"Müziği hiçbir kalıbın içine koyamayız"
20 Haziran 2018 - 07:06İhsan Dindar - Milliyet Sanat
Geçtiğimiz günlerde ilk teklinizi Fuat Güner prodüktörlüğünde yayınladınız. Fuat Güner ile çalışmak nasıl bir tecrübeydi? Fikir nasıl doğdu?
Fuat abiyle çok genç yaşımda tanıştım. O zamanlar 17 yaşımdaydım. Usta – çırak ilişkimizi o zamandan beri ilerlettik. Flört grubundayken de birkaç albümün prodüktörlüğünü yaptı. Bu tekliyi de çok sevmiştik, birlikte yapalım dedik. Hatta şarkının ilk iki akordunun basım şeklini bana göstermişti. Do diyez minör, buradan çok güzel tınlar diye. Ondan sonra o akordu çok sevdim. Arkasından ben bir akort ekledim, derken şarkı ortaya çıktı. Bunun benim için şöyle bir anlamı var. Solo kariyerimdeki ilk çalışma. Ama bütün kutsallığımı atfettiğim bir çalışma değil. Ozan Kotra soundunu yavaş yavaş bu şekilde oluşturacağız.
Tam bu noktada şunu sormak istiyorum. Sizin kemikleşmiş bir hayran kitleniz var. Senin Yüzünden teklisine nasıl tepkiler aldınız?
%50 - %50. %50’si sevdi. %50’si “bu tam olarak sen değilsin” dedi.
Peki siz buna katılıyor musunuz?
%50 - %50 katılıyorum. Müziği hiçbir kalıbın içine koyamayız. Müziği sınırlayamayız. Ben kendi müziğimde başka disiplinlerden de referans alıyorum. Flört döneminde de “Yorgun Düştüm” ya da “Aşk Böyleymiş Meğer” veya “Sevmez Olaydım” gibi şarkılarda da bende zaten hep bir fantezi damar vardır kalbimin bir taraflarında. Flört albümlerinde de yazdığım şarkıların bir kısmında bu örnekleri görebilirsiniz. Hatta ilk Flört albümünden son Flört albümüne kadar birer örnek vermişimdir. Bir dinleyicim de ““Yorgun Düştüm”, “Aşk Böyleymiş Meğer” ve “Senin Yüzünden” bir üçleme gibi” dedi. Evet, gerçekten de bir üçleme gibiydi. Fuat abinin prodüktörlüğünü yaptığı bir şarkıda elbette onun da havasını duymamak imkansız. Zaten bir prodüktörle çalışıyorsanız hele ki bu bir efsane müzisyense tabii ki onun da havasını duyacaksınız. Tabii ki ben, tamamıyla ben olamam. Çünkü tamamıyla ben olduğumda tek gitarla çalıp söylüyoruz meseleyi. Bir prodüktörle birlikte yaptık. Dolayısıyla “bu benim kariyerimin en iyi şarkısı ve bu benim sonum” demiyorum. Bu bir başlangıç. Güzel de bir başlangıç olduğunu düşünüyorum. Müzikalite olarak ve şarkının genel ruh hali açısında bizce gayet başarılı. Bazı şarkılar zamanla yol alır. Bu da zamanla yol alacak şarkılardan biri.
"O beklentiyi fazlasıyla karşılayacağım"
Kim Bunlar, sonrasında Flört ve şimdi solo çalışmalar… Tam olarak ne hissediyorsunuz şu an?
Çok heyecanlıyım bir kere. Şimdi Temmuz ayında üç tane şarkı daha çıkarıyorum. Onun da bir heyecanı var. Yıl sonuna kadar bir Ozan Kotra havası, bir Ozan Kotra soundu oluşturmak için arı gibi çalışıyorum ve çalışacağım. “Ben bu yaşımda nasıl bir müzik yaparım?” sorusunun cevabını önce kendime vereceğim. Daha sonrasında bunu dinleyicilerle de paylaşacağım. Eylül’e kadar epey bir şarkı vereceğim dinleyicime. Flört dinleyicisinin de benden beklentisinin ne olduğunu çok iyi biliyorum aslında. O beklentiyi fazla fazla karşılayacağımı da söyleyebilirim. Merak etmesinler.
Konu Flört’e gelmişken… Bu aralar çok konuşulan bir konu da o. Flört ne oldu? Ne olacak? Bu soruların bir cevabı var mı sizde?
Bu soru yüzlerce kez soruldu. Her gün sosyal medyada da karşıma çıkıyor. Bir cemiyete girdiğimde de herkesin ilk sorduğu soru bu. Ama sen bu soruyu en güzel şekliyle sordun. “Bunun bir cevabı var mı sizde?” Bunun bir cevabı galiba var. O da şu. Süresinin sonunu bilmediğim bir zaman dilimi için birlikte olmayacağımızı biliyorum. Ama ne zamana kadar bunu bilmiyorum. Bundan sonra birlikte olacak mıyız onu da bilmiyorum. Ama geleceğe kılıf biçemem. Dolayısıyla ne olacağını tam olarak bilmiyorum. Ama şimdi için, şu zaman için bunun söz konusu olacağını sanmıyorum. Ben artık kendime bir solo kariyer yapıyorum ve Flört’te bir sürü şey başardığımızı inanıyorum. Flört gibi bir grubun üyesi olmak zaten çok havalı bir şey. Ama bundan sonraki müzik hayatımda kendi kariyerime daha fazla zaman harcamayı düşünüyorum.
