Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Müzik » Her şey müziği hissetmek için

Her şey müziği hissetmek için

Her şey müziği hissetmek için01 Temmuz 2015 - 09:07 | Fotoğraf: Hüseyin Özdemir
En iyi biçimde müzik dinleyebilmek için yola çıkan Kerem Küçükaslan ve Gökhan Türkan, kurdukları 2 firma ile müzikteki tüm ayrıntıları 'hissetmek' isteyenlere hizmet veriyor
SELAY SARI
 
Müziği, ya da bir müzik kaydını en iyi bir şekilde nasıl dinleyebiliriz? Kulağın müziği duyma sınırı nedir? Ya da sadece kulağımızla mı duyuyoruz? Endüstri mühendisi Kerem Küçükaslan ve bilgisayar mühendisi Gökhan Türkan'ın kurucuları olduğu Echole Cables ve Absolare Electronics, bu soruların cevaplarını arıyor. 'High-end' (üst uç) ev müzik ses sistemleri üretmek için 10 yıl önce kurulan bu iki şirket, son dört yıldır katıldığı fuarlardan birincilikle ayrılmayı gelenek haline getirmiş. Tamamı Türkiyeli mühendis ve teknisyenlerden oluşan 14 kişilik bir ekiple, yüzlerce saatlik dinleme testleriyle yakalanan bu kalite, hem Echole'ün dünyada ilk kez tek damar olarak birleştirdiği, patentli altın-gümüş-paladyum alaşımlı kabloları, hem de Absolare amfilerin içindeki incelikli tasarım sayesinde mümkün. Küçükaslan'ın deyimiyle, "Bir hoparlör kablosu bir araba fiyatına denk gelebiliyor, ancak pahalı olmak, performans anlamına gelmiyor". Dünyada 28 ülkede satılan ürünler, alanında uzman tasarımcıların yarattığı, 9 ayrı renk seçeneği sunan ve İtalyan arabalarında kullanılan deri ile kaplanan dış yüzeyleri sayesinde, kulağın yanı sıra göze de hitap ediyor.
 
Absolare ses sisteminin sunduğu müziği dinlerken beklentimiz, sanki odanın içinde canlı bir performans dinliyormuşuz gibi hissedebilmek. Hüsnü Şenlendirici ve klarneti, bu beklentiyi karşılayarak bulunduğumuz mekanda adeta yoktan var oluyor. Ancak daha da etkileyici bir an, Queen'in marşlarından 'We Will Rock You'yu dinlerken yaşanıyor: Şarkının başındaki alkış seslerini birbirinden ayırabiliyoruz, biraz daha dinlesek toplamda kaç kişinin alkışladığını tahmin edebileceğiz. Dire Straits'in daha önce farklı sistemlerde defalarca dinlediğimiz 'Money for Nothing'inin de hiç duymadığımız notaları ile ilk defa tanışıyoruz.
Küçükaslan ve Türkan ile yüksek kaliteli müziğe ilgilerinin nasıl başladığını ve duymanın sınırlarını konuştuk.
 
Müziğe ilginiz tam olarak ne zaman başladı, ne zaman bir ses tutkununa dönüştünüz?
 
Kerem Küçükaslan: Benim için doğum diyebilirim, zira kulağıma ismimi büyük musiki üstadı Yesari Asım Arsoy okumuş. Evimizde hep değerli müzisyenler ağırlanırdı, Nevzat Atlığ'ın da dahil olduğu. Daha sonra yedi yaşında piyano eğitimi almaya başladım, 20 yıl kesintisiz çaldım. Ama gerçek anlamda bu kalitede müzik dinlemeye üniversiteden mezun olduktan sonra, profesyonel yaşamımda başladım. Gökhan'ın benden daha önce başlamış tabii...
 
Gökhan Türkan: 13 yaşında ilk hoparlörümü yapmayı düşündüm, tamamlamak iki sene sürdü. Lisede komple sistemim vardı. "Bu müziği daha güzel dinlemek istiyorum, ne yapabilirim?" diye düşünüyordum, sonunda kendim yapmaya karar verdim.
 
Müziği hangi noktaya kadar duyabiliyoruz aslında?
 
