Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Müzik » "Geleneği devam ettirmek gibi bir görevimiz var"

"Geleneği devam ettirmek gibi bir görevimiz var"

"Geleneği devam ettirmek gibi bir görevimiz var"06 Mart 2019 - 05:03
Yudum, Tamara ve Damla Şahin kardeşlerden oluşan ve adını Gürcücedeki üç kızkardeş anlamına gelen kelimeden alan "Samida", Kalan Müzik'ten çıkan albümleri Alaca ile, karşımızda. İlk stüdyo albümlerine imza atan grubun üyeleriyle, müzikal yolculukları, müzik anlayışları ve projeleri üzerine konuştuk.

İhsan Dindar - İstanbul

 

İlk albümlerini yayımlayan Samida grubunda üç kardeşin yanı sıra müzikal olarak da önemli isimlerin katkısı söz konusu. Yudum Şahin panduri, viyolonsel ve vokalle, Damla Şahin salamuri ve vokalle, Tamara Şahin keman ve vokalle, Efgan Rende gitarla, Ali Kazım Akdağ bağlama ailesiyle, Baran Aşık balabanla, Burak Demir bas gitarla, Ersen Killik perküsyonla ve İlhan Özgür akordeonla eşlik ediyor. Topluluğun müzik direktörlüğünü Ali Kazım Akdağ üstleniyor.

 

Samida’nın 2016 yılında kuruldu. Peki grubun müzikal yolculuğu nasıl başladı?

DAMLA: Samida ilk olarak akapella yani eşliksiz vokal müziği ile yola başladı. Gürcü müziğinin geleneksel olarak polifonik bir söyleyiş üslubuna sahip olması bizi içine doğduğumuz bu kültürle doğal yollardan tanıştırmış oldu. Fakat 2017 yılından itibaren bu yapıyı bir topluluğa dönüştürdük.  Topluluğumuzun müzik direktörü olan Ali Kazım Akdağ ile bize özgü yeni bir saund ve düzenleme anlayışı oluşturmak üzere bir araya geldik. İlk olarak polifonik şarkı söyleme üslubunu geleneksel sazlar ve dünya sazlarıyla ortak bir düzenleme anlayışıyla harmanlayıp dinleyicilerimize sunmayı amaçladık. Teknik olarak zor bir hedef bu elbette bunun için hem iyi bir müzik fikri hem de bunu gerçekleştirmek için doğru insanların bir araya gelmesi gerekirdi. Topluluğumuzda alanında sanatsal ve akademik çalışmalar yapmış önemli icracılar var. Ne mutlu ki doğru insanlarla bir araya geldik ve bu süreç bizi “Alaca” albümüne kadar getirdi. Bugün de aynı heyecan ve aynı müzikal anlayışla yolculuğumuza devam ediyoruz.

 

 

Dünyanın belirli coğrafyalarında polifonik sesler ön plandadır. Kafkasya da bunlardan biri. Bu geleneğe sizin yaklaşımınız nedir?

TAMARA: Gürcü kültüründe geleneksel olarak var olan polifonik şarkı söyleme geleneği Kafkas halklarının bir çoğunda müzikal anlamda var. En başta bize miras kalan bu kıymetli geleneği devam ettirmek gibi bir görevimiz var.  Genel olarak ise bu değerli kaynaktan beslenerek kendi yorumumuzu ve müzikal bakış açımızı dinleyicilere sunmaya çalışıyoruz.

 

 

 

 

Alaca ismini taşıyan albümünüz yayımlandı.  Gürcistan’dan Makedonya’ya uzanan bir coğrafyaya farklı bölgelerin ezgilerini yorumladınız. Bu ezgilerin seçiminde nelere dikkat ettiniz?

YUDUM: Repertuvarımızda farklı coğrafi bölgelerden insanların ortak hislerini anlatan eserler var. Müziğin insan ortak paydasında duygudaşlığı temsil ettiği elbette tartışılmaz bir durum. Her kültürde üretilen müzik eserlerinin kendine özgü özgün bir  duyuş özelliği oluyor. Bu büyük bir kültür hazinesi ve müzikle ilgilenen insanlar için çok önemli bir esin ve besin kaynağı. Biz de “Samida Müzik Topluluğu” olarak aynı kaynaktan besleniyoruz. Eser seçimlerimizi bu bakış açısıyla yapıyoruz. Her gelen nesil gibi bizler de syeteneğimiz ölçüsünde okuyarak, araştırarak ve üreterek buna bir katkı sağlamaya çalışıyoruz. Doğru şeyler üretebilirsek ne mutlu.

 

 

Bu coğrafyalar arasında dikkatinizi çeken müzikal benzerlikler oldu mu?

