Tarihin ocağındaki ıslak biçim ve satırlar
04 Ekim 2024 - 04:10Sanatçı Yasemin Özcan’ın kariyerinin belli başlı eserleri, “Islak Zemin” başlığı altında ve son dönem yapıtları eşliğinde, Eda Berkmen küratörlüğünde İstanbul Dolapdere’deki Arter’de. Özcan’ın görsel bir âşık yakınmasıyla katman katman, yıl be yıl seyyahça biriktirdiği çok yönlü anlatım ustalığı, tarihi tam da fırın gibi gönlünde yaktığı dönüştürücü, binlerce derecelik çıraklık mesuliyeti ve ıslak biçim ve satırlarında sahiplendiği asil merakından kaynaklanıyor.
EVRİM ALTUĞ
evrimaltug@gmail.com
30 Yasemin Özcan’ın "Islak Zemin" isimli kişisel sergisi, Arter Yayınları’ndan çıkan 84 sayılı özel yayının da refakatiyle İstanbul Dolapdere’deki Arter’in giriş kat galerisinde, Eda Berkmen küratörlüğünde izleniyor. Süreyyya Evren ile Berkmen"in hazırladıkları arşivsel kitapta, Özcan’ın "V Yaka", "Islak Zemin" ve "Derz Heykelleri" isimli metinlerine, Berkmen’in Özcan ile söyleşisi eşlik ediyor. Kitapta, Işın Önol "Çakıl Taşının Önceliği", Evrim Kaya "Islak Epistemoloji" ve Kaya Genç ise "Gündelik Hayatın Siyasasına Flanöz Müdahaleler" adlı okumalarıyla Özcan’ın sanatına bakış açıları ve hafızalarıyla zenginlik katıyor.
Yasemin Özcan: Islak Zemin Sergiden görünüm, Arter, 2024 Fotoğraf: flufoto (Barış Aras & Elif Çakırla
Sanatçının 6 Nisan 2025’e kadar sürecek sergisi için ürettiği yeni tarihli çalışmalarını geçmiş üretimleri ile kesiştiren "Islak Zemin" sergisinde, SaDe ve Arter desteği ile 2024’te ürettiği "V Yaka", "Her Şeyi Hatırlamak Bir Tür Deliliktir 10", "Islak Zemin 1", "İlmek İlmek 1" ve "Ankara" adlı son çalışmalarına, yine bu seriden "Erenköy", "Sivas", "Muğla", "Köln", "Strazburg" gibi yapıtları seri halde yoldaşlık ediyor. Özcan, sergisinde "Derz Heykelleri"ni teşkil eden "İlmek İlmek", "Küresel Isınma", "Snapchat"ten WhatsApp"a" ve "Turnalar" gibi eserlerini de görücüye çıkarıyor. Özcan, etkinlikte bunlara ek olarak "Elmaslı Apartmanı" (2003, video), "Filizlenme 1, 2" (Fine Art Fotoğraf Baskı, 2021), "Arzu" (2019, Seramik) ve - Ayşe Umur koleksiyonunda yer alan - 2017 tarihli "İdrak" adlı seramik çalışmasını da diğer eserleriyle hemzeminde buluşturuyor. Sergi, sanatçının 2000 - 2020 aralıklı yaklaşık 10 farklı teknikte eseriyle bütünleniyor.
Yasemin Özcan, “V Yaka (detay)”, 2024, Fotoğraf: flufoto (Barış Aras & Elif Çakırlar)
Yasemin Özcan, “Her Şeyi Hatırlamak Bir Tür Deliliktir 10”, 2024, Fotoğraf: flufoto (Barış Aras & Elif Çakırlar)
Yasemin Özcan, “Snapchat’ten WhatsApp’a” (Derz Heykelleri serisi) (detay), 2024, Fotoğraf: flufoto (Barış Aras & Elif Çakırlar)
Yasemin Özcan “Arzu” (detay), 2019, Fotoğraf: flufoto (Barış Aras & Elif Çakırlar)
Vehbi Koç Vakfı tarafından kurulan Arter’deki sergi ve Özcan’ın ürettiği geniş ölçekli düzenlemeye adını veren "Islak Zemin", kurumun verdiği bilgiye göre “sanatçının taşınacak yeni bir yer ararken emlakçılardan sıklıkla duyduğu bir tabir. Mutfak ve banyo benzeri suyla temas eden alanlar için kullanıldığı gibi kaygan ve tekinsiz alanları da imliyor.”
Küratör Eda Berkmen sergide, ziyaretçileri ve sanatçı Özcan’ı anlatan kronolojik yapıtları birbirleriyle boğmayan, hemen her bir esere kendini ifade alanı bırakan bir atmosfer üretiyor. Etkinlik, yapıtlara ve Özcan tarafından üretilmiş fiziksel ve metafiziksel dile uyum gösterildikçe, medikal, gündelik hayhuyu uyuşturan, antidepresan ve sosyo - terapik bir iklim ortaya koyuyor.
Sanatçı Özcan, bir aygıt olarak sessizliği eser ‘lokma’larını hazmettirici, temiz bir su kütlesi gibi kullandığı sergisiyle, bize bir insanın, kadının, sanatçının, emekçi, evlât ve eylemcinin yavaş yavaş eserlerin telaffuzu ile sergi alanında çoğalarak belirdiği, bu kimliklerin birbirleriyle iletişim kurdukları bir "Islak Zemin"den sesleniyor.
