Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Müzik » Gençlere Chopin'i götürmeliyim

Gençlere Chopin'i götürmeliyim

Gençlere Chopin'i götürmeliyim03 Nisan 2018 - 10:04
Chad Lawson, Amerika'da son dönemde en çok dikkat çeken piyanistlerden biri. 4 ve 5 Nisan tarihleri arasında Salon'da iki performans sergileyecek olan Chad Lawson ile albümleri ve müzikal yolculuğu üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.

İhsan Dindar - Milliyet Sanat

 

Geçmişte önemli isimlerle birlikte çalıştınız. Sizi solo kariyere yönlendiren ne oldu?

Bu soruyu bana soran ilk isim sizsiniz. Bunun için teşekkür ederim. Dürüst olmak gerekirse tutarsızlıklar içinde yer almaktan sıkılmıştım. Bazı önemli sanatçılarla 30.000 kişinin önünde çalıp sonrasındaysa telefonum çalmasını beklemekten sıkılmıştım. Tüm turnenin sanatçının “eve dönmek istemesi” nedeniyle iptal olduğuna defalarca tanıklık etti.

 

2007’de yine bir turne esnasında kafamda bir fikir oluştu. Başkası yapıyorsa ben de yapabilirdim. Turneden New York’a döner dönmez kendi bestelerimi yazmaya başladım. Bu tarihten itibaren de başkaları için çalışmayı bırakmıştım. İşin zorlu tarafıysa artık yaptığım her şeyden %100 ben sorumluydum. Turnede değilsem ya da bir kayıt yapmıyorsam kendimi suçlu hissetmeye başladım. Bu fikri sevmiştim. Her sabah daha fazla çalışarak ilerleyeceğimi bilerek uyanıyordum. Her gece yatağıma başarmak istediğime biraz daha yaklaştığımı bilerek girdim.

 

The Chopin Variations: Modern Interpretations ses getiren bir albüm oldu. Bu albümü yapmaktaki motivasyonunuzu öğrenebilir miyim?

Günümüz gençliğinin klasik müzik dünyasıyla haşır neşir olmamasında onların bir suçu yok. Çocukken muhtemelen hiç keman dersi almadılar. Aileleri de evde piyano çalmıyordu. Zamanlar değişti ve bu değişim beraberinde bazı kayıpları getirdi. Birilerinin Bach, Chopin hatta Debussy’yi hiç duymadan büyüdüğü fikri kalbimi parçalıyordu. Bugün onların dikkatini çekmek istiyorsam biraz farklı düşünmeliyim. Onlara Chopin’i götürmeliyim, onları Chopin’e değil.

 

Böylece Chopin’in çalışmalarını modern-minimalist bir manada aranje etmeye başladım. Müziğe “klasik ses çıkarmadan” bolca yer açtım. Çalışmalarım boyunca Lady Gaga’nın kemancısı Judy Kang, çellocu Rubin Kodheli ile birlikte temel yaklaşımımız “piyanonun şiirine” modern dokunuşlar yapmaktı.

 

Eleştiriler alacağımı düşünürken büyük sürprizlerle karşılaştım. “Daha önce hiç Chopin dinlemediğini ama artık orijinal kayıtları araştırdığını” ifade eden sayısız elektronik mektup aldım. Kimisi de “küçükken uyumak için odasına giderken babasının bu besteleri piyanoda çaldığını, bunun da onda maziyi canlandırdığını ve bu yüzden piyano çalmaya karar verdiğini ifade etti. Bunları hatırladıkça kalbime mutluluk doluyor. Zaten Chopin Variations albümünün amacı da buydu. Belki de bugünün gürültüsünün ortasında gözden kaçan bir sesin tanıtımı…

 

Ünlü bestelere kattığınız yorumlar kadar kendi bestelerinizden oluşan albümleriniz de var. Bu çalışmalarınızda size ilham olan besteciler var mı?