DAMLA: Kültür insanın yarattığı maddi ve manevi tüm değerleri kapsıyor. Müzik te kültürün bir parçası olarak insana özgü bir sanat. Genel özellikler bakımından insanlar birbirine ne kadar benziyorsa aslında müzik te o kadar benziyor. Ayrıştığımız tek nokta zevklerimiz, dilimiz ve estetik beğenilerimiz. Bu aslında coğrafyanın da etkisiyle oluşan yaşam biçiminin sanata yansıması olarak değerlendirilebilir. Dolayısı ile duygular ve insana dair hisler aynı fakat bunun ifade ediliş biçimi farklı diyebiliriz. 

 

 

Albümde önemli müzisyenlerle birlikte çaldığınızı görüyoruz. Bu albüm özelinde bakarsak bu durum size neler hissettirdi?

YUDUM: Biz büyük bir topluluğuz. Bu yapının daha çok bir okul gibi insanları fikren besleyen ve geliştiren bir yapıya dönüşmesini arzu ediyoruz. Bu anlamda çalıştığımız değerli insanların gerek akademik gerekse sanatsal birikimleri topluluğumuza değer katıyor. Konuşuyor, tartışıyor ve fikren birbirimizden beslenip olgunlaşıyoruz. Biz sadece bir topluluk olmaktan çok daha fazlasıyız aslında.  Daha önce bahsettiğimiz gibi önemli icracılar var topluluğumuzda.  Gitarda Efgan Rende, mey ve balabanda Baran Aşık, bas gitarda Burak Demir, perküsyonda Ersen Killik, akordeonda İlhan Özgür, bağlama ailesinde Ali Kazım Akdağ, panduri ve viyolonsel de ben Yudum Şahin, salamuri ve vokalde Damla Şahin, keman ve vokalde ise Tamara Şahin görev alıyor.  

 

TAMARA: Kimi zaman topluluğumuza dâhil olan misafir icracılarımız da oluyor onların katkılarını da vurgulamak gerekir. Albümde kemençe ile Alper Bulut, tulum ve salamuri ile Okan Subaş önemli katkılarda bulundu.

 

 

Sizi aslında ilk olarak Youtube’daki videolarınızla tanımıştık. Orada daha çok acapella yorumlarla karşımızdaydınız. Albümde ise bu tercihle yer yer karşılaşıyoruz. Bunun nedenini sorsam?

DAMLA: Akapella müzik bizim içine doğduğumuz kültürün önemli bir öğesi. Bu alanda çalışmalarımız devam ediyor. Fakat bizim farklı ve daha büyük bir müzik projemiz var artık. Akapella müziğin ve aslında polifonik vokal müziğinin şuan oluşturduğumuz topluluk müziğinin içinde bir yeri var. Müzik anlayışımız bunların tamamını kapsıyor.  Müziğimizde yer yer polifonik akapella performanslar var fakat bizim amacımız bu polifonik yapıyı çalgılarla birlikte aynı anlayışla bize özgü bir müzik kompozisyonu ile seslendirmek.

 

 

 

Gelecekte sadece acapella yorumların bulunduğu bir albüm yapmayı düşünür müydünüz?

TAMARA: Bu konuda henüz bir kararımız yok. Akapella performanslar şu anki topluluk yapısı içerisinde zaten yer verdiğimiz bir müzik yapma biçimi. Konserlerimizde de genel performansa katkı sağlayacak belirli bir müzik kompozisyonu içerisinde akapella performanslar yapıyoruz. Özetle bizim birbirinden ayırdığımız bir durum değil. Olması gerektiği kadar yer vermek en doğrusu sanırım.

 

 

 

Sosyal mecralar özellikle genç müzisyenler için oldukça yaygın bir kullanım alanına sahip. Bundan sonra da Youtube gibi mecralarda videolarınız görecek miyiz?

YUDUM: İster amatör olsun ister profesyonel, bu çağın müzik alanında en önemli paylaşım ağlarından biri de youtube. Müzik yayını ve satışı yapan diğer dijital platformlardan farklı olarak görsel bir yanı da var. Sadece işitsel olmaması bakımından önemli ve tercih edilen bir platform. Geçmişte olduğu gibi gelecekte de bu platform aracılığıyla ulaştığımız dinleyicilerimizle kurduğumuz iletişimi devam ettirmek istiyoruz. 

 

 

 

Alaca albümü ile birlikte belirlediğiniz bir konser takvimi var mı?

TAMARA: “Alaca” albümünün tanıtım konserlerine başladık.  Birçok şehirde dinleyicilerimizle buluşacağız. Konser programlarımızı resmi hesaplarımızdan ve sosyal medya üzerinden duyuruyoruz. Konserlerimize gelmek isteyen dinleyicilerimiz sosyal medya hesaplarımız üzerinden konser programımızı takip edebilirler.

 

ihsan.dindar@milliyet.com.tr
http://instagram.com/ihsandinovski