Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Müzik » Hepimiz ‘duvara karşı’ydık!

Hepimiz ‘duvara karşı’ydık!

Hepimiz ‘duvara karşı’ydık!06 Ağustos 2013 - 03:08
Müjde Yazıcı 80’lerden gelen "oyuncaklı" sahne geleneğinin yeni teknolojiyle harmanlanıp sunulduğu Roger Waters konserini değerlendiriyorMÜJDE YAZICI

Bu bir konser değildi! Tabiri caizse politik bir müzikaldı. Müzikle aranje edilmiş dev bir sahne şovu da denilebilir. Her konserden sonra yazılan (söylenen) ‘görsel şölen’in ta kendisiydi. Seyircinin görebileceği her açı öyle bir çalışılmış ki, bu konserde müziğin sadece şovu besleme görevi gördüğünü söylemek dahi mümkün. Stadyumu saran ses sistemiyle verilen helikopter, savaş vs. efektlerini de eklersek, seyirciyi avucuna alan bir gece oldu.
İTÜ Stadyumu’ndaki konserde sahnenin nasıl kurulduğu, kaç TIR’la gelindiği, kaç kişinin kaç saat çalıştığını akla getirmemek de imkansız. ‘The Wall Tour’da sunulan ‘hizmet’ inanılmaz. İyi bir filmin en heyecanlı yerinde arkada duran ama Oscar’lık oynayan adama bakmak gibi her köşesi lezzetliydi.

30 bin kişiyi dondurdu

Birlikte aktif oldukları dönemde müzik dünyasına getirdikleri yeniliklerle yadsınamayacak bir yere sahip olan Pink Floyd’un üyesi Roger Waters’ın, günümüze müzik olarak değilse de sunum olarak kattığı bu şov son derece önem taşıyor. Grubun 1980’lerden gelen ‘oyuncaklı’ sahne geleneğinin yeni teknolojiyle harmanlanıp sunulmuş bu hali muazzam.

Konser tarihleri yaklaşınca ‘The Wall’ın meşhur duvarına Uğur Mumcu, Hrant Dink ve Adnan Menderes’in fotoğraflarının yansıtılacağını duymuş, ‘bizden’ bir şeyler katılacak diye ince bir heyecan duymuştuk. Waters politik duruşunu sadece Türkiye kontağından alınan isimlerin sahneye yansıtılmasıyla göstermedi. Gezi Parkı olayları sırasında hayatını kaybedenleri; Mehmet Ayvalıtaş, Ethem Sarısülük, Abdullah Cömert, Ali İsmail Korkmaz ve (komiser) Mustafa Sarı’yı atlamadı. Kırmızı zemin üzerine bu isimlerin fotoğraflarının bir anda sahneye yansıması, 30 bin kişinin aynı anda donduğu ve aynı anda ‘eridiği’ anlardan biri oldu.



Uzakdoğu tiyatrosu gibi

En bilindik şarkıları, en iyi ‘numaraları’ sona saklayan bir konser de değildi. Başladı ve soluksuz devam etti... Yavaş yavaş örüldü duvar. Konser süresince de perde görevi gördü. Hepimiz ‘duvara karşı’ydık. Fotoğraflar dışında duvara yansıyan videolar sanatsal boyutta, sahneye çıkan dev kuklalar Uzakdoğu tiyatrosu tadında, seyirci üzerinde dolaşan şişme domuzsa üzerindeki mesajları hesaba katarsak ‘düşünce balonu’ niteliğindeydi.
Garanti Bankası sponsorluğunda, BKM ve GNL organizasyonuyla gerçekleşen konserin en tatsız yanı sahnedeki duvara lazer tutan kişi oldu. Önce bir sniper’ın (nişancı) nişan almasını simgeleyen bir kırmızı nokta gibi algılansa da sonrasında sevimsiz bir özgüven olduğu anlaşıldı. Lazerli bu kişi herkesin ortak nefretini toplamayı başardı. İki yıl önce (internete düşen) bir konserinde “Buralara yaz günü kar yağıyor canım” dedikten sonra “We don’t need no education, we don’t need no thought control” diye cover çabasına giren Serdar Ortaç kadar sinir bozucuydu.
Finalde Roger Waters, “Sizi asla unutmayacağız” diyerek sahneden ayrıldı. Peki ya biz? Biz de.