"Kemanım benden sonra müzeye konulsun"
29 Mayıs 2013 - 09:05Dünyaca ünlü keman virtüözü Itzhak Perlman, Yapı Kredi Private Banking ana sponsorluğunda dün akşam unutulmaz bir konser verdiSon kırk yılın en üstün keman virtüözlerinden biri olarak kabul edilen Itzhak Perlman dün akşam İstanbul Kongre Merkezi'nde saat 21.00'de unutulmayacak bir konserle sahnedeydi.
Daha önce 1992 yılında, İstanbul Müzik Festivali'nin 20. yılında Aya İrini'de sahneye çıkan sanatçı, konser öncesi Ritz Carlton Hotel'de gerçekleştirdiği basın toplantısında basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
İstanbul'daki konserinde 1714 tarihli ve yaklaşık 20 milyon dolar değerindeki Soil Stradivarius kemanı ile katıldığını hatırlatan bir gazeteciye, "Stradivarius'un altın çağında yapıldı. Altın değil ama altın değerinde bir kemanla çıkacağım sahneye. Benden önce Yehudi Menuhin'deydi bu keman, benden sonra kimse çalsın istemiyorum; belki bir müzeye koyulur," dedi.
Çaldığı eserler arasından en çok hangi bestecinin eserinden etkilendiği sorusuna, "Bir eseri beğenmezsem çalmam," diyerek yanıt veren Perlman sözerine şöyle devam etti: "Benim için çaldığım her şey, en iyi eser ve en iyi bestecidir. Çalmadığım herhangi bir şeyi sevmiyorum."
"Schindler'in Listesi" filminin müziğinde kemanıyla seslendirdiği eserler hatırlatıldığında ise sanatçı, "Filmin hikayesi çok ilham vericiydi," dedi ve filmin müziklerini bestleyen John Williams'ın kendisi ile nasıl bağlantıya geçtiğini anlattı: "John bir gün beni aradı ve 'Schindler'in Listesi' için bir şey besteliyorum ve keman sesleri duyuyorum. Yapmak ister misin?' diye sordu. Ben de 'Elbette' dedim. Williams, müziği de sessizliği de filmde çok iyi kullanmıştı. Filmde kullanılan müziğin nasıl bir müzik olduğu önemli değildi ama, müziğin olduğu yer çok önemliydi."
Bugüne kadar 5 Grammy Ödülü kazanan ve daha pek çok ödüle değer görülen sanatçı, ödüllendirilmenin hoş bir şey olduğunu söyledi ve sözlerine, "Ama yine de önemli olan müzik hakkında ne hissettiğim ve sunduğum," diye devam etti.
Bir gazetecinin caz albümü yayınladığını hatırlatması üzerine Perlman caz müzik hakkındaki fikrini, "Klasik müzik sanatçısıyım, caz müzisyeni değil. Ancak yine de caz benim için bir kaçış noktası ve başka müzisyenlerle bu türde çalmak da çok keyifli," şeklinde ifade etti.
Müzikal açıdan gelişimini ise, "Daha iyi duyuyorum. Juilliard'daki öğrencilerim de önce dinlemeyi öğreniyor. Müziğin ne kadar içinde olsanız da dinlemeyi öğrenmek başka bir şey. Çalarken müziği dinleyemiyor olabilirsiniz. Hangi durumda olursam olayım dinlemeyi öğrendim," sözleriyle tarif etti.
Müzikal kariyeri boyunca hiç kahramanı olup olmadığı sorusuna Perlman, "Müziğe başlayan herkesin bir kahramanı vardır ve bu öğrenmenin bir sürecidir," dedi ve kendi kahramanlarını sıraladı: "Öğrenciyken Fritz Kreisler, Jascha Heifetz, David Oistrakh, Isaac Stern de benim kahramanımdı."
Itzhak Perlman, yeni yetenekler konusunda sorulan bir soruyu, "Genç birinin ne olacağını çok kestiremiyorum. Çok yetenekli biri başka bir şeye dönüşebiliyor veya daha az potansiyeli olan biri çok güzel işler yapabiliyor. Şarap gibi aslında... Tadınca güzel olabilecek diyorsun ama, hayalkırıklığına uğrayabiliyorsun," diye cevap verdi.
İstanbul'da 14 yıldır birlikte çalıştığı piyanist Rohan da Silva ile sahneye çıkan sanatçı, dün akşam Yapı Kredi Private Banking ana sponsorluğunda Piu Music organizasyonuyla gerçekleştirilen konserde, Beethoven'ın "Sonata for Piano and Violin No.1 D Major, Op. 12 No.1", Frank'ın "Sonata for Violin and Piano in A Major", Tartini'nin "Sonata in G Minor for Violin and Continuo Devil's Trill" eserlerini seslendirdi.
