Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Diğer » Türkiye’deki ilk mobil DNA merkezi

Türkiye’deki ilk mobil DNA merkezi

Türkiye’deki ilk mobil DNA merkezi10 Kasım 2021 - 09:11
İzmir Selçuk’ta bulunan Ayasuluk ve St.Jean Anıtı kazısında kurulan mobil DNA merkezinin önemi hakkında kazı başkanı Doç. Dr. Sinan Mimaroğlu, “Biyolojik çeşitliliği belirleme ve yaşamsal faliyetleri anlama açısından oldukça değerli” diyor.

Seyhan Akıncı 

 

İzmir’de yapılan Ayasuluk Tepesi ve St. Jean Anıtı kazısında, Türkiye’de ilk kez bir mobil DNA merkezi kuruldu. Bu DNA merkezi sayesinde önemli buluntuların yurt dışına gönderilmesine gerek kalmayacak. Ayasuluk Tepesi ve St. Jean Anıtı kazılarının başkanlığını yürüten Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Mimaroğlu’na mobil DNA merkezinin önemini sorduk. Kurulan mobil DNA merkezi sayesinde buluntuların nakil sürecinden verilerin güvenliğine kadar pek çok açıdan önemine değinen Mimaroğlu “Mobil DNA merkezi arkeoloji bakımından oldukça önemli çünkü organik materyallerin genetik açıdan değerlendirilmesi haklı olarak çok uzun yasal prosedürler gerektiriyor. Paylaşılan veriler çok kıymetli ve nakil sürecinde yaşanabilecek problemlerin önüne geçilmesi gerekiyor. Aynı zamanda bu verilerin yabancı merkezlerle paylaşılması da ileride etik problemlere sebep olabilir. Bu nedenle verileri paylaşmadan, zamandan tasarruf ederek çalışmaları hızlandırmak ve bu verilerin güvenliğini sağlamak amacıyla bu yola çıktık. Organik yani bir zamanlar canlı olan tüm materyaller bu merkezde incelenebilir. Dolayısıyla insan ya da hayvan kemiklerinden, tohum ya da yiyecek olarak kullanılmış organik atıklara kadar pek çok veri bu sayede tanımlanabilir. Bu da yapılan çalışmanın yalnızca tarihi ya da kökenleri aydınlatmaya yönelik olmadığını aynı zamanda biyolojik çeşitliliği belirleme ve yaşamsal faliyetleri anlama açısından da oldukça önemli olduğunu gösteriyor” diyor.

 

Yıllardır kazı ekibinde yer alan Altınbaş Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi’nden Dr. Mehmet Görgülü ve Dr. Fatih Tepgeç alandaki çalışmalarda ortaya çıkarılan iskeletleri genetik ve antropolojik açıdan inceliyorlardı. Ancak böyle bir atılım kazı için birçok avantaj sağlıyor. Ekip bu bağlamda Kültür ve Turizm Bakanlığı ve İzmir I numaralı Kültür Varlılarını Koruma Bölge Kurulu’ndan alınan izinler doğrultusunda merkezi kurmaya karar vermiş. Gerekli cihazların kullanımı konusunda İstanbul Altınbaş Üniversitesi’nin kazıya desteğiyle Dr.Görgülü ve Dr. Tepgeç’in başında olduğu mobil DNA merkezi faaliyete geçmiş. Bunun yanı sıra İzmir Büyükşehir Belediyesi de aynı destekle bu merkezin kurulumunda katkıda bulunmuş. Ayasuluk Tepesi St. Jean Anıtı’nda kullanılan mobil DNA merkezinin kazıya ait olduğunu ve şimdilik yalnızca bu kazılarda elde edilen verileri incelediğini belirten Mimaroğlu önemli bir detayı da vurguluyor: “Mobil olması gezici olduğu yönünde bir algı yaratıyor fakat öyle değil. Ancak ilerleyen süreçlerde başka kazılardan gelen numuneler de değerlendirilebilir.”

 

‘Dönüşümlü olarak çalışıyoruz’

 

Diğer yandan pandemi pek çok alanda olduğu gibi arkeolojik kazı takvimlerini ve ekip sayısını etkiledi. Bu yıl 1 Aralık’ta tamamlanacak olan kazı çalışmaları 2022’de 12 aylık kazı statüsünde kaldığı yerden devam edecek. Kazı başkanı Mimaroğlu, “Kazı çalışmaları bir ekip işi. Pek çok disiplinden, alanında uzman bilim insanlarından oluşan bir ekibimiz var. Bu yıl ve geçtiğimiz sezonda önceliğimiz pek çok kazıda olduğu gibi sağlık oldu. Dolayısıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bize göndermiş olduğu talimatlara uygun olarak çalıştık. Ekip üyelerimiz dönüşümlü olarak sayıca kalabalık olmadan alana gelerek çalışmalarını sürdürdüler” diyor.