Korodan soul müziğe uzanan bir yolculuk
24 Ocak 2018 - 02:01İhsan Dindar - Milliyet Sanat
Türkiye'de iyi bir dinleyici kitlesine sahip olan Alice Russell, Atlantis Yapım işbirliğinde ve Mercedes-Benz sponsorluğunda Zorlu PSM Studio'da 27 Ocak akşamı saat 22.30'da sahne alacak. Çok sesli orkestrası ve güçlü vokaliyle İstanbullu müzikseverlerle buluşacak olan Alice Russel, konserde sevilen parçalarının yanı sıra yeni kayıtlarına da yer verecek.
İstanbul'da birçok kez konser veren ve bu şehre hayran olduğunu belirten Alice Russell'a merak ettiğimiz soruları yönelttik.
Müzisyen bir aileden geliyorsunuz. Bu durum müzisyen olmanızda etkili oldu mu?
Başlangıç için bana gerçekten çok iyi bir temel sağladı. Çünkü kilise korosundaydım. Dolayısıyla beş yaşından beri şarkı söylüyorum, belki de daha öncesinden. Bu sayede müzikle yetiştirildim. Tabii ağırlıklı olarak klasik müzik. Bu açıdan oldukça şanslıydım.
Tam bu noktada şunu sormak istiyorum. Kariyerine koroyla başlayan biri genelde klasik müzik eğitimi almaya daha meyillidir. Ancak siz tercihinizi soul müzikten yana kullandınız. Neden?
Beni çok etkilemişti. Radyoda dinleyerek başlamıştım. James Brown dinlerken çok heyecanlanıp “Aman Tanrım bu nedir?” diye düşünmüştüm. Ayrıca yapı itibariyle fazlasını araştıran bir özelliğim var.
"Soul müziğe radyoda dinlediklerimin etkisiyle başladım"
Peki o halde tamamlayıcı bir soru geliyor. İlhamınız kimlerdi bu maceranızda?
Radyoda dinlediklerim bu açıdan çok etkileyici oldu. Örneğin Al Green, Stevie Wonder ve Kate Bush’un müziklerinden oldukça etkilenmiştim. Radyoda dinlediklerimle yetinmeyip sonrasında bu isimlerin kayıtlarını satın almaya başladım. Sonrasında sampleları keşfetmemi sağlayan hiphopı araştırmaya başladım. David Axelrod gibi isimleri… Elbette yeni müzikler konusunda bu öğrenme sürecim hala devam ediyor. Her yerde öğrenecek müzikler var.
Yeni müzikler demişken; hiç Türk müziği dinleme fırsatınız oldu mu? Olduysa neler dinlediniz?
Sanırım bana Türkçe bir şeyler tavsiye etmelisin. Konserler için elbette defalarca İstanbul’da bulundum. Ama dinleme fırsatım oldu. Popüler müzik hakkında tavsiyelerini almam harika olur.
Aslında popüler müzikten ziyade daha geleneksel ve karakteristik Türkçe müzik tavsiye etmek isterim. Röportajdan sonra ayrıntılı bir liste verebilirim ama aklıma ilk gelen isim Erkan Oğur.
Evet evet. Merakla bekliyorum bu konudaki tavsiyelerini.
Kesinlikle. Belki de sayacağım isimlerle günün birinde bir projede bile yer alabilirsin.
Elbette, neden olmasın?
Son albümünüzü 2013 yılında yayınladınız. Üzerinden beş yıl geçmiş. Bu uzun aranın nedenini öğrenebilir miyiz?
Evet epey oldu. Albüm yayınaldıktan sonra bir bebeğim oldu. Kısa bir süre sonra da babam vefat etti. Benim için oldukça karışık bir dönem oldu bu. Şaşırtıcı anlardı benim için. Bu yaşananlar üzerine çok düşündüm. Babama veda ettim ve hayatıma devam etmeye çalıştım. Konserlerime devam ettim. Ancak o tarihte sonra bir kayıt çalışmam olmadı. Ancak dediğim gibi turnelerim devam etti.
Peki bundan sonrası için yeni bir kayıt ya da stüdyo albümü hazırlığı var mı?
Yeni bir kayıt yaptım evet. Ve İstanbul’daki müzikseverler de konser gecesi bu kaydı dinleyebilecek. Albüm için yolun başında sayılırım. İki çocuğum var. Bir anne olarak meşguliyetim var.
Çocuklarınızın gelecekte müzisyen olmasını ister miydiniz?
İstediklerini yapmakta özgürler. Hiç sorun değil. Stüdyo kısmına geri dönecek olursak. Yeni bir şarkı kaydım devam ediyor. Yepyeni bir çalışma olacak bu. İstanbullular da konserde bunu dinleme fırsatına sahip olacak.
"Tek isteğim izleyicilerle iyi bir bağ kurmak"
Son olarak, belki biraz klişeye kaçacak ama konseriniz öncesi İstanbullulara özel bir mesajınız var mı?
Sadece şunu söylemek istiyorum. İyi bir iletişimimiz olsun istiyorum. Müzik de bunun en iyi yolu. Bu sayede İstanbullu izleyicilerle iyi bir bağ kuracağız. Tek isteğim de bu. Konser sonunda müzikten almaları gerekeni almış bir şekilde gitmelerini istiyorum.
Bu arada twitter hesabınıza bakınca İstanbul’u çok sevdiğinizi gördüm. Sanırım bu şehir sizi heyecanlandırıyor.
Kesinlikle. İstanbul konserlerimde mutlaka bir ekstra günüm oluyor. İstanbul en sevdiğim kentlerden biri. Sokaklarında dolaşmak, hamama gitmek, Türk kahvesi eşliğinde sohbet etmek çok sevdiğim şeyler. Konserde birlikte sahne alacağımız arkadaşlarım da aynı duygulara sahip.