Daha önce 1992 yılında, İstanbul Müzik Festivali'nin 20. yılında Aya İrini'de sahneye çıkan sanatçı, konser öncesi Ritz Carlton Hotel'de gerçekleştirdiği basın toplantısında basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
İstanbul'daki konserinde 1714 tarihli ve yaklaşık 20 milyon dolar değerindeki Soil Stradivarius kemanı ile katıldığını hatırlatan bir gazeteciye, "Stradivarius'un altın çağında yapıldı. Altın değil ama altın değerinde bir kemanla çıkacağım sahneye. Benden önce Yehudi Menuhin'deydi bu keman, benden sonra kimse çalsın istemiyorum; belki bir müzeye koyulur," dedi.
Çaldığı eserler arasından en çok hangi bestecinin eserinden etkilendiği sorusuna, "Bir eseri beğenmezsem çalmam," diyerek yanıt veren Perlman sözerine şöyle devam etti: "Benim için çaldığım her şey, en iyi eser ve en iyi bestecidir. Çalmadığım herhangi bir şeyi sevmiyorum."
"Schindler'in Listesi" filminin müziğinde kemanıyla seslendirdiği eserler hatırlatıldığında ise sanatçı, "Filmin hikayesi çok ilham vericiydi," dedi ve filmin müziklerini bestleyen John Williams'ın kendisi ile nasıl bağlantıya geçtiğini anlattı: "John bir gün beni aradı ve 'Schindler'in Listesi' için bir şey besteliyorum ve keman sesleri duyuyorum. Yapmak ister misin?' diye sordu. Ben de 'Elbette' dedim. Williams, müziği de sessizliği de filmde çok iyi kullanmıştı. Filmde kullanılan müziğin nasıl bir müzik olduğu önemli değildi ama, müziğin olduğu yer çok önemliydi."
Bugüne kadar 5 Grammy Ödülü kazanan ve daha pek çok ödüle değer görülen sanatçı, ödüllendirilmenin hoş bir şey olduğunu söyledi ve sözlerine, "Ama yine de önemli olan müzik hakkında ne hissettiğim ve sunduğum," diye devam etti.
Bir gazetecinin caz albümü yayınladığını hatırlatması üzerine Perlman caz müzik hakkındaki fikrini, "Klasik müzik sanatçısıyım, caz müzisyeni değil. Ancak yine de caz benim için bir kaçış noktası ve başka müzisyenlerle bu türde çalmak da çok keyifli," şeklinde ifade etti.
Müzikal açıdan gelişimini ise, "Daha iyi duyuyorum. Juilliard'daki öğrencilerim de önce dinlemeyi öğreniyor. Müziğin ne kadar içinde olsanız da dinlemeyi öğrenmek başka bir şey. Çalarken müziği dinleyemiyor olabilirsiniz. Hangi durumda olursam olayım dinlemeyi öğrendim," sözleriyle tarif etti.
Müzikal kariyeri boyunca hiç kahramanı olup olmadığı sorusuna Perlman, "Müziğe başlayan herkesin bir kahramanı vardır ve bu öğrenmenin bir sürecidir," dedi ve kendi kahramanlarını sıraladı: "Öğrenciyken Fritz Kreisler, Jascha Heifetz, David Oistrakh, Isaac Stern de benim kahramanımdı."
Itzhak Perlman, yeni yetenekler konusunda sorulan bir soruyu, "Genç birinin ne olacağını çok kestiremiyorum. Çok yetenekli biri başka bir şeye dönüşebiliyor veya daha az potansiyeli olan biri çok güzel işler yapabiliyor. Şarap gibi aslında... Tadınca güzel olabilecek diyorsun ama, hayalkırıklığına uğrayabiliyorsun," diye cevap verdi.
İstanbul'da 14 yıldır birlikte çalıştığı piyanist Rohan da Silva ile sahneye çıkan sanatçı, dün akşam Yapı Kredi Private Banking ana sponsorluğunda Piu Music organizasyonuyla gerçekleştirilen konserde, Beethoven'ın "Sonata for Piano and Violin No.1 D Major, Op. 12 No.1", Frank'ın "Sonata for Violin and Piano in A Major", Tartini'nin "Sonata in G Minor for Violin and Continuo Devil's Trill" eserlerini seslendirdi.
Etiketler: Itzhak Perlman keman klasik müzik konser private banking Rohan de Silva Schindlerin Listesi Stradivarius virtüöz Yapı Kredi Yehudi Menuhin