmesi gibi bir amacınız var mı, yoksa sadece meraklısına sunulan bir dergi olarak mı düşünüldü?
 
Plak Mecmuası'nı bir plak dükkanı gibi düşünmek gerek aslında. Bir plak dükkanına girdiğinizden daha fazlasıyla, plak mecmuasında karşılaşabilineceksiniz. Mesela dükkana girersiniz, plak dinlemiyor bile olsanız orada plak dinleyip insanlarla muhabbet edersiniz. Orada ünlü bir simayla, mesela dergide Irvine Welsh var, koleksiyoncularla karşılaşabilirsiniz, dergide koleksiyoncu röportajları var mesea. Bu yüzden önceliğimiz plak dünyasının içinde olan insanlar ama bunun haricinde plak dinlemekle hiç alakası olmayan sadece müziği seven insanlar da bu dergide kendilerine yer bulabilirler. Bir de plak dünyasına yeni giren insanlar kendilerine rehber olması için, plak mecmuasını okuyabilirler.