Melisa Vardal 

Neredeyse yarım asırdır bu topraklara umutlu melodiler kazandıran Yeni Türkü, hayata geçirdiği proje ile yıllardır söylenen parçalarını sevilen sanatçıların sesleri ile buluşturdu. 22 sanatçının grubun parçalarına yeniden can verdiği, bir saygı albümü olan “Yeni Türkü Zamansız”, geçmişte olduğu gibi bugün de genç nesillere tünelin sonundaki ışığı gösteriyor. Projeye dair Derya Köroğlu sorulamızı yanıtlarken şarkıları seslendiren isimler de duygularını paylaştı. 

1977’de kurulan Yeni Türkü’nün 45 yıllık tarihinin tek daimi ismi siz oldunuz. Yeni Türkü yolculuğu başladığında neler umuyordunuz, neler buldunuz?

Yeni Türkü hem Türk müziğinden hareket etti hem de günceli, bugünü yakalamaya çalıştı; “Hep müziği nasıl yaparız?” diye kafa yordu. 1977’de ilk eserler ortaya çıktı ve “Buğdayın Türküsü”ne giden yol açılmış oldu. Bizim başından beri ticari bir amacımız yok; zaten liseden beri Beatles aşkıyla, dönemin muhalif gençlik hareketiyle rüzgârı önümüze almıştık, yelkenlerimizi doldurmuştuk. Hakikaten o ivmeyle Yeni Türkü’ye doğru yol aldık. Başta rock müziğe, daha Batı’ya dönük bir dünyamız vardı ama kendimiz “Burada ne yapmamız lazım?” diye düşündük ve çalıştık. Bunun üzerine daha türkü bazlı bir albüm çıktı ortaya. Biz başladığımızda ailelerimizden borç alarak, biriktirdiğimiz paralarla kendimiz çıkardık albümü. Sonraki albümü çıkarıp çıkaramayacağımızı bile bilmiyorduk. Garantimiz yoktu. Ama biz çalışmaktan hiç vazgeçmedik.

Pek çok nesil sizin şarkılarınızda umudu buldu. Bu işin sırrı nedir, siz nereden alıyorsunuz umudunuzu?

Yaşamak istiyorsanız umutla çabalamanız gerekir. Burada da müziğin çok önemli bir payı vardır. Biz bu umudu verdiğimizi daha sonraki yıllarda anladık. “1980’lerde sizden aldığımız şevkle ilhamla, kendimizi ayakta tuttuk; içimize huzur verdiniz” dedi insanlar.

"Yeni Türkü Zamansız” albümünde neredeyse yarım asırlık serüveniniz farklı tarzlardaki müzisyenler tarafından yeniden yorumlandı, albüm size neler hissettirdi?

“Yeni Türkü Zamansız”, 22 şarkı ve 22 sanatçıdan gelen bir ruhla insanlara bulaşıyor. Öncelikle de sanatçıların kendi kitlelerine. Bu bizim için elbette gurur kaynağı. Çünkü daha çok gençlere, belki de Yeni Türkü’nün tam farkında olmamış insanlara ulaşmış olacak şarkılar. Bizim genç kitlelere ulaştığımızdan daha farklı bir etki yaratmış olacaklar. Çünkü onların eleğinden geçmiş olarak o şarkılar yorumlanıyor. Aynı hisleri, kendi yorumlarıyla, kendi düzenlemeleriyle yaşatacaklar.

Sizin favori şarkınız hangisi?

Cem Adrian albümde “Çember”i seslendiriyor. Hayko Cepkin “Destina”yı. Sıla “Fırtına” çıkarıyor. Mert Fırat “Bahar Şarkısı” söylüyor, Ceylan Ertem “Rüzgâr”a kendini bırakıyor, Athena “Mamak Türküsü”nü diline doluyor. Kalben “Yağmurun Elleri”nden tutuyor… Albüme bir kulak verin, sizin favori şarkınız hangisi?

Cem Adrian: Yeni Türkü birçok müzisyenin olduğu gibi benim de hem müziğimin yapı taşlarından biri hem de ilham kaynağımdır. Bir Yeni Türkü şarkısı söylemek için böyle bir fırsatın karşıma çıkması beni çok sevindirdi. 

Sıla: Neyi hatırlasam? “Yeşilmişik”in çıktığı günü mü; çocuk, genç kız odalarımızdaki teyplerden yükselen “Derya” deniz duyguların içimize akışını mı; şiire, yazıya, müziğe yaklaşınca biraz ürkek biraz yeni dalgalanışımızı mı? Çocukluğuma ve ilk gençliğime bir nişan iliştirmiş gibiyim sayelerinde...

Hayko Cepkin: Yeni Türkü ile aynı sahneyi de paylaştım, ellerini de tutabildim tokalaşabildim de, gülümsedik hatta kahkahalı sohbetlerimiz bile oldu. Şimdi ise kendi yorumum ile tarihlerine, melodilerine dokunuyorum. Çok kıymetli.