Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Diğer » Tarihini bilmeyen dernek

Tarihini bilmeyen dernek

Tarihini bilmeyen dernek23 Mart 2022 - 09:03

Kemal Küçük

kemalkucuk46@gmail.com

 

Yetmiş yedi yıllık İstanbul Filarmoni Derneği’nin şimdiki başkanı, tüm üyelere Orkestra Dergisi'ni yeniden çıkaracağı müjdesini verince bu yazıyı yazmam şart oldu. Türkiye’nin entelektüel elit isimlerinin 1945’te kurduğu bu sanat kurumunun, geçen aylarda kavga-dövüş yapılan genel kurulunda kendini başkan seçtiren bir kişinin derneğin tarihini bilmemesini yadırgamıyorum ama dernekte yaşanan olayların herkese “Bu kadar da olmaz,” dedirteceğine eminim. 1940’larda doğru dürüst bir orkestrası bile olmayan İstanbul’da Cemal Reşit Rey’in meşakkatli çabalarla kurduğu Şehir Orkestrası'nı destekleyen ve zamanın en büyük virtüözlerinin Türkiye’ye gelmesini sağlayan bir derneğin böyle savrulması, kurucularının rüyalarında bile göremeyecekleri bir ayıp olarak müzik tarihimize geçti.

Olaylar, bir turizm firmasının sahibi olan Atilla Tuna’nın dernek başkanı olması ile başladı. Bir süre sonra başkan hakkında, derneğe aldığı bir çalışan kadın tarafından taciz suçlamasıyla dava açılınca yönetim kurulunun bazı üyeleri istifa etti. 21 Nisan 2021’de yapılan yönetim kurulu toplantısında başkanın tek başına aldığı kararlara tepki gösteren ve kendilerine söz hakkı verilmeyen Evangeline Şarlak, Renan Kohen, Onur Özkaya, Caner Akgün gibi sanatçılar topluca istifa ettiler. Başkan Tuna, birçok üyeyi usulsüz olarak üyelikten çıkartarak olağanüstü genel kurula gitti. 6 Aralık 2021’deki genel kurul öncesi başkan, klasik müzikle ilgisi tartışmalı birçok yeni ismi toplu halde üye kaydederek genel kurula katılmalarını sağladı. Ve bu genel kurulda üyelikten usulsüz ihraçlara tepki gösterenlere konuşma hakkı verilmemesi gerilime neden oldu. Dernek hesaplarının incelenememesi konusundaki tartışmalar sırasında, yeni üyelerin saldırgan tutumları kavgaya dönüştü ve eski yönetim kurulu üyesi bir müzisyenin burnu kırıldı. Polis toplantıya müdahale etti. Duruma tepki gösteren Dernek Denetleme Kurulu üyeleri genel kurulun usulsüz olduğu gerekçesiyle yeni bir genel kurul çağrısında bulundu. Dernekler masasına da gerekli itiraz dilekçeleri verildi ve genel kurulun iptali için dava açıldı. İstifa eden eski denetleme kurulu üyeleri şu açıklamayı yaptı. “Derneğimizin mevcut yönetim kurulu başkanının ve üye sayısı dokuzdan beşe düşerek eksilen yönetim kurulunun etik dışı icraatları, yasal olmayan kişisel tasarrufları, sanatçı üyelerimizi yasa dışı kararla dernekten ihraç etmeleri ve kadına taciz iddialarının basında yer alması, 75 yıllık kamu yararına derneğimizin karalanmasına yol açmış ve yasal denetimden kaçınmışlardır. Denetleme kurulumuzca ana tüzüğümüzün 12. maddesi gereği, olağanüstü genel kurul toplantısı kararı alınmıştır.” Bu çağrıya uyan üyelerle 8 Ocak günü toplanan dernek genel kurulu, yeni yönetim kurulunu seçti. Şimdi derneğin iki ayrı genel kurulda seçilmiş iki ayrı yönetimi var. Atilla Tuna, “Bizimki yasal diğeri yasa dışı,” diyerek, diğer genel kurulu toplayan denetim Kurulu üyeleri Naz Kurtoğlu Şen, Murat Gürol ve Melek Sedef Zeren’i üyelikten ihraç ettiklerini duyurdu. Ayrıca yasa dışı ilan ettiği son genel kurula katılan üyeler hakkında da tüzük gereği işlem yapacaklarını duyurdu.

Gelelim sadede: Afif Tektaş, Nadir Nadi ve Cemal Reşit Rey’in öncülüğünde, Halit Ziya Uşaklıgil, Nedim Gökdil, Ömer Refik Yaltkaya, Ali Emel Tacar, Lütfi Kırdar, Salih Murat Uzdilek ve Adnan Bozcalı tarafından kurulan İstanbul Filarmoni Derneği’ni yukardaki sıraladığım olaylarla yeni tanıyanlara, derneğin 1945’ten 1950’ye kadar ilk beş yılda Türkiye’ye getirdiği klasik müziğin dev isimlerini hatırlatmak isterim!: Vasa Prihoda, Yehudi Menuhin, Caspar Cassado, Alfred Cortot, Wilhelm Kempf, Walter Gieseking, Pierre Fourniyer, İda Haendel, Jacques Thiboud, Samson Francois vd.

O tarihteki imkânlar içinde klasik müziğin en büyük isimleri ülkemize getirilirken belki daha doğmamış ya da yeni doğmuş olan bugünün Filarmoni Derneği “yöneticileri!” her türlü koltuk hırsından önce kurumlarının tarihini iyi bilmeli.

Bu yazı Milliyet Sanat’ın Mart sayısından alıntılanmıştır. Yazının tümünü dergide okuyabilirsiniz.

Etiketler: Diapason  kemal küçük