Küçükaslan: Sağlıklı bir insan kulağının duyma aralığı 20 ilâ 20 bin hertz arasında değişiyor. Ancak son zamanlarda yapılan araştırmalarda, sadece kulağımızla değil, sinüslerimize ve kafamızdaki başka boşluklara dolan dalgalar ile beynimizin 100 bin hertz'e kadar varan frekansları algılayabildiği keşfedildi, bu konuda makaleler yayınlanıyor. Bunun bir anlamı, sesleri sadece kulaklarımızla almıyor oluşumuz, bedenimizle ve zihnimizle de müzik dinlediğimiz.
 
Türkan: Bu eskiden kalma bir yetenek aslında. Atalarımız ormanda gezerken bir çıtırtı duyduğunda kuş mudur, kaplan mıdır, ne boydadır, bunu ayırmak zorunda kalmışlardı. O açıdan beynimizin işleme kapasitesi çok yüksek, yıllar içinde kullanılmadığı için paslanmış olsa da.
 
 
 
 
Bu ses sisteminde dijital müzik de analog kalitesinde çalınabiliyor mu?
 
Küçükaslan: Normalde tabii ki analog dijitalden çok doğal bir ses sahip. Dijitali şöyle açıklayabiliriz aslında: Bir biftek düşünün, ince ince 500 bin parçaya bölüyorsunuz. O parçaları tekrar birleştirdiğiniz zaman o biftek baştaki haline geri dönemez elbette. Dijital de bu şekilde bir sinyali alıyor, onu bölümlere ayırıp, sonra tekrar bir araya getirip kulağa sunuyor. Ses işleme girdiği anda duygusunu kaybetmeye başlıyor.
 
Türkan: Mükemmel bir analog sistem her zaman için en dolaysız, en kesin sesi verir. Ama o mükemmellik de çok yüksek fiyatlara mal oluyor.
 
Peki bu sistemle hangi tür müziği dinleyebiliyoruz?
 
Türkan: Her tür müziği dinleyebilirsiniz. İyi bir sistem zaten tüm müzik türlerini çalabilmeli, aksi takdirde klasik müzikte daha iyi, rockta daha kötüyse bir şeyler eksik kalıyordur. Eski sistemlerde bu durumu düzeltmek için equalizer kullanılıyordu, ancak bizimkinin de dahil olduğu sistemlerde bu tür bir işleme, equalizer sistemi kesinlikle yok. Olabildiğince az işleniyor, kayıtta ne varsa onu aktarmaya çalışıyoruz.
 
Böyle bir sistem nasıl kurulur?
 
Ses sistemlerinin üst segmentinde en önemli problem, Küçükaslan ve Türkan'ın ifadesiyle 'bilgi kirliliği'. Yüksek fiyatlı ancak birbirine uyumsuz ürünlerle yaratılan sistemler, tatmin etmeyen sonuçlar doğuruyor. Küçükaslan, sistem kurma aşamalarını şu şekilde anlatıyor: "Odaya uygun hoparlör, hoparlöre uygun amplifikatör, müzik ve güç kaynaklarının iyi olması ve düzgün kablo kullanımı, iyi bir sistem yaratmanın altın kuralları. Ekipmanların üzerinde duracağı ayaklar ve sehpalar da oldukça önemli."
 
'Ses sistemlerinin Bentley'i' diyebileceğimiz bir sistemi yaratmak, yaklaşık 540 bin dolara mal olabiliyor. Bu ücrete Preamplifikatör ve Amplifikatörler, amplifikatör ile kaydı çalan cihaz arasındaki bağlantıyı sağlayan Phono Stage, elektrik filtreleri, kablolar, sehpalar ve ayaklar ile lamba gibi diğer aksesuarların yanı sıra, Absolare ve Echole tarafından üretilmeyen ancak onlara uyumlu olan Rockport Altair hoparlörler, Kodo pikap ve 2 terabaytlık hafızasıyla Request the Beast müzik serverı da dahil. Daha orta seviyede bir sistem 340 bin dolara mal olabiliyor. Giriş seviyesinde ise, 22 bin 500 dolar fiyatlı entegre bir amplifikatör ile tüm sistemi yaklaşık 80 bin dolara toplamak mümkün.