İhsan Dindar - Milliyet Sanat

Kimi yorumlarda yaptığınız müziğin türünü tanımlamada insanların kafası biraz karışık gibi. Siz müziğinizi nasıl tanımlıyorsunuz?

Kesinlikle elektronik müzik.  Ama içinde insan kalbi var. Hepsi dizüstü bilgisayarımda veya bilgisayarda oluşturuldu. Programlamamın çoğu, istediğim sesleri ve melodileri elde etmek için kesip değiştireceğim,  değiştirdikten sonra da yeniden çalacağım gerçek enstrümanlardan oluşuyor.  Kimi zaman dinleyicilerin kafası karışıyor. Bunun canlı bir grup veya büyük bir koro kullanarak yaptığımı düşünüyor. Hayır, yapmadım.  Bunlar kendi başıma yaptığım ve ritimlere yeni melodilere programladığım örnekler.

Çalışmalarınızı dinleyen insanlarda bırakmak istediğiniz bir duygu ya da düşünce var mı?

Umarım bir çeşit duygusal bağ oluşuyordur. Şarkılara çok fazla duygu katıyor ve insanlardan bunu kendilerince tercüme etmesini bekliyorum. Enstrümantal müzikte, şarkı sözleriyle  yapabileceğinizden çok daha fazlasını anlatabilirsiniz. Müziğimde melankoli ve coşku arasındaki çizgide dururum. İnsanlardan çok farklı tepkiler aldım bu konuda. Canlı gösteri, stüdyo kayıtlarına nazaran daha dans ettirici. İnsanlar bu konuda çok derin düşünmekten ziyade dans etmeyi tercih ederlerse ben de bu konuda iyiyim.

Henüz yayınlanmayan çalışmalarınızı whatsapp gibi mecralardan isteyenlerle paylaştınız. Neden böyle bir şey yapmayı tercih ettiniz?

Facebook ve Twitter gibi şeylerden nefret etmeye başladım. Bence insanlar da bundan bıkmış durumdalar.  Pozitif etkileri de olabilir evet ama şirketlerin kendileri ya da bu platformlarda neler olup bittiği umurumda değil. İnsanlara daha özel ve daha samimi hissettiğim doğrudan bir bağlantı bulmak istedim. Bu yüzden insanlar bana mesaj attılar ve onlara yayınlanmamış ya da bitmemiş çalışmalarımı gönderdim. Gerçekten şaşırtıcı bir şekilde işe yaradı. Yanıtlamak zorunda olduğum toplam 600 mesajım var. Bu fikir insanlarda heyecan yaratmış durumda. Onlarla doğrudan bağlantı kurmak harikaydı.

Congregate ve Exalter’da farklı coğrafyalara doğru bir yolculuğa çıkmış gibisiniz. Bu çalışmalarınızda nelerden ilham aldınız?

Exhalter’ı 18 ay önce İstanbul'da  yazdım. Son albümüm 'Engravings' için büyük bir turneyi bitirmiştim ve farklı yerlerde müzik yapmayı, farklı şehirleri keşfediyordum. Gittiğim farklı yerlerden ilham almayı seviyorum. Bulunduğum yerin enerjisini almak müzikal ilhamdan daha önemli. Bir haftalığına İstanbul'da kaldım ve gerçekten ilham verici buldum.

Dünyanın gidişatı müziğinizi nasıl etkiliyor? 

Etkilenmemek elde değil. Müzik, hayatınızda ve etrafınızdaki şeylere her zaman bir tepkidir. Müzik ve sesler aracılığıyla konuşabilirsiniz.

Son olarak, performansınız öncesi İstanbullu dinleyiciler için vermek istediğiniz bir mesajınız var mı?

İstanbul’da olmaktan çok heyecanlıyım. Bu benim favori şehirlerimden biri ve insanlar gerçek bir müzik beğenisine sahip. Çok arkadaş canlısı. Birkaç farklı Sonar Festivali’nde yer aldım.  Her zaman çok eğlenceli oluyor. Oraya geldiğimde iyi bir simit almayı dört gözle bekliyorum.

ihsan.dindar@milliyet.com.tr