Bu noktada, ağırlığınız konserler mi olacak yoksa yeni şarkıların ortaya çıkması mı? Yoksa bir denge mi olacak?
Bir kere bağımsızca şarkı yazabilme özgürlüğüne sahip olacağım. Sürekli şarkı yazıyorum. Üretim yapıyorum. Sanki patlamaya hazır bir volkan gibi hissediyorum kendimi.
Geçmişe dönüp baktığınızda müzikal açıdan yaşadığınız pişmanlıklar, keşkeler var mı?
Yaşadıklarımdan pişman değilim, onlar bana çok şey öğretti saçmalığını bir kenara bırakırsak hayatımda elbette pek çok “keşke” var. Keşke yapsaydım ya da keşke yapmasaydım dediğim pek çok şey de var. Ama o hataları yaptığım ya da politik davranmam gereken yerde öyle yapmamak beni buraya getirdi. Özgüveni olan bir müzisyenim. Ne dinleyicimden ne de başka şeyden çekiniyorum. Dinleyici fetişisti de değilim. Dinleyicim istediği şeyi yapmak zorunda bile hissetmiyorum kendimi. Çünkü dinleyicim beni böyle seviyor zaten. Dinleyici benim, o kendi bağımsız, özgür ruh halimi seviyor. Aslında bakarsanız “Senin Yüzünden” de çok progresif bir ruh halidir. İnsanlar bazen yaptığım şarkıları –ki bu Flört’te de öyle olmuştur- yıllar sonra keşfederler. Rasta Baba 10 sene sonra meşhur oldu mesela. Bizim birkaç zaman önce Fuat abiyle yaptığımız bu şarkı nasıl bir ruh hali içeridiği veya kafa haliyle yapıldığı daha sonraki yıllarda daha iyi anlaşılacaktır. Dolayısıyla keşkelerim var, pişmanlıklarım var. Ama bunlar için de asla dövünmüyorum. Benim ve ben yaptım. Bütün sorumluluklar bana ait. Kimseyi de suçlamıyorum.
Sizin bir de dublaj sanatçılığı yönünüz de var. Bu süreçte vakit ayırabiliyor musunuz?
Ben bunalıma girdiğim zamanlar seslendirme yaparım. Biraz müziğe ara veriyorum dediğimde giderim bir iki sene seslendirme yaparım. Sonrasında tekrardan müzik çok zamanımı alır ve seslendirme ikinci planda kalır. Artık çok zaman ayıramıyorum tabii. Herhalde beş binin üzerinde filmde konuşmuşumdur. O sektörde de epey bir mesai yaptım diyebilirim. Ama ben bir müzisyen olarak doğdum ve müzisyen olarak da anılmak daha çok hoşuma gidiyor. Seslendirme sanatçısı yönümün olması da hayatımdaki çok güzel bir renk.
Sizi yeniden sahnede ne zaman göreceğiz?
Birkaç konser yaptım. İlk başta görmek istediğim şey ben 20-25 şarkıyı üst üste söyleyebiliyor muyum? Performansım nasıl? Başka adamlarla çalıştığımda acaba ortaya nasıl sonuçlar çıkarırım ve kendimi göstermek açısından konserler yaptım. Günleri de ben seçtim. Ölü günlerdi. Çünkü çok kalabalık seyirciye çalmaktansa hafif bir kalabalığa çalıp muhabbetle eleştirileri edinmek, kendimi görmek, grubu görmek, nasıl bir sound yapabildiğimi görmek için bir tur attım. Eylül’e kadar sahne yapmayacağım. Hem grubumu, hem kendi soundumu oturtup Eylül ayından sonra sahne almaya başlayacağım. Zaten insanlar da bunu istiyorlar. Çünkü artık Flört olmadığı için Flört şarkılarını söyleyecek olan Flörtlerden birinin konserine geleceklerini düşünüyorum. “Senin Yüzünden”e bakıp da “bu hiç Ozan Kotra olmamış” diyenlere özellikle söylüyorum bunu, onlar genelde çok radikal bir Flört dinleyici grubu. Çok tepki gösteren de var. Sanki grubu ben dağıtmışım ya da gruptan çıkmışım gibi. Ben grubu dağıtmadım, gruptan çıkmadım. Gruptan ayrılmadım da. Grup kendini böyle bir hale soktu. Ben de o dört Flört’ten biriyim. İllâ ki benim de payım vardır. Ama bu tamamıyla bireysel bir hal, vaziyet değildi. Şu an böyle olması gerekiyor ve böyle oluyor. Dolayısıyla sahneler Eylül ayından sonra başlayacak. Çok da isteyen var. İnsanlar özledi. Çünkü biz 6-7 aydır konser vermiyoruz. Bütün konserleri iptal ettik.
Yaz aylarında yeni tekliler geleceğini söylediniz. Onlar için de video klip çekilecek mi?
Evet, şimdi bir tanesi bitti. İki tane daha kaydediyoruz bu hafta. Temmuz ayının başında da üç tane video çekeceğiz. Daha sonra bunları toplayıp bir LP yapmak istiyoruz.
ihsan.dindar@milliyet.com.tr