Milliyet Sanat
Milliyet Sanat » Haberler » Diğer » Sesimizi kaybetmemek için...

Sesimizi kaybetmemek için...

Sesimizi kaybetmemek için...20 Eylül 2024 - 10:09
Milliyetsanat.com’da yepyeni bir yazı dizisi başlıyor. Sağlık ve sanat genel başlığı altında çeşitlenecek yazıların ilki özellikle sesini profesyonel olarak yoğun kullananları ilgilendiren ses teli nodülleri hakkında.
Koç Üniversitesi Hastanesi
Doç. Dr. Özlem Önerci Çelebi
Kulak Burun Boğaz, Baş ve Boyun Cerrahisi
 
 
 
 
Ses teli nodülü, ses tellerinin üzerinde yerleşmiş, küçük çıkıntı şeklinde ve kötü huylu olmayan oluşumlardır. Genellikle sesin yanlış şekilde kullanımı sonucu ortaya çıkar. Sesin yanlış kullanımı, ses tellerinin titreşirken birbiriyle en çok temas eden noktalarında yoğun titreşim ve travmaya neden olur. Bu travma uzun süre devam ederse, ses tellerinde bu travmaya bağlı olarak nasırlaşma benzeri çıkıntılar oluşur. Bu çıkıntılar ses teli nodülü olarak adlandırılır. Nodüller, ses tellerinin üzerinde pürüzler oluşturur ve sesin kalitesini etkiler. 
 
Ses teli oluşumunda en büyük etken, sesin yanlış kullanımıdır. Özellikle sesini profesyonel olarak yoğun olarak kullanan kişiler, örneğin ses sanatçıları, öğretmenler, avukatlar, çağrı merkezi çalışanları ve din görevlileri, seslerini yanlış tekniklerle kullandıklarında ses teli nodülü oluşumuna daha yatkındırlar. Bununla birlikte, dışa dönük, sosyal olarak aktif ve kişilik özellikleri itibarıyla sesini çok ve zorlayarak kullanan hastalarda da ses tellerinin aldığı travma nedeniyle ses teli nodülü daha sık görülebilmektedir. 
 
 
Ses teli nodülü olan hastalarda tanı, hastadan detaylı bir hikaye alınması, şikayetlerinin sorgulanması ve takiben detaylı bir kulak burun boğaz boyun ve ses teli muayenesi sonrasında konur. Hastalar genellikle seslerinin kısık, çatallı ve kaba olduğundan yakınırlar ve sesin uzun süre kullanımıyla birlikte seste yorulma ve zaman zaman boyunda ağrı tarif ederler. Hastadan hikaye alınmasının ardından kulak burun boğaz muayenesi ve takiben ses tellerinin laringoskopik muayenesi yapılır. Laringoskopi, ses tellerinin doğrudan endoskopik olarak görülebilmesini sağlar. Bu muayene, ses teli nodülünün tanısında ve tedaviye cevabının değerlendirilmesinde kritik öneme sahiptir. 
 
Ses teli nodülü olan hastalarda tedavi, ses hijyeninin sağlanması ve ses terapisiyle başlar. Ses terapisti, ses sağlığı ve ses hastalıkları tedavisi konusunda eğitim almış bir uzmandır ve sesin doğru kullanımı, tedavi edici egzersizler ve teknikler konusunda rehberlik eder. Bu şekilde hastaların ses tellerini doğru şekilde kullanmayı öğrenmesine yardımcı olur. Ses terapisi, ses teli nodüllerinin tedavisinde önemli bir rol oynar ve birçok durumda tek başına tedavide yeterlidir. Ne var ki tedaviye yanıt vermeyen bazı vakalarda cerrahi müdahale gerekebilir. Cerrahi tedavi, “fonomikrocerrahi” adı verilen bir cerrahi teknikle, genel anestezi altında ve mikroskop eşliğinde, ses teli dokusunun narinliğine uygun mikroskobik aletlerle ses teline zarar vermemeye dikkat edilerek uygulanır.
 
 
Cerrahi, özellikle ses terapisine cevap vermeyen durumlarda tercih edilen bir seçenektir. Bununla birlikte, son dönemlerde ses tellerine kortizon enjeksiyonu da ses terapisinden fayda görmeyen hastalarda kullanılabilen ek tedavi seçenekleri arasındadır.
 
Ses teli nodülü tedavi edilmezse, ses kısıklığının sürekli hale gelmesi ve ses kalitesinde kalıcı bozulmalar meydana gelebilir. Ses teli nodüllerinin önlenmesi için ses hijyeni ve doğru ses kullanımı esastır. Sesini profesyonel olarak kullanan kişilerin düzenli ses terapisi seanslarına katılmaları ve seslerini korumak için gerekli önlemleri almaları, nodül gelişimini önlemek ve gelişmiş nodül varsa bunun tedavisinde etkili olacaktır.