Yasemin Özcan, “Islak Zemin 1”, 2024, Fotoğraf: Hadiye Cangökçe
Topyekûn ifadeyle, hafızanın "Islak Zemin"in ta kendisi olduğu varsayımına tutunan sanatçı Özcan, bir araya gelmiş bu yaprak etkili - bellek bütünü eserlerinde değindiği, bizi birinden ötekine çağıran bu oyuncaklı anı fragmanlarını gerek dizeleştirerek gerekse hünerli kalbi ve aklı ile onları cüsseleştirerek, hem birbirleri hem de izleyiciyle büyük bir hürmet ve yoğunlaşma içinde, münazara, münakaşa ve irtibata girişimlerini sağlıyor.
İnsanın sanat eseriyle nasıl bir ilişki içinde olması (gerektiği) meselesine pek çok eserinde ısrarlı halde deneysel merakla değinen Özcan, yüzeyi bir metin kaynağı, biçimi değişken bir kalem, rengi ve dokuyu ise, eseri her seferinde kendi içinde kişiselleştiren birer duygu ve duyu kaynağı olarak kullanarak, yaratıcı bir gayretle değerlendiriyor.
Bir yanıyla edebiyatı plastikleştirme gayretindeki Özcan’ın sergisinde bu anlamda yalıtım, renk ve yoğunlaşmanın başrolde olduğu otobiyografik baharattaki "V Yaka" düzenlemesi, eko(+lojik) tavırla üretilen "Filizlenme" isimli, 2021 tarihli, Gezi direnişine de isyancıl bir tebessümle selâm vermiş art arda fotografik eylem serileri ve "Tekrar İnşa" (2022) ya da "Kaygulu Abdal Çıkmazı" gibi (2016) nice tarihsel, eleştirel, arşivsel işleri, Özcan sanatının derdine düştüğü ‘anıt, kanıt ve yanıt’ gibi zincirleme yaradılış meselelerini üst üste pozlamayı başarıyor.
Yasemin Özcan, “Filizlenme 1”, “Filizlenme 2”, “Filizlenme 3”, 2021, Fotoğraf: flufoto (Barış Aras & Elif Çakırlar)
Yasemin Özcan’ın sergisinin yoğunluğu, derinliğini sanatçının üslûbunun yalınlığına borçlanıyor. Sözgelimi, sergideki 2016 tarihli "Tek Kişisin Sana Yeter" adlı eseriyle bir hazır mutfak eşyasında biçimsel vurguya oynayan sanatçı, içine oturan bireysel varoluş ağırlığını, heykel sanatında belki de olabilecek en yoğun kaide ve istisna randevusuyla görücüye çıkarıyor.
Yasemin Özcan, “Tek Kişisin Sana Yeter”, 2016, Fotoğraf: flufoto (Barış Aras & Elif Çakırlar)
Bunun gibi sergideki "İlmek İlmek" ya da "Ankara" gibi "Derz Heykelleri" veya "Islak Zemin" serisi parçaları da bir sanatçının dünyaya aktardığı ‘mesaj’dan kendini ne kadar azade kılabileceği ya da mesajın, üç boyutlu uzayda, sayısal olana karşı ne kadar meşru, efektif veya kamusal olabileceği gibi temel soru işaretlerini, dijital metin, dijital ekran ve dijital hakikatin her yanımızı ‘dijitalen’ işgal ettiği bu sabırsız, odaksız dönemde, doğru bir taşkınlıkla ziyaretçilerle bölüşüyor.
Yasemin Özcan, “Ankara” (Islak Zemin serisi), 2024, Fotoğraf: flufoto (Barış Aras & Elif Çakırlar)
Yasemin Özcan, “İlmek İlmek” (Derz Heykelleri serisi) (detay), 2024, Fotoğraf: flufoto (Barış Aras & Elif Çakırlar)
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Seramik ve Cam Bölümü’nde öğrenim gören, ilk sergisini 2004’te düzenleyen Özcan’ın Arter"deki "Islak Zemin"i, derinden derine Maçka Sanat Galerisi’nin 40 yılı aşan güncel sanat belleğine de, toplu bir saygı duruşu niteliği kazanıyor. Levhaların ürettiği manzum, mahcup ama muntazam ‘kareli defter’ ruhuyla Özcan’ın sergisinde seramik karolar, pişirilen levhalar, nezaketle yerleştirilen estetik, plastik, belgesel, arşivci ve eleştirel detaylar resmigeçit yapıyor. Bir bakıma, Varlık Sadıkoğlu ve Rabia Çapa’yla temelleri atılmış, Didem Çapa ile kurumsallaşmış bu emektar okul - galeride iz bırakmış tüm çağdaş sanat yaratıcılarının farkında olduğunu, onların okumaya ve yazmaya çalıştıkları dünyayı olanca vicdani ve profesyonel sorumluluğuyla devraldığını, tutarlılığı ve dobralığıyla bizlere hissettiriyor.
Özcan’ın, Arter’deki “Islak Zemin” sergisi ile görsel bir âşık yakınmasıyla katman katman, yıl be yıl seyyahça biriktirdiği çok yönlü anlatım ustalığı, tarihi tam da fırın gibi gönlünde yaktığı dönüştürücü, binlerce derecelik çıraklık mesuliyeti ve aynı ıslak biçim ve satırlarında sahiplendiği asil merakından kaynaklanıyor.
Bilgi: arter.org.tr