Özellikle caz başta olmak üzere çeşitli müzik türlerine girmiş olsam da klasik müzik her zaman benim bestelerimin özü olmuştur. Bach'ın müzikal yapısı ve armonik yeteneği, Chopin'in tutkusuyla evlenebilseydim başka bir yazım yolu aramazdım herhalde. Geçtiğimiz birkaç yıl boyunca Bach'ın, özellikle Fransız Süitlerinden (Murray Perahia'nın performansını dinlemenizi tavsiye ederim) çok ilham aldım. Bu parçalardak bir bestecinin eşsiz bir özelliği var.  Dört ses (Soprano, Alto, Tenor, Bass) var. Çoğu zaman bir Bach Chorale alıp daha sonra akor yapısını analiz edip kendi melodilerimi kendi melodilerimi bu harmoni üzerine inşa ediyorum. Şunu kesinlikle söyleyebilirim ki bu hayat boyu süren bir çalışmadır ve ben bundan çok memnunum.

 

 

Stream platformları rekabeti mümkün kılıyor

Artık albüm satışları yerine online platformlarda yer almak daha önemli bir hale geldi. Özellikle sizin gibi ana akım dışında müzikler yapanlar açısından bu mecralar hakkındaki görüşünüz nedir?

Sektörün şu anki durumundan çok memnunum.. Neyse ki CD satışlarına bağımlı değildim ve stream platformlarının önemini anladım. Bağımsız bir sanatçı olarak Spotify ve Apple Music, ünlü sanatçılarla rekabet etmemi sağlayan önemli platformlar. Burası herkes için bir oyun alanı. Örneğin İstanbul, Spotify'da benim bir numaralı dinleyici kitlem. Bu bir sanatçı olarak inanılmaz. Oluşturduğum müziğin, dünya çapında anında paylaşıldığını, yeni kitleleri bulduğunu, yeni yerleri gezdiği bilmek bugünün müzisyeni için inanılmaz bir dönem.

 

Streaming platformları ve albümlerin karşı karşıya geldiği bir dönemdeyiz. Albüm satışı tek seferlik bir şey. İleride başka bir albümün satın alınma potansiyelini oluşturur. Ama streaming platformuyla bunu defalarca yapabilirsiniz. Her dinleme için ödenen meblağ düşük görünse de zamanla albüm satışından daha iyi performans gösterebilir. Buna ek olarak streaming platformlarında herhangi bir üretim maliyeti de yok. Diğer taraftan albümlerde baskı, tasarım, dağıtım gibi masraflar bulunuyor.

 

Çalışmalarınızın dizi ve reklamlara dahil edilmesinin yansımaları ne oldu?

Reklam ve film müziği çalışmalarımla belli bir sadelikte olan yaklaşım benimsedim. Kendi bestelerim ve yayınladığım albümlerimde müzik kalbimden gelen ve paylaşmak istediği bir şey oldu. Bu Chad Lawson’ın yansımasıdır. Fakat yine de reklam veya film sonuç olarak parça hakkında bir hikaye anlatmalıdır. Müzik, reklamı aydınlatmalı, reklam müziği değil. 

 

Bundan sonraki dönemde kendi besteleriniz mi yoksa yorumculuğunuzun mu öne çıkacağı albümler yapmayı düşünüyorsunuz?

Chopin ve Bach’tan sonra başka bestecileri yorumlamaya ara verip kendi bestelerime dönmeye kararı aldım. Kendi bestelerimden oluşan albümlerim var. “Re; piano” da bunlardan biri. Re:piano tekrar ve döngüyü yansıtır. Albümü piyano döngüleri ve efekt katmanları oluşturarak yarattım. Çeşitli dokuları ve efektleri keşfettiğim, ancak yine de enstrüman olarak sadece piyano kullandığım büyüleyici bir albüm oldu. Besteleri canlı bir şekilde yaşıyorum.

 

İstanbul’da iki gece konser vereceksiniz. İzleyicilere vermek istediğiniz bir mesaj var mı?

İlk defa istanbulda olmaktan ötürü minnettarım. Dinleyicilerin ne denli destekleyici olduğunu ifade etmemde kelimeler kifayetsiz kalıyor. Samimiyetle ifade edebilirim ki dinleyicilerle burada iki gece paylaşıyor olmak benim için bir onur. Çellocu Alistair Sund ve kemancı Jeffrey Bruinsma da “The Chopin Variations”tan besteler çalmak üzere benimle birlikte sahneyi paylaşacak. Tabii kendi bestelerimi de. Çok güzel bir zaman olacak ve bunu paylaşmak için sabırsızlanıyorum. Bu deneyimin bir parçası olma fırsatı verdiğiniz için teşekkür ederim.

 

ihsan.dindar@milliyet.com.tr