Brontë’den kayıp el yazması
12 Haziran 2013 - 02:06"Jane Eyre" eseri dünya klasikleri arasında sayılan İngiliz yazar Charlotte Bronte'nin yazdığı, daha önce yayımlanmamış Fransızca bir el yazması bulunduBrontë Derneği tarafından düzenlenen bir kampanya sonucunda Charlotte Brontë tarafından, âşık olduğu evli bir öğretmene yazılmış Fransızca bir el yazması, halka sunulmak üzere yazarın West Yorkshire’daki eski evine getirildi.
Elli bin pound karşılığında elde edilen el yazması, geçtiğimiz yıl Aralık ayında özel bir kitaplıkta keşfedilmiş, orijinalliği doğrulandıktan sonra ise Brontë Derneği’nin ana gündem maddesi olmuştu.
1840’lı yılların başında Brüksel’de yazılan, "L'Ingratitude" (Nankörlük) ismini taşıyan el yazmasında Brontë, arkalı önlü iki sayfa boyunca bir çocuğun, ebeveynlerine duyduğu sevgiyi işliyor. Brontë, konuyu dramatik bir tarzda verirken anne ve babasına karşı sevgiden yoksun bir şekilde davranan bir çocuğun, Tanrı’nın gözünde bir katilden farksız olduğunu söylüyor. Brontë Derneği yöneticisi Ann Sumner ise el yazması hakkında şunları söylüyor:
“Charlotte, babasına karşı derin bir sevgi ve saygı duydu, ancak annesini henüz beş yaşındayken kaybetmişti. Brontë’nin, babasına duyduğu sevgiye dair, özellikle bu derece karışık bir dönemde kaleme alınmış böyle bir bulgu, Charlotte’nin iç dünyasını anlamamız konusunda paha biçilemez bir değere sahip.”
Elli bin pound karşılığında elde edilen el yazması, geçtiğimiz yıl Aralık ayında özel bir kitaplıkta keşfedilmiş, orijinalliği doğrulandıktan sonra ise Brontë Derneği’nin ana gündem maddesi olmuştu.
1840’lı yılların başında Brüksel’de yazılan, "L'Ingratitude" (Nankörlük) ismini taşıyan el yazmasında Brontë, arkalı önlü iki sayfa boyunca bir çocuğun, ebeveynlerine duyduğu sevgiyi işliyor. Brontë, konuyu dramatik bir tarzda verirken anne ve babasına karşı sevgiden yoksun bir şekilde davranan bir çocuğun, Tanrı’nın gözünde bir katilden farksız olduğunu söylüyor. Brontë Derneği yöneticisi Ann Sumner ise el yazması hakkında şunları söylüyor:
“Charlotte, babasına karşı derin bir sevgi ve saygı duydu, ancak annesini henüz beş yaşındayken kaybetmişti. Brontë’nin, babasına duyduğu sevgiye dair, özellikle bu derece karışık bir dönemde kaleme alınmış böyle bir bulgu, Charlotte’nin iç dünyasını anlamamız konusunda paha biçilemez bir değere